Lütfi AYHAN
Dikilmeden Meyve Veren Ağaç
Osmanlı padişahlarından birinin (Yıldırım Bayezid) Meyve fidanları diken bir dede ile ettiği hasbihal meşhurdur. Hikayenin özeti şu:
Padişah-Dedem maşallah Piri fani olmana rağmen fidan dikiyorsun. Meyvesini yiyemeyeceğin fidanları dikmendeki hikmet ne ola?
Bilge dede- Padişahım! Allah boş duranı sevmez. Boş duranın arkadaşı şeytandır buyrulmuş…” der. Bu cevaptan hoşlanan padişah ihtiyara bir kese altın verir. Keseyi alan yaşlı dede:
-Padişahım biz bizden önce dikilen meyveleri yiyoruz, bizden sonrakilerde bizim diktiklerimiz yer, deyince padişah bir kese altın daha verir.
Bilge dede- Gördün mü padişahım bizim fidanlar ilk günden meyve vermeye başladı… Deyince Padişah ona bir kese daha uzatırken vezirlerine seslenir;
Padişah-“Buradan çabuk gidelim, yoksa bu dede bizim hazineyi bitirecek” Der.
16 Nisanda yapılan referandum ile bu hikâye arasında çok büyük benzerlikler var. CHP, hayırcılar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müzmin muhalifleri yeni sistemin(başkanlık diyelim biz ona) “rahmetliden”( parlamenter sistemden) kendilerine daha fazla avantaj sağladığını bilmiyorlar. Eski sistemde CHP nin iktidar olması hayal ötesi bir durumdu. Şimdi ise (Evet-Hayır sonuçlarının da gösterdiği gibi) İyi bir çalışma yapılarak, uygun bir aday gösterilerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yenme ve kendi adaylarını başkan seçtirme ihtimalleri daha büyük. Niye böyle? Çünkü sistem bunu dayatıyor zaten. Yani başkan seçilecek kişi ve gruplar tek başlarına yüzde 51’ i zor sağlayacaklarından başka siyasi parti ve gruplara yaklaşmak, uzlaşmak, anlaşmak zorundalar. Bu da inşallah hem iç barışa katkıda bulunacak, hem de toplumsal uzlaşıyı beraberinde getirecek. Başkanlık sistemini savunanlar bunu referandum döneminde her ne kadar sık sık dile getirmişlerse de sözleri teori de kaldığından pek anlaşılmadı. Lakin referandum sonuçları bu mücerret düşünceleri somut hale getirince CHP ve muhalifler zannederim yeni sistemin kendileri için “rahmetliden” daha avantajlı olduğunu görmüşlerdir. Gerçi CHP, Mahkeme mahkeme gezerek, mühürlü mühürsüz davası güderek bu yeni durumu da sulandırmaya çalışıyor. Ve bana göre yanlış yapıyor. Seçim döneminde uyguladığı ve başarı elde ettiği taktiğe ters bu durumdan yakında geri döner.
CHP VE MUHALFLER İÇİN UMUT DOĞDU
CHP, bu seçimde uyguladığı saygın dille ( mesela AKP demedi. Ak Parti dedi. Mesela Cumhurbaşkanına, başbakana saygın hitaplarla hitap etti. Millet dedi, vatan dedi, kendim için istemiyorum, herkesi kucaklıyorum….Dedi) uzlaşmacı tavırla ( HDP ile , SP ile bazı ülkücülerle, Vatan Partisi ile ve bazı küçük sol parti ve gruplarla dayanışma içine girdi. Ak Parti tabanına yumuşak mesajlar gönderdi. Kavga, dövüş, vurma kırma yapmadı) PKK ve Pennsylvania ( bilhassa Fetö meselesinden tabanda kendini mağdur gören bir grup iyi çalıştı gibi görünüyor) Hayır’ı destekleyince, Almanya, Avusturya, Hollanda, Fransa… Gibi ülkelerde aleni destek verince hayır cephesi az daha başarıya ulaşıyordu. Bu neyin göstergesi? CHP ye bir umut varın göstergesi. CHP’ nin 15 yıldır iktidarda olan Erdoğan’ı ancak böyle büyük bir koalisyonla yenebileceğinin göstergesi.
YENİ SİSTEM YENİ İTTİFAKLAR DOĞURACAK
Hiç aklınızda gelir miydi Sivas Madımak olaylarında CHP ve destekçileri tarafından sürekli bir şekilde (ve haksız olarak) “faillerden” biri olarak gösterilen Temel Karamollaoğlu’nun partisi ile CHP aynı cephede Erdoğan'a, Muhafazakar dindarların tabanını oluşturduğu Ak Partiye karşı ittifak kuracak! Kurdu işte. Düne kadar CHP, Vatan Partisi ve bunların türevlerinin “F Tipi” diye adlandırdığı grupla, Erdoğan'a karşı HAYIR cephesinde birlikte saf tutacakları kimin aklına gelirdi? Kimin aklına gelirdi hem PKK lılar, hem de bazı ülkücüler aynı minval üzere oy kullanacak? Tabi tersinden sorularda var: Bir önceki seçimde birbirlerine demedikleri koymayan Ak Parti İle MHP, Ak Parti ile BBP aynı safta nasıl yer aldılar? Ve uzun süre birbirlerini destekleyen eski adı hizmet hareketi, yeni adı fetö olan grupla Ak parti çok büyük bir mücadeleye girişecek???
Birbirine zıt gibi görünen tüm bu hadisler siyasetin bir gereği, bir gerçeği. Bütün bu yeni ittifaklar BAŞKANLIK SİSTEMİNİN getirdiği ve getireceği kazanımlar. Başkanlık Sistemi Fidesi öyle bereketli bir fidanmış ki daha dikilmeden meyve vermeye başladı. Daha şimdiden CHP öncülüğündeki grup 2019 seçimlerindeki başkan adaylarını düşünmeye başladılar. Galiba akıllarına ilk gelenler Ak Parti ile araları açılan eski üst düzey yöneticiler. İsimlerini herkes biliyor zaten. Veya MHP de muhalif görünen, Bahçeli tarafından partiden atılan isimler.
Tarih bize göstermiştir ki bazen yapılan planlar tam tersi sonuçlar vermiştir. 12 Eylül generalleri hep kendileri Cumhurbaşkanı olacakmış gibi Cumhurbaşkanına çok büyük yetkiler vermişlerdi. Allah'ın işine bankınki o generaller için hazırlanan o yetkilerden en çok faydalananlar sağ siyasi liderler oldu (Özal, Demirel Erdoğan..)
Velhasıl Başkanlık fidanı daha dikilmeden meyveye durdu. Sanırım önümüzdeki yıllar çok sürpriz siyasi sonuçlara gebe. Görelim Mevla neyler neylerse güzel eyler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.