İkinci dünya savaşı sonunda her yönü ile hurdalığa dönen Almanya, yeniden yapılanma sürecinde izlenen doğru politikalar ve alınan radikal kararlarla tekrar dünya'nın en güçlü devletleri arasında yerini aldı.

Güçlü ekonomiye, yüksek teknolojiye sahip olmasına rağmen, hem gelişen dünya olayları karşısında hem de ekonomik ve kültürel alanlarda Amerika'nın gerisinde kalması, daima Almanlarda büyük bir rahatsızlık meydana getirdi.

Bunun nedenini araştıran Alman yetkililer, akademisyenlerden oluşturdukları bir grup insanı, Amerika'ya gönderdiklerinde;  Orada bir süre inceleme ve araştırma yapan bilim adamları hazırladıkları raporda:'' Almanya'da insanların çalışma saatleri Amerika'ya göre fazla, sosyal ve kültürel aktivitelere ayrılan zaman ise Amerika'dan kısa, ayrıca sivil toplum örgütlerine verilen önem ve imkân Almanya'dan çok daha iyi. Bundan dolayı Amerika Almanya'dan her zaman bir adım önde'' tespitinde bulunmuşlardı…

Dünya devletleri arasında sosyal ve kültürel faaliyetlere en fazla önem veren ülkelerden biri de İsveç'tir. Örgütlenme özgürlüğünün sınırsız olduğu bu ülkede, Nüfus 9 milyon olmasına rağmen kayıtlı dernek üyesi tam 40 milyonu, ülkede yaşayan göçmenlerin oluşturduğu dernek sayısı on bini aşmıştır.

Göçmenlerin sosyal ve kültürel sorunlarıyla ilgilenmek üzere kurulmuş olan dernek ve cemiyetler, İsveç devletinden üye sayısına paralel olarak ciddi ekonomik yardım alıyorlar. Dernek ve federasyonların kendi üyelerine yönelik çıkardıkları gazete ve dergiler de devlet tarafından finansa ediliyor.

Dernek ve kurslar ülkesi İsveç'te her yıl aşağı yukarı 3 milyon kişi, yetişkinler için açılan kurslara devam ederler. Bu kurslara katılanlar devletten ekonomik yardım da alırlar.

Yeni bir örnek verecek olursak:  Vårbygård Gençlik İslam Derneği başkanı Sayın Galip Bozkurt ve Dernek  üyelerinden Recep Seven Bey'in, ''Kültür Haftası Etkinlikleri'' adı altında Stockholm'de yaşayan Müslümanların bir haftalık yılbaşı tatilini dolu, dolu geçirmesi için hazırlamış oldukları etkinliklerin konukları, Türkiye'den gelen Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma ile Doktor Fatih Soydemir'di. Bir hafta boyunca Stockholm'ün çeşitli yerlerinden gelen Müslümanlar hem beraberce yemek yediler hem de bu iki değerli katılımcının her gün ayrı, ayrı yaptıkları konferans ve seminerlerden faydalandılar.

Müslümanlara yönelik yapılan bu kültürel faaliyetin maddi giderlerinin büyük bölümünü, Stockholm'e bağlı Huddinge Belediye'si karşılamıştır.

Bugün artık toplumlar yalnızca ekonomik göstergelerle ifade edilen kalkınmaya değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel bir gelişmeye,  toplumu oluşturan bireylerin maddi tatminine olduğu kadar manevi tatminine de önem vermektedir. Aslında manevi kalkınma ve kültürel gelişme, maddi kalkınmanın ikincil gücüdür. İkisi arasında birbirini destekleyen bir akım vardır.

İçinde bulunduğumuz asrın insanlığa kazandırdığı en önemli tecrübelerden birisi,   topyekûn bir kalkınma için sosyal ve kültürel faaliyetlerin de göz ardı edilmeyeceği gerçeğidir.

Bu arada Sayın Galip hoca ile kardeşim Recep Seven 'in geçen yıl başlattıkları ve bu yıl da devam ettirdikleri'' Kültür Haftası Etkinlikleri'' çerçevesinde bize bir hafta boyunca yaşattıkları manevi hazdan dolayı kendilerine çok teşekkür ederim.