Adnan Zeki BIYIK

Adnan Zeki BIYIK

"Dualar Neden Kabul Edilmiyor"

"Dualar Neden Kabul Edilmiyor"

 

 

1-Kur'anı okuyup anlamını düşünmemek. Onu sadece sathi cihetle okumak…

Kuran’ı büyük merasimlerle okuyorlar, Güzel seslerden okunan bu Kuran’lar sadece ağızların içinde kalıyor, Kulakları mütelezziz ediyor fakat yüreklere inmiyor. Şu anda anlamadan okuma işi, anlamaya matuf okumayı ciddi anlamda örtmüş durumdadır. Dolayısıyla Müslümanlar Kuran’ın yüzünden okunmasına verdikleri önemin yüzde birini bile Onu anlamaya vermediklerinden dualar, Yaradanın katında ma’kes bulmuyor.

(Rubbe Tâlin yel’anûhül Kur’an-“Nice Kuran okuycuları vardır ki Kuran onlara la’net eder…” (Hadis) (İhlaslı Okuyucular müberradır)

Hz. Ali (ra)'dan rivayet edilir. Peygamberimiz (sav), Kur'an'ı güzel okumaları ve güzel konuşmaları ile övünen ancak Kur'an hükümlerini uygulama ve yaşama konusunda samimi olmayan kişiler hakkında, "Kuran'ı okuyacaklar fakat boğazlarından aşağıya geçmeyecek..." buyurur.

“Aranızda öyle bir grup ortaya çıkacaktır ki, namazınızı onların namazları, oruçlarınızı onların oruçları ve diğer amellerinizi de onların amelleri yanında az göreceksiniz. onlar Kur’ân okurlar, fakat okudukları boğazlarından aşağı geçmez. onlar okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkarlar...” (Buhârî, Fedâilü’l-Kur’ân, 36)

 

2-Zulümler Karşısında susmak, Bananecilik, Dilsiz şeytanlık…

“ Zalimlere (sevgi beslemek, yağcılık yapmak veya yaptıkları işlere rızâ göstermek suretiyle) meyletmeyin; sonra size ateş dokunur (Cehennemlik olursunuz). Allah’dan başka yardımcılarınız da yoktur; sonra azabından kurtarılamazsınız.” (Hûd Sûresi 113)

 

3-Haramı helal gibi Yemeleri...

Zamanede “Ben Müslümanım, yanlış bile olsa bir kamu malını yemem daha uygundur. Ben yemesem bir Komünist yiyecek” yanlış anlayışı da yaygınlaştı. Gerçek bir Müslüman asla başkasının hakkına el uzatmaz, haram yemez. (Bu konularda hassas olanları tenzih ederim).Yeryüzünde en muhterem şey helal lokma ile beslenmektir ki duaların kabulünü sevgili Peygamberimiz helal lokmaya bağlamışlardır.

“Ey iman edenler! Size kısmet ettiğimiz rızıkların temiz ve helâlinden yiyiniz! Eğer yalnız Allah’a ibadet ediyorsanız, O’na şükrediniz” (Bakara Sûresi-172)

“Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin. Kendiniz bilip dururken, insanların mallarından bir kısmını haram yollardan yemeniz için o malları hakimlere (idarecilere veya mahkeme hakimlerine) vermeyin.” (Bakara Sûresi-188)

“Öyle bir zaman gelecek ki, kişi helâlden mi haramdan mı kazandığına aldırmayacak!” (Buharî, Büyû; 7)

 

4-Partilerini veya cemaatlerini ya da tarikatlarını Dinlerinden daha çok Sevmeleri…Liderini, şeyhini veya cemaat önderini Peygamberlerinden daha fazla sevmeleri...

Bakıldığında görülecektir, ülkemizde dini birçok mukaddesimize hakaret edildi. Hiç sesi çıkmayan Müslümanlar, benzer veya daha düşük bir sataşma cemaatinin veya tarikatının ya da partisinin liderine yapıldığında tepki vermesi durumun fecaatini göstermektedir. Halbu ki:

Yüce Allah buyurdu ki: “De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, biriktirdiğiniz mallar, bozulmasından endişe ettiğiniz ticaret, hoşunuza giden evler, eğer size Allah’tan, Peygamberinden ve onun yolunda cihat etmekten daha sevimli geliyorsa, o takdirde Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah, yoldan çıkmışlar topluluğuna asla yol göstermez.” (Tevbe Sûresi- 24)

Peygamberimiz (sav) buyurdu ki: “Sizden biri, ben kendisine, babasından çocuğundan ve bütün insanlardan daha sevimli gelmedikçe inanmış olmaz.” (Buharî-Müslim)

 

