80 BİN ÇOCUK, BİR VATAN HAYALİ, BİR GELECEK OZLEMİ

Sevgili Dostlar,


Yaz, herkes için tatil ya da güneş anlamına gelmez. Bazıları için yaz; bavullara sığdırılamayan hayallerin, ertelenmiş hasretlerin mevsimidir. Amerika ve Kanada’da yaşayan 80 bin Türk çocuğu için yaz, Türkiye demektir. Anneanneyle kucaklaşmak, dedenin bastonuna yaslanarak yürümek, simitçinin sesini duymak, sokakta Türkçe konuşmanın sıcaklığını hissetmektir. Ama ne yazık ki bu yaz da birçok çocuk, bu hayale sadece pencereden bakabilecek.


Her yıl olduğu gibi, bu yıl da uçak bilet fiyatları binlerce kilometrelik mesafeye bir de ulaşılmazlık ekliyor. Ekim, Kasım, Aralık aylarında 900 dolara satılabilen Türk Hava Yolları biletleri, garip bir şekilde yaz sezonunda 2.500–3.000 dolara çıkıyor. Bu durum, pek çok ailenin umutlarını rafa kaldırmasına neden oluyor.


Anne ile baba arasında sessizce bakışılan o an: “Bu yıl da olmayacak galiba...”


Aslında yalnızca bir seyahatten vazgeçmek değildir bu; bir çocuğun vatanla olan bağını biraz daha gevşetmektir.


Bir çocuk, 4 yaşından 18 yaşına kadar her yazını Türkiye’de geçirirse, hayatının 3.5 yılını vatan topraklarında geçirmiş olur. Bu, yalnızca bir zaman dilimi değil; bir kimliğin, bir aidiyetin, bir sevdanın inşa edileceği kıymetli bir ömür parçasıdır.


O 3.5 yıl boyunca çocuk, Türkçeyi sadece konuşmaz; hisseder. Kültürü sadece öğrenmez; yaşar. Değerleri sadece duyarak değil, görerek, dokunarak içselleştirir.


Çocukluğunu hatırladığında, sadece bir yaz tatilini değil; sabah ezanında uyanan dedesini, usulca Kur’an okuyan anneannesini, mutfakta hamur yoğuran teyzesini anımsar.

İşte o an, Türkiye onun zihninde bir coğrafya değil, bir sevda olur. Hatıralar ilmek ilmek işlenir kalbine.

Düşünün… Bugün 10 yaşındaki bir çocuk, 20 yıl sonra bir Amerikan hastanesinde doktor, bir mahkeme salonunda avukat, belki de bir şehirde belediye başkanı olacak. Ama çocukluk yıllarında Türkiye’ye dair tek bir anısı, bir simit kokusu, bir Türkçe ninnisi bile yoksa, neyi kazandığımızı sanacağız?


İşte bu yüzden bilet fiyatları sadece ekonomik bir mesele değildir. Bu, bir kültür politikasının, hatta bir milli stratejinin meselesidir.


________________________________________

İsrail, yıllardır yurtdışındaki gençlere bedavaya, 20 günlük kültürel bağ kurma programları sunuyor. Ve bu kısa süre bile, kalıcı bir aidiyet duygusu inşa ediyor. Biz neden kendi çocuklarımıza aynı fırsatı tanımıyoruz?


Kültürel hafıza, çocukların yüreğine en çok yaz tatillerinde yazılır. Türkiye’ye gelemeyen bir çocuk, yalnızca bir ülkeyi değil, bir kimliği de zamanla kaybeder. Kaliforniya’da yaşayan 16 yaşındaki Ece’nin dedesine sarılamaması, sadece bir ailenin değil, aslında bir milletin hikâyesidir. Çünkü Ece’nin kaybettiği Türkçe, Türkiye’nin kaybedeceği bir diplomat, bir bilim insanı, bir kültürel köprü olabilir.


________________________________________

Ne yapılmalı


1. Kültürel Miras Kotası Uygulaması:


Türk Hava Yolları yaz sezonunda diaspora çocuklarına sabit fiyatlı özel kontenjan ayırmalı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ise her bilet için 500–800 dolarlık sübvansiyon sağlamalı. Unutulmamalı ki bugün bir çocuğu uçurmak, yarın bir ülkeyi ayağa kaldırmaktır.


2. Anadolu Yaz Akademisi:


Türkiye genelinde oluşturulacak yaz kamplarıyla çocuklar, İstanbul’da Boğaz kıyısında tarih öğrenmeli, Topkapı Sarayı’nın gölgesinde Türkçe konuşmalı, Trabzon yaylalarında yürümeli, Antalya sahillerinde kardeşliği hissetmeli.


3. Sivil Toplum ve Belediyelerin Desteği:


Üniversiteler pedagojik destek sağlamalı, üniversite yurtları kalacak yer saglamalı, belediyeler konaklama olanaklarını üstlenmeli. Bu, sadece bir devlet politikası değil, bir milletin seferberliği olmalıdır.


________________________________________

Bugün 80 bin çocuk, bir biletin ucunda bekliyor. O çocukların bir yaz akşamı İstanbul’da dondurma yemesi, Kapalıçarşı’da kaybolması, Eyüp’te dua etmesi sadece bir tatil değil; bir kimliğe, bir aidiyete yeniden kavuşma halidir. Bir çocuğun gözündeki “keşke”yi gerçeğe dönüştürmek, bir milletin geleceğine yatırım yapmaktır.


Gelin, bu yazı bir dönüm noktasına çevirelim.


Bu yaz, yalnızca bir tatil değil; bir milletin çocuklarıyla yeniden buluştuğu bir mevsim olsun.


Bu yaz, kalplere 80 bin yeni sevda yazılsın.


Bu yaz, bir çocuğun gözündeki yıldız sönmesin.


Ve unutmayalım:


“Bir milletin geleceği, çocuklarının hayal ettiği yerlere ulaşabilme ihtimalinde saklıdır.”


Saglicakla,


15 Nisan 2025 Dallas/TX saat 3.02 am.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum