Lütfi AYHAN
DİNİ AKLA HAPSETMEK
Geçen haftaki yazımda son İslam devleti olan Osmanlı'nın ortadan kaldırılması ile kültürümüzün ana direklerinin de yıkıldığını, dini ve sosyal dünyamızın berheva olduğunu, bu nedenle ümmetin büyük bir kafa karışıklığına düştüğünü, bunun sonucu olarak da taşların yerinden oynadığını, dini anlama, dini yaşama, dini hayata uygulama mevzuunda büyük bir kaosun meydana geldiğini dile getirmiştim.
Dini öğrenme, dini anlama sistemimizin bozulmasının tabi bir sonucu olarak ümmet bu gün büyük bir keşmekeşin içinde bulunuyor. Başta "Allah" olmak üzere "din", "ahiret", "peygamber", "melek", "kitap", "kader", "ayet", "hadis", "tefsir", "alim", "müçtehit", "müceddit", "ahkam", "nasih", "mensuh", "rasih…" Gibi kelime ve terimlerin bile anlamını bilmeyen insanlar, birkaç ayet, birkaç hadis okuyarak kendileirni din konusunda söz söylemeye yetkili zannetmeye başlıyorlar. Bu anlayış bu gidiş, bu yol müsteşriklerin asırlardır devam eden çalışmalarının tabi bir sonucu.
İslam dünyasını asırlardır ayakta tutan manevi gücü ( yani dini/İslam’ı peygamberimizin(sav) , sahabelerin (r.a), büyük mezhep imamlarının( r.a) anlattığı, yaşattığı şekilde anlayıp hayata geçirme hali) onun elinden almak isteyen müstevliler, müsteşrikler, emperyalistler sistematik bir çalışma içine girdiler. "Niye böyle bir şey yapsınlar ki? Onların böyle bir çalışma yapmasına ne sebep olabilir?" Diyen arkadaşlara kısaca şunu söylemek isterim. İslam öyle bir hızla yayıldı ki 4Halife ve Emeviler döneminde, Hristiyanların/Bizansın elinde olan bir çok ülke, bir çok bölge( Irak, Suriye, Anadolu, Kafkaslar Afrika, Perslerin elinde olan İran Horasan; Selçuklular döneminde Anadolu, Osmanlı döneminde İstanbul, balkanlar, Avrupanın yarısı…) Müslümanların elin geçti.
Bu gün 1. 7 milyarlık nüfusu ile, elinde bulundurduğu toprakların stratejik konumları ve yer altı ve yer üstü zenginlikleri ile İslam Dünyası, tıpkı tarihte olduğu gibi( Yani Abbasiler, Selçuklular, Osmanlılar Endülüs Emevi devleti…) yeniden Dünya hâkimiyetini elde edebilme potansiyelini elinde bulunduruyor. Bu tehlikeyi gören İslam düşmanları ümmeti şaşkına çevirmek için onun sahip olduğu değerlere sistematik bir saldırı gerçekleştiriyorlar. Buna önce din adamlarını (hoca müftü imam, mürşid…) sonra büyük alimleri, ardından mezhepleri ve onların çok faziletli kurucularını hedef alarak başlattı. Ardından hadislere ve muhaddislere yöneldiler. Hadisler hakkında ümmetin kafasında soru işaretleri oluşturdular. Son hedef ise sırası ile imanın esasları olacak. Hadislere karşı yaptıklarını bu sefer ayetlere karşı yapacaklar. En sonrada Allah inancımıza saldıracaklar. Bu gün," Kuran varken Kuran bize yeterken hadislere ne gerek var?" diyenler bu engeli aşınca Kurana saldırmaya başlayacaklar. Kur'anda, akla zıt gibi görünen ayetleri (mazallah) sorgulatmaya başlayacaklar. “İslam dini akıl dinidir” gibi basit bir kuralla yetişen, ilimden yoksun, dinden bihaber, eğitimi sıfıra yakın insanlar, akıllarına uymayan ayetler karşısında şüpheye düşürülüp, Allah, kitap, ahiret... Gibi temel imani mevzular konusunda da şüpheye düşürülüp dinlerinden uzaklaştırılacaklar.
Dinimiz olan islam , vahy kaynaklıdır. Onun kurallarını, sonsuz ilme, sonsuz kudrete sahip olan, başlangıcı ve sonu olmayan, hayyül kayyüm olan, her şeyi yoktan var eden ve bir gün bu alemi yıkarak sonu olmayan ahireti ve onda cennet ve cehennemi yaratacak olan Allah koyar. O’nun kuralları zamanla ve mekânla sınırlı değildir. Oysa bizim aklımız zamanla ve mekanla sınırlıdır. Bu nedenle Kurandaki bazı bilgileri bizlerin sınırlı kapasiteye sahip zayıf akllarımız almayabilir. Bu argümanı kullananara mezhepleri, âlimleri, hadisleri, muhaddisleri reddeden kişiler yarın aynı taktikle (maazallah) Kuranı ve ayetleri de reddedeceklerdir.
Akla Zıt gibi Görünen Ayetler
Yukarıdaki çalışmanın bir sonucu olarak Dünya zalimleri, dünya emperyalistleri, dünya cebbarları nasıl ki mezhep, alim engelini aştıktan sonra Peygamber ve hadis seddine saldırmaya başlamışlarsa, yarın bu engeli aşınca son kale olan Kitap, Ayet Din kalesine hücum edeceklerdir. Bu gün hadislerle ilgili sordukları bazı soruları yarın ayetlerle ilgili sormaya başlayacaklardır. Mesela, (haşa maazallah) “Allah Kitabında miras olarak niye kadınlara yarım veriyor? Oysa kadında, erkekte Allah'ın kulları değil mi? Üstelik de kadın erkekten daha zayıf.” “Niye bir erkek şartlar oluşunca birden fazla kadınla evleniyor da kadın birden fazla erkekle evlenemiyor?” “Allah kitabı niye parça parça indirdi de güzel ciltlenmiş bir halde indirmedi?” "Anneyle, babayla, kardeşler dayı hala teyzeyle…Evlenmeyi kuranda zikreden Allah niye dedeyi nineyi torunu zikretmedi.? “Niye Peygamber ölmeden Kuranı toplayıp ciltletmedi?" "Bedir savaşında Allah, kafirler 900 kişi iken niye Allah Müslümanlara binlerce meleği yardıma gönderdi? "Meleksiz direk onları kahredemez miydi" ( Hani siz (Bedir’de) Rabbinizden yardım istiyordunuz, O da: “Hiç şüpheniz olmasın ki ben size, birbiri ardınca gelen bin(lerce) melekle yardımcıyım.(Enfal 9) ” diye duanızı kabul buyurmuştu?” Gibi ardı arkası kesilmeyen sorular sorarak o küçük akılları ile kendilerine engel olan İslam’ı yıkmaya çalışacaklar. Bu nedenle bu gün peygamberimiz- hadisler, mezhep- mezhep imamlarımız ve büyük ulemamızla ilgili yapılan saldırıların son hedefinin bu olduğunu bilerek tedbir almalı, hem vefat etmiş hem de yaşayan alimlerimize, mezheplerimize, mezhep imamlarımıza, peygamberimize, hadislerine ve dinin sembolü olan her şeye büyük değer verip sahip çıkmalıyız. Çünkü Gavurların hedefi sadece dünyamız değildir, maazallah onlar ahiretimizi de karartmak istiyorlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.