xxxx111
Cumhurbaşkanı Gül'e sorular
Hiçbir TV programına bu kadar tedirgin çıktığımı hatırlamıyorum. “Yağmur yağar mı?” tedirginliğiydi bu. TRT-1'de yayınlanan Politik Açılım programı ekibi olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü konuk ediyorduk ve Çankaya Köşkü'nün bahçesinde kurulan sette toplanmıştık; her an yağış olabilirmiş gibi bir havada...
Yağmur yağsaydı, program o noktada sona erecekti.
Tedirginliğim boşunaymış; sağ-salim programın sonuna vardık. Böylece izleyiciler zihinlerinde beliren onlarca sorunun cevabını Cumhurbaşkanı Gül'ün ağzından alabildi.
Cumhurbaşkanı Gül Türkiye'nin önündeki fırsatların risklerden daha fazla olduğuna inananlardan; ancak şu anda karşımıza çıkan fırsatların ilânihaye devam etmeyebileceğini de hatırlatıyor. Sürprizlere son derece açık bir bölgede her an her şey olabilir; o halde bir an önce fırsatlardan yararlanmalı.
Siz de bilin: Çankaya Köşkü Ankara'nın en yeşil alanı. Daha kapıdan girer girmez insanı içine çeken yeşillikler rengârenk mevsimlik çiçeklerle zenginleştirilmiş. Atatürk'ün oturduğu şimdilerde müze olan evin etrafı nefis bir bahçe görüntüsündeydi. TRT programın stüdyosunu o bahçenin orta yerinde kurmuş. Ne yöne baksak içimiz açılıyordu.
Bir yandan her an yağmur yağabileceği tedirginliğini yaşarken, bir yandan da etraftaki güzelliklerin dikkatimi dağıtabileceği kaygısının esiri oldum. Neyse ki, konuşulanlar hayli zamandır tartışılan ve herhalde bundan böyle de çabucak gündemden düşmeyecek önemde konular olduğu için sürenin dolduğunu bile fark edemedim.
Notlarıma bakıyorum; altını kalın kalemle çizdiğim cümle şu: “Bütün bu bölgeler Türkiye'ye emanet...” Bu cümleyi etrafımızdaki ülkelerle iyi ilişkiler kurma çabalarını açıklarken sarf etti Cumhurbaşkanı Gül.
En çok kullandığı cümle kalıplarından biri 'demokrasimizin standartlarını yükseltmek' oldu. Son Meclis konuşmasında da sıkça kullandığı bir kalıptı bu. “Bizim hatalarımız yok mu?” sorusunun cevabı şöyle geldi: “Ağzımdan sürekli çıkan 'Demokrasimizin standartlarını yükseltmek gerekir' cümlesi, eksiklerimize ve aslında alınacak daha çok yol olduğuna da işaret etmiyor mu?”
'Ermeni açılımı' diye anılan, komşumuzla ilişkileri iyileştirmeyi amaçlayan hamleyi 'normalleşme' sözcüğüyle karşılıyor Cumhurbaşkanı Gül... “Ermenistan'la Türkiye'nin ilişkilerinin normalleşmesi bölgeye barış getirme amaçlı” hükmünü onun ağzından dinledik.
“Ermenistan'la normalleşirken Azerbaycan'la, Arap ülkeleriyle yakınlaşırken İsrail'le ilişkilerimiz kötüleşiyor mu?” sorusuna çok kesin bir cevap verdi: Bu ülkelerin birbirinin alternatifi olmadığını, Azerbaycan'la ilişkilerimizin çok özel yönleri bulunduğunu, İsrail'le aranın açılmasının Türkiye'nin hedeflediği bölgesel barışı engelleyebileceğini söyledi Cumhurbaşkanı Gül...
Herkesi şaşırtan bir de sürprizi vardı Cumhurbaşkanı'nın: Önünde anayasal ve yasal engeller bulunmasa anamuhalefet partisi lideriyle TBMM Başkanının Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantılarına katılmasını arzu etmekteydi... Engelleri aşmanın yolları üzerinde düşünmekteymiş... “MGK toplantısı öncesi veya sonrasında CHP lideriyle görüşüp katkısını bu yolla sağlayabilirim” dedi.
