Teslime Gülsen NURDOĞAN
DOSTLARIMIZ TERÖRİST
Dünya tarihi, insan psikolojisi ve Kur’an kıssaları ekseninde gidip geliyorum. Bu gün yaşananları, dün yaşananları, kan gölüne dönen dünyayı korku ve dehşet içinde seyrediyorum. Korkum, şiddetleri de yaratan Allah’ın şiddeti.
Müslümanlar olarak onun rahmetine sığınıyoruz ve bunca zulümler karşısında bize akıl ve basiret, güç ve kuvvet ihsan eylesin, diyoruz. İçimizden zalimin zulmünü durduracak erenler yollasın.
‘’Andolsun Kur’an’ı düşünmek için kolaylaştırdık fakat var mı düşünen?’’ Kamer 32, ayet-i celilesince hiçbir şey yapamazsak da düşünelim bir.
Tarih boyunca insan?.. Savaşlar, siyaset arenaları, çevrilen dolaplar, kurulan düzenekler, suikastler, ölümler…
Kendi günlük hayatınızda, geçmiş yaşantınızda size yapılan haksızlıkları düşünün. İhanetleri, kalleşlikleri… Kendinizin de sütten çıkmış akkaşık olmadığınızı biliyorsunuzdur. Pek büyük olmasa da, kimse manzarayı çakmasa da siz de adil olamadınız her zaman. Fakat acaba neden?
‘’Nefis keyfine düşkündür. Keyif nedir? Nefsin ta kendisi. İnsan rahat etmeyi sever. Arzu ve istekleri hiç bitmez. Herkesin arzu ve istekleri ise kendine göredir. En cahilinden en alimine. En zengininden en fakirine gönlünün muradı bir türlü olmaz. İsteklerin arkası bir türlü gelmez. Allah’ın terbiyesiyle terbiye olan Yusuf Peygamber:
‘’Ben yine de nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis şiddetle kötülüğü emreder. Ancak Rabbimin rahmetiyle esirgediği başka. Muhakkak ki Rabbim bağışlayıcı ve merhametlidir.’’ demiştir.Yusuf 53
İnsan yaratılırken hamuruna nefs ve şeytan denen iki düşman karıştırılmıştır. Akıl ve irade gibi bir ihsanla ise bu iki düşmanı alt edecek güce sahip kılınmıştır. İnsan işte bununla sınanmaktadır.
Kur’an’da aklını kullanmayanların pislik içinde kalacağı buyrulmuştur. Fakat bahsedilen bu akıl menfaat ve çıkarlarını düşünürken başkalarının hakkını gasbetmek değildir. Menfaat ve çıkarlarını her şeyden üstün gören kişi aklını en başta kendi kılıç darbesiyle yaralamış olur.
Halbuki insan en fazla iki-üç tabak yemekle doyan bir yaratıktır. Fakat hırs ve şehveti midesinden büyüktür. Bu yüzden yakar, yıkar, yağmalar. Her şeye sahip olsa da sahip olma arzusundan kurtulamaz. Böyleleri hayvanlardan bile aşağıdır. Belgeselleri izlersiniz yırtıcı hayvanların dahi doyduktan sonra bıraktığını görürsünüz.
Nitekim ABD doymuyor. Rusya doymadı. İsrail’in gözü dönmüş. Dünya Orta doğudaki petrol rezervlerinin peşinde. Hepsi:
‘’Hepsi benim olsa!’’ diyor.
Bu yüzden öldürdükçe öldürüyorlar. Artık insanlıklarından çıktılar. Sağlıklı düşünme melekelerini kaybettiler. Çünkü vicdanları zulümden dolayı karardıkça karardı. Vicdanı kalmayanın da aklı pislik içinde kaldı .
BM toplantısında Arjantinli diplomat Obama’ya ve diğer ABD’li yetkililerin yüzüne karşı şunları söyledi:
‘’Geçen yılki toplantımızda Esed rejimini terörist olarak değerlendirip ona karşı olanları devrimci görüp desteklediniz. Şimdi ise dün devrimci dedikleriniz radikal İslamcılara karşı savaşıyor.
Hizbullah’ı terörist örgütler listesine koymuştunuz ama sonradan Lübnan’da geniş bir tabanı olan saygın bir yapı olduğu anlaşıldı.
1994’te Buenos Aires’te İsrail elçiliğine yapılan bombalı saldırıda İran parmağı aradınız ama öyle olmadığı kesinleşti.
11 Eylül sonrası El-Kaide terörü gerekçesiyle Afganistan ve Irak’a savaş açtınız. O ülkeler şimdi dünyanın en ağır durumunu yaşıyor.
Arap baharını Tunus, Libya, Mısır başlatarak radikal İslamcıları kendi elinizle orada iktidara getirdiniz ve bölge halklarının özgürlüklerini gasp ettiniz.
İsrail’in son Gazze saldırısında bir kıyım ve yıkım yaşandı. Oysa siz onu görmek yerine sadece Gazze’den İsrail’e atılan ve hiçbir etki yapmayan roketleri gördünüz.
Bu gün burada Işid’e karşı bir BM kararı çıkarmak üzere toplandık. Oysa Işid’in bazı BM güvenlik konseyi ülkelerinin gözetiminde dostları tarafından kurulup beslendiğini herkes görüyor.
Işid ve El-Kaide’nin elindeki silahların izini kim sürebilir?
Büyük güçler çok kolay dost ve düşman kavramını değiştiriyor. Teröristler dost oluyor dostlar ise terörist. Ortadoğu’da bir terörizm canavarı yarattınız. Ve bu canavar artık kontrolünüzden çıktı.’’
Ve bütün bunları acaba işittiler mi dersiniz? Elbette kulaklarında iyi işitmek için aletler de takılı fakat işittiler mi?
‘’Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır onlarla görmezler; kulakları vardır onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.’’ Araf 179
Ayetlerinin tefekküründeyiz. Elbette en iyi işiten ve gören Allah celle celalüh’tür. Zira; ‘’O ne güzel görendir ve O ne güzel işitendir.’’ Kehf 26
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.