5-  Belli bir kesimde hızla artan Lüks ve İsraf

Arap ülkelerinden Suud başta olmak üzere, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri vs., İslam Alemi kan ağlarken ilgisiz kaldığı yetmiyormuş gibi, Altundan, gümüşten tuvaletlere abdest bozacak kadar, lüks ve israfta azgın hale gelmeleri…Ülkemizde de bu kadar olmasa da lüks makam arabalarındaki korkunç israf,  kamuda ve özelde giyim kuşamda aşırı debdebe ve milyonlarca lira değerde takı ve aksesuar kullanma merakı,  enva-i çeşit yiyecekler, yatlar, katlar

“Zulmedenler ise kendisi ile şımartıldıkları refahın ardına düştüler ve hep suçlu oldular.” (Hûd Sûresi-116)

“Kim savurganlık yaparsa, Allah onu yoksul bırakır.” (Hadis)

 

6- Dini para ve ticaret olarak gören, Bel’amlara şapka çıkarttıracak din tacirlerinin halkı uyuşturması…

Geçtiğimiz günlerde “Haram parayla hacca gidilebilir ancak sevabı az olur” diyecek kadar tüm İslam Ahlak değerlerini pay-i mâl eden bu zevat, ekranlarda insanımıza manevi anlamda tesir edemediği gibi sayılara dökülmüş dualarla (şu kadar şu duayı okursanınız, şuna erersiniz, şu işiniz olur.) tarzında robotvari,  uyuşturulmuş bir kalıp müslüman tipini empoze etmektedirler. İçinde ihlası barındırmayan Kuran’ı okuyup anlamaya müteveccih olmayan, İslam’ı rant ve şöhret elde etme aracı olarak anlatanların, Musab b. Umeyr ruhu taşımayan bu güruhun  muhatabı olan dinleyicilerinin de duaları yüce Mevlanın katında ma’kes bulmamaktadır.

“Ayetlerimi az bir menfaat karşılığında satmayın. Benden (azabımdan korkun) Bakara Sûresi-41

Peygamberimiz (sav) : "Ümmetim, kötü âlimler, cahil abidler yüzünden helak olur" [Darimi]

İmam Rabbani: “Dünyalık peşinde olan din adamlarının sözlerini dinlemek, kitaplarını okumak zehir yemek gibi zararlıdır. Kötü din adamlarının zararları bulaşıcıdır. Cemiyetleri bozar, milletleri parçalar.”  (47. Mektup)

Peygamberimiz (sav), dini dünyalık için anlatanların özelliklerini şöyle verir:  “Akıl ve imani zafiyet içinde olacaklar… Güzel ve uzun konuşacaklar ancak anlattıklarını yaşamayacaklar.”

Hz. Ebû Hüreyre (ra) ve Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:”Kıyamet kopmazdan önce gece karanlığının parçaları gibi fitneler olacak. O vakit kişi mü’min olarak sabaha erer de kâfir olarak akşama kavuşur. Mü’min olarak akşama erer, kâfir olarak sabaha kavuşur. Birçok kimse azıcık bir dünyalık mukabilinde dinlerini satarlar.”  (Tirmizî, Fiten 27, 30, (2196)

 

7-Cinayetlerin ve Fuhşun ciddi anlamda artması ve hızla yaygınlaşması…

Bunları artık sadece belli bir kliğin veya grubun mensupları değil, hacısı hocası, solcusu,sağcısı, dindarı,ülkücüsü herkes yapabilmektedir. Dini hassasiyeti olan fuhşu güya gizli bir nikâh kıyarak vicdanında meşru hale getiriyor. (Kendini kandırıyor) Dini hassasiyeti olmayan zaten nikaha gerek duymadan işini görüyor. Nesiller bozulmaya başladı, bu gayr-ı meşru ilişkiler sebebiyle kürtajlar ve intiharlar her geçen yıl fazlalaşmakta…Cinayetlerin zaten belli bir görüşü yok. Öfkeye kapılan veya keyfi sebeplerle güç gösterisi yapan herkes bu cürmü işleyebilmektedir. Can güvenliği diye bir kavram başta bizim ülkemizde olmak üzere tüm İslam Coğrafyasında sınıfta kalmıştır.

Halbuki islam Dini 5şeyin korunmasını emrediyordu:  Can, akıl, mal,nesil ve Din…

Ebû Mûsâ radiyallahü anh anlatmıştır: Resûlullah Efendimiz aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurdu:
“Sizden sonra gelecek günler vardır ki, o günlerde ilim kaldırılacak ve herc çoğalacaktır!”
Ashab-ı Kirâm (ra):
“Yâ Resûlallah! Herc nedir?” dediler.