Çok önemsediğim bir görüş bu.
Şöyle düşünün: MGK toplantısı öncesinde CHP lideri Deniz Baykal'la biraraya gelen Cumhurbaşkanı Gül gündemdeki konularda neler düşündüğünü öğreniyor... MGK toplantısı bitiyor, Cumhurbaşkanı, CHP lideriyle buluşup içeride konuşulanlar ve varılan kararları onunla paylaşıyor...
Hani içeride ne pişirildiği hakkında kuşku belirtiyor ya Deniz Baykal, ne kadar sorusu varsa hepsinin cevabını en yetkili ağızdan böylece alıyor...
Konu üzerinde konuşurken, bir dostum, “Acaba Cumhurbaşkanı Gül'le görüşürken de robot kameralar kurulmasını ister mi Deniz Bey?” sorusunu soruverdi. İster mi, ister...
Günlerden pazar olmasına rağmen, Cumhurbaşkanı Gül, bizim de kılık kıyafetimiz resmi olduğu için, takım elbiseyle katıldı programa. Çankaya Köşkü'nün bildik yüzleri programı setin kurulduğu bahçede izledi: Özel kalem müdürü Büyükelçi Hüseyin Avni Karslıoğlu, yeni dışişleri danışmanı Büyükelçi Hüseyin Diriöz, Basın Başdanışmanı Ahmet Sever, Cumhurbaşkanlığı Koruma Müdürü Osman Çangal... Başyaver Kur. Yarbay İsmail Güneşer de oradaydı.
Cumhurbaşkanı Politik Açılım programını sürekli izlediğini söylediğinde, kendisini karşılamak üzere bizimle birlikte Çankaya'ya kadar gelen TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ile yardımcısı Zeynel Koç'un yüzleri güldü.
Şu ayrıntıyı merak ediyorsanız hiç ayıplamam: “Acaba Cumhurbaşkanı Gül veya danışmanları herhangi bir soruyu sormama uyarısında bulundu mu?” Ayıplamam, çünkü gün boyu takdir için arayanlar bile bu meraklarını belli ettiler. Hayır, kimse “Şunu sormayın” türü bir kısıtlama getirmedi; tam tersine, “Her soruyu sormakta kendinizi serbest hissedin” diye üsteledi Cumhurbaşkanı Gül...
Yağmur yağsaydı, program o noktada sona erecekti.
Tedirginliğim boşunaymış; sağ-salim programın sonuna vardık. Böylece izleyiciler zihinlerinde beliren onlarca sorunun cevabını Cumhurbaşkanı Gül'ün ağzından alabildi.
Cumhurbaşkanı Gül Türkiye'nin önündeki fırsatların risklerden daha fazla olduğuna inananlardan; ancak şu anda karşımıza çıkan fırsatların ilânihaye devam etmeyebileceğini de hatırlatıyor. Sürprizlere son derece açık bir bölgede her an her şey olabilir; o halde bir an önce fırsatlardan yararlanmalı.
Siz de bilin: Çankaya Köşkü Ankara'nın en yeşil alanı. Daha kapıdan girer girmez insanı içine çeken yeşillikler rengârenk mevsimlik çiçeklerle zenginleştirilmiş. Atatürk'ün oturduğu şimdilerde müze olan evin etrafı nefis bir bahçe görüntüsündeydi. TRT programın stüdyosunu o bahçenin orta yerinde kurmuş. Ne yöne baksak içimiz açılıyordu.
Bir yandan her an yağmur yağabileceği tedirginliğini yaşarken, bir yandan da etraftaki güzelliklerin dikkatimi dağıtabileceği kaygısının esiri oldum. Neyse ki, konuşulanlar hayli zamandır tartışılan ve herhalde bundan böyle de çabucak gündemden düşmeyecek önemde konular olduğu için sürenin dolduğunu bile fark edemedim.
Notlarıma bakıyorum; altını kalın kalemle çizdiğim cümle şu: “Bütün bu bölgeler Türkiye'ye emanet...” Bu cümleyi etrafımızdaki ülkelerle iyi ilişkiler kurma çabalarını açıklarken sarf etti Cumhurbaşkanı Gül.
En çok kullandığı cümle kalıplarından biri 'demokrasimizin standartlarını yükseltmek' oldu. Son Meclis konuşmasında da sıkça kullandığı bir kalıptı bu. “Bizim hatalarımız yok mu?” sorusunun cevabı şöyle geldi: “Ağzımdan sürekli çıkan 'Demokrasimizin standartlarını yükseltmek gerekir' cümlesi, eksiklerimize ve aslında alınacak daha çok yol olduğuna da işaret etmiyor mu?”
'Ermeni açılımı' diye anılan, komşumuzla ilişkileri iyileştirmeyi amaçlayan hamleyi 'normalleşme' sözcüğüyle karşılıyor Cumhurbaşkanı Gül... “Ermenistan'la Türkiye'nin ilişkilerinin normalleşmesi bölgeye barış getirme amaçlı” hükmünü onun ağzından dinledik.
“Ermenistan'la normalleşirken Azerbaycan'la, Arap ülkeleriyle yakınlaşırken İsrail'le ilişkilerimiz kötüleşiyor mu?” sorusuna çok kesin bir cevap verdi: Bu ülkelerin birbirinin alternatifi olmadığını, Azerbaycan'la ilişkilerimizin çok özel yönleri bulunduğunu, İsrail'le aranın açılmasının Türkiye'nin hedeflediği bölgesel barışı engelleyebileceğini söyledi Cumhurbaşkanı Gül...
Herkesi şaşırtan bir de sürprizi vardı Cumhurbaşkanı'nın: Önünde anayasal ve yasal engeller bulunmasa anamuhalefet partisi lideriyle TBMM Başkanının Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantılarına katılmasını arzu etmekteydi... Engelleri aşmanın yolları üzerinde düşünmekteymiş... “MGK toplantısı öncesi veya sonrasında CHP lideriyle görüşüp katkısını bu yolla sağlayabilirim” dedi.
Çok önemsediğim bir görüş bu.
Şöyle düşünün: MGK toplantısı öncesinde CHP lideri Deniz Baykal'la biraraya gelen Cumhurbaşkanı Gül gündemdeki konularda neler düşündüğünü öğreniyor... MGK toplantısı bitiyor, Cumhurbaşkanı, CHP lideriyle buluşup içeride konuşulanlar ve varılan kararları onunla paylaşıyor...
Hani içeride ne pişirildiği hakkında kuşku belirtiyor ya Deniz Baykal, ne kadar sorusu varsa hepsinin cevabını en yetkili ağızdan böylece alıyor...
Konu üzerinde konuşurken, bir dostum, “Acaba Cumhurbaşkanı Gül'le görüşürken de robot kameralar kurulmasını ister mi Deniz Bey?” sorusunu soruverdi. İster mi, ister...
Günlerden pazar olmasına rağmen, Cumhurbaşkanı Gül, bizim de kılık kıyafetimiz resmi olduğu için, takım elbiseyle katıldı programa. Çankaya Köşkü'nün bildik yüzleri programı setin kurulduğu bahçede izledi: Özel kalem müdürü Büyükelçi Hüseyin Avni Karslıoğlu, yeni dışişleri danışmanı Büyükelçi Hüseyin Diriöz, Basın Başdanışmanı Ahmet Sever, Cumhurbaşkanlığı Koruma Müdürü Osman Çangal... Başyaver Kur. Yarbay İsmail Güneşer de oradaydı.
Cumhurbaşkanı Politik Açılım programını sürekli izlediğini söylediğinde, kendisini karşılamak üzere bizimle birlikte Çankaya'ya kadar gelen TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ile yardımcısı Zeynel Koç'un yüzleri güldü.
Şu ayrıntıyı merak ediyorsanız hiç ayıplamam: “Acaba Cumhurbaşkanı Gül veya danışmanları herhangi bir soruyu sormama uyarısında bulundu mu?” Ayıplamam, çünkü gün boyu takdir için arayanlar bile bu meraklarını belli ettiler. Hayır, kimse “Şunu sormayın” türü bir kısıtlama getirmedi; tam tersine, “Her soruyu sormakta kendinizi serbest hissedin” diye üsteledi Cumhurbaşkanı Gül...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.