Şahin Ali ŞEN
Cumhurbaşkanı Gül İşçi Marşıyla coştu
Yazarımız usta Gazeteci Şahin Ali ŞEN, gündemi yorumladı…
"Ya eski Cumhurbaşkanı yada yeni BM Genel Sekreteri…İşte bütün mesele bu!..."
9.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, iç siyaseti dizayn etmek için ANAP eski Genel Başkanı ve eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz ve Demokrat Parti Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk’la Güniz Sokak’taki evinde bir araya gelmiş.
Bu görüşme ve çabalardan siyasi bir sonuç çıkacağını hiç beklemiyorum. Zaten bu kısa yazımdan siyasi mevta olmuş insanların gel(meye)ecek vizyonlarıyla ilgili değerlendirme yapmayacağım.
Ancak bir üzüntümü dile getirmek istiyorum. Daha çocukluk yıllarımda TRT’nin siyah-beyaz ekranlarında yani 1970’lerin sonlarında yüzünü hayal meyal hatırladığım dönemin ABD Başkanı Jimmy Carter, dünyanın dört bir yanındaki yoksul insanlara yardım götürürken ve ülkeler arasında çıkan siyasi krizlerde ombudsmanlık yaparken yine dönemin ABD Başkanlarından Bill Clinton ve Rusya eski devlet başkanı Mihail Gorbaçov ülke ülke gezerek verdikleri konferanslarla vatanlarının ve devletlerinin ulusal çıkarlarını anlatıyor.
Carter, Clinton, Gorbaçov ve diğer birçok ülke lideri bunları yaparken eski bir Cumhurbaşkanımızın Gölbaşında sürekli istirahat halinde olması, diğer bir Cumhurbaşkanımızın ise siyasette mikser rolü oynamaya devam etmesi zoruma gidiyor.
SONUÇ:Geçmişe ilişkin bu tespitlerden sonra geleceğe ilişkin öngörümü de ifade etmeyi ihmal etmeyeceğim. Mevcut Cumhurbaşkanımız inanıyorum ki, görev süresini tamamladığında NATO Genel Sekreterliği yada Birlemiş Milletler Genel Sekreterliği görevlerini üstlenerek Türkiye’yi küresel düzeyde temsil etmek suretiyle geleceğe umut geçmişe ders verecektir.
***
"Herkes Kullandığı Kavramlara Dikkat Etmeli!..."
Son günlerde iki dillilik, federasyon, özerklik, otonom gibi kavramlar çok kolay kullanılmaya başlandı, bu ülkenin birlik ve bütünlüğü açısından iyiye işaret görünmüyor.
Bu tür kavramlar kullanılırken ülkenin büyük bir kesimi tarafından tepkiyle karşılanacağı hatırlardan çıkarılmamalıdır.
Üstelik bu kavramları ulu orta ve bilinçsizce kullanmak Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı sunmayacağı gibi demokratikleşme çabalarını sekteye uğratabilir.
Bazı sivil toplum kuruluşları ve kişiler tarafından pervasızca ve meydan okurcasına hakları söke söke aldıklarını ileri sürmeleri çok tahrik edici olduğu gibi, “verilen hakları geri alın”çağrısı yapanları da haklı çıkarır mahiyettedir.
Elbette insanların doğuştan gelen bireysel haklarının verilmesi herkesin arzusudur. Ancak son günlerde bu talepler amacını ve kastını aşmış, toplumu kaosun ellerine bırakmaya doğru yönelmektedir.
SONUÇ:Tüm bu değerlendirmelere bağlı olarak buradan çağrımız herkesin itidalli, sağduyulu hareket etmesidir. Hangi kesimden olursa olsun kavramları kullanırken dikkat etmeleri 73 milyonun huzur ve refahı açısından son derece önemli ve elzemdir.
***
"Cumhurbaşkanı Gül, İşçi Marşı’yla Çoştu "
Bugün, TES-İŞ Sendikasının genel kuruluna katıldım. Gazetecilik hayatında sendikaları 12 yıl boyunca takip etmiş biri olarak bir ilki daha yaşadım. Bir sendika kongresine Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı katılarak işçilerle dertleşti. Sayın Cumhurbaşkanı’nın TES-İŞ Sendikasının hazırladığı “İşçi marşını” tekrar okutması ise kongreye damgasını vurdu. İçinde, enerji, su ve gaz işçilerinin alın teriyle yoğurdukları coşkularını anlatan marşın tekrar okunması için Sayın Gül, divana mesaj gönderdi. Divan Başkanı Cumhurbaşkanının bu talebini dile getirerek marşın ikinci kez okunması talimatını verdi. Bunun üzerine slâyt gösterimiyle birlikte tüm salon marşı yeniden okudu.
Geçmişte elbette TÜRK-İş’in kongrelerine cumhurbaşkanları katıldı. Ancak Sayın Abdullah Gül, TÜRK-İş’e bağlı TES-İş’in kongresine katılarak bir ilke daha imza atmış oldu. Sayın Gül, TES-İŞ ve TÜRK-İŞ Genel Başkanı Mustafa Kumlu’nun çalışma hayatı ile ilgili eleştirilerini yumuşak üslubu ve denge adamlığı misyonuyla cevaplar verdi.
Cumhurbaşkanı Gül, özetle, “Türkiye iyi yolda, ancak daha alması gereken uzun bir yol var” mesajı vererek herkesin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi halinde aydınlık günlerin yakın olduğuna