Resûl-i Ekrem aleyhissalâtu vesselâm: “Öldürmektir. Öldürmektir. Öldürmektir.” Buyurdu. (Müslim, Fiten 18, (157);Tirmizî, Fitne, 28)

“Kıyametin alâmetlerinden biriside zinanın çoğalmasıdır” (Hadis)

 

8- Tefrikacılık, Birlik olamamak, Küskünlüklerin artması,  Birbirinin kuyusunu kazmak…

Ben  sizin dünyayı elde etmek için birbirinizle kapışıp kavga etmenizden korkuyorum.” (Buhârî, Cenâiz 71, Menâkıb 25

"Ben sizin dünya hırsıyla birbirinizle kapışmanızdan, birbirinizi katletmenizden ve sizden öncekiler gibi helâk olup gitmenizden korkuyorum.” (Müslim, Fezâil 31)

 

9-Emanete İhanetlerin  artması, Cahillerin ve nâ ehil insnaların hürmet görüp, belli mevkilere gelmesi, Ricalûllah denilen yüksek ruhlu insanların hor görülmesi…

Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-, yanındaki cemaate konuşurken, bir adam gelerek:

“-Ey Allah’ın Rasûlü! Kıyamet ne zaman kopacak?” dedi. Sallallâhu aleyhi ve sellem- konuşmasına devam etti, sözlerini bitirdiği vakit:

“-Sual sâhibi nerede?” buyurdular. Adam:

“-İşte buradayım ey Allah’ın Rasûlü!” dedi. Sallallâhu aleyhi ve sellem-:

“-Emanet zâyi edildiği vakit Kıyameti bekleyin!” buyurdular. Adam:

“-Emanet nasıl zâyi edilir?” diye sordu. Efendimiz:

“-İş, ehil olmayana tevdi edildi mi Kıyamet’i bekleyin!” buyurdular.” (Buhari, İlm 2, Rikâk 35)

Birgün Hz Peygamber buyurdular:

Ümmetim şunları yapmayı başlayınca onlara muhtelif belâların gelmesi vacip olur.

-Ganimet (yani milli servet, fakir fukaraya uğramadan sadece zengin ve mevki sahibi kimseler arasında) tedavül eden bir metâ haline geldiğinde 

-Emanet edilen şeyleri emânet alan kimseler (yani özelde şahıslar kamuda memurlar) o ganimeti  kendilerine helal kıldıkları zaman,

-Zekâtı  ibadet bilmeyip ceza telâkki ettikleri vakit,

-Zulümlerinden emin olmak için eşkıya takımına hürmet edildiği vakit,

(Tirmizi, Fiten 38/2210)

 

10-Şehit Dedelerin mirasına ihanet…

Dinimizi gölgesinde rahatça yaşadığımız Bayrak,  güven içinde yaşadığımı vatan gibi milli mukaddes değerlere gerektiği şekilde sahip çıkılamadığından,

ecdadın canını, kanını feda ettiği bu kutlu vatan tapusuna yapılan saygısızlıklar neticesinde Yüce Allah, bizim dualarımıza icabet etmiyor gibi geliyor bana…

Dua yerin göğün hazinesidir. Bunca menfi durumlar tebarüz etmişken denecek ki;

Hocam duâ etmyelim mi? Tabi ki dua edeceğiz. Çünkü Cenab-ı Hak “Ban dua edin ben duanıza icabet edeyim” buyuruyor başka bir ayette “Kullarım beni sana soruyorlar, Onlara de ki: Ben kullarıma çok yakınım, dua ettiklerinde dualarına icabet ederim.

Yüce Allah, kullarının devamlı yalvarmasını ister, fakat kendisi ve koyduğu nizamata uymayan yeryüzünü fesada boğan kullarına da gazaplandığı da olmuyor değil. Bu gazabının neticesi gereği dualara icabet etmeyebiliyor. Ama biz kullar olarak duaya devam edeceğiz. Çünkü içimizdeki bir masumun, bir yetimin, veya zulme uğramış mazlumların ilticası katında kabul görebilir. Ya da bir pir-i faninin duasına icabet edebilir, veya hoşnutluğuna vesile olacak bir tavır ortaya koyan kullarının ilticası, yüce katında kabul görebilir. Biz bunları bilemediğimiz için devamlı dua etmeliyiz. Müminin mümine duası makbuldur demiş Aziz Peygamberimiz. 

Günahlarımızın bolluğu sebebiyle belki ilk etapta kendimiz için ettiğimiz bir dua kabul olmayabilir ama mümin kardeşimize veya evladımıza yaptığımız bir dua Allahın dergahında kabul görebilir. Herşeyden de öte şu zamanlarda zulümde ve vahşette sınır tanımayan Siyonist cânilerin kahrolması, mazlum Müslümanların kurtuluşu için dua etmeliyiz. Olur ya Allah içimizdeki bir garibanın dilinden çıkacak dua ile İsrailin zorbalarını dize getiriverir.

Allahın Selamı rahmeti, nusreti, ve muhabbeti kendisine gönülden inanıp Ahlak-ı Muhammediyi hayatına taşıyan gerçek müminlerin üstüne olsun. AMİN

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum