Dokuz Kilo Pirinç

 

Ramazan ayı, ayrı ve özel bir berekettir. Oruç kişisel hırs ve hevesleri zincirleyen bir ibadettir. Bu ayda artan sahavet alışkanlığıyla Müslümanların garip ve fakir neferleri için de ayrı bir bayram oluverir. Hele milletimizin varlıkta ve darlıkta verme alışkanlığı başka bir güzelliktir.

Son iki yılda corona salgını ve yaşanan bunca olumsuzluğa rağmen, gönül coğrafyalarımıza giden hayır hasenatta azalmak yerine artış olmuştur. Bu durum milletimize özgü başka bir meziyettir.

Bu coğrafyaya / Burkina Faso’ya ulaşmış emanetler sahiplerini bulacak. Bir köyde ramazan erzakı dağılacak. Buraya çevreden başka köyler de gelecekler. Daha önceden bu konuda gerekli bilgilendirmeler yapıldı. Köylerin imamları kendilerine verilen sayı kadar aileyi bilgilendirecek, onları alıp saatinde dağıtımın yapılacağı köye gelecekler.

            Erzaklar bir gün önceden köye ulaştı. Görevliler, onları uygun şekilde hazırlamış. Söz verdiğimiz saatte biz de ulaştık. Sakin ve mütevekkil bir bekleyişle gölgelikler dolu... Çevre köylerden gelen kadınlar bir ağacın altına oturmuşlar.

Hava sıcaklığı 40 derecenin üzerinde. Milim rüzgâr yok. İlk baktığımızda dağıtılacak erzak sayısından daha fazla bekleyenin olduğunu fark ettik. Bu sıkıntılı bir durum demektir. Zira alamayanlar da biraz sonra gelecek ve yalvaran gözlerle size bakacaklar. Siz de kalmadı diyeceksiniz... Ancak bu hiç de kolay bir durum değil. Biraz sonra dağıtıma başladık. Listede ismi yazılı olanlar, sükûnet ve vakar içinde gelip erzaklarını aldılar.

Az sonra baktım ki bir gurup kadın aldığı erzakları bisiklet veya motorlarına yüklemek yerine caminin ön tarafındaki bir ağacın altına taşıyorlar. Merak edip oraya yaklaştığımda yere serilen bir sergi üzerine bütün pirinçlerin boşaltıldığını gördüm. Burada hummalı bir çalışma var. Başlarında köyün imamı işleri koordine ediyor. Ne olduğunu anlamak için bize tercümanlık yapan İsa’ya sordum. Köyden daha fazla kadının geldiğini ve hepsinin eşit olarak paylaşacağını söyledi. Konuyu az sonra imamdan detaylı şekilde öğreneceğiz.

Biz işimizi bitirdik, o köyün imamı da ağaç altındaki bu paylaşımı bitirmiş. Ona meselenin detaylarını sorduk. Cevap içimizi yakan cinsten... “Bizim köye 30 paket erzak verilecek. Ancak bizde camiye gelen ve benim görüp gözetmem gereken 70 kadar kadın var. Ben nasıl bir seçim yapayım? Hangisine vermesen o üzülecek. Kaldı ki hepsinin ihtiyacı var. Ben de onlara durumu anlattım. Bu yetmiş kadının hepsi de geldiler. Orada pirinçleri yere döktük ve yeniden paylaştık. Her bir kadına 9 kg pirinç düştü. Hepsi de bunu biliyordu ve bunun için hazırlıklı gelmişti. Şimdi sorun çözüldü. Kimseye hak geçmemiş oldu...” Tabi yağ ve salçaları nasıl paylaştılar bilemem. Bunu da soramadım.

İki köyün arası yaklaşık 15 km. Bu sıcakta ve oruçlu halleriyle bisikletinin arkasına pirincini saran kadınlar gruplar halinde pedallarını çevirdi. Günlerden Cuma... Acele etmeleri lazım... Zira bunlar eve bırakılacak, hazırlık yapılacak, daha temiz elbiseler giyilecek ve Cuma namazına gidecekler. Burada namaza gitmemek çok büyük bir ayıp ve günahtır. Akşama mı? O sonraki mesele... Ancak bu köyde 70 evde akşam pirinç pilavı şöleni olacak.

“Balık su içindedir de suyun kıymetini bilmezmiş.” Aslında şükrünü eda edeceğimiz ne kadar da çok nimet var... Bir kısmını zaman içinde kanıksayınca onları, “bizim” diye tanımlamak(!) ve yokluğunu düşünmemek ne acı değil mi? Nankörlük yapmak isteyen nefis, bunların hepsini kendinin kazandığını sanır ve onu iddia eder. Oysaki kelam-ı ilahi böyle bencil düşüncelere dalan ve paylaşmaktan uzak duran iki bahçe sahibini ve kimseye göstermeden ürünü eve taşımayı planlayan bencillerin nasıl da bir gecede sıfıra indiklerini anlatır.

Buranın yakıcı sıcağında sadece 9 kg pirinç için hem de bisikletle gidiş dönüş yaklaşık 30 km yol... Lakin onların şikâyeti yok. Yeter ki sizin ihsanınız olsun. İmam bunlara artırılması için de ricada bulunmadı. Hiç yardım edilemeyen komşu köyü yeniden hatırlattı ve oradaki Müslümanları için de istikak istedi.

Anladınız değil mi?

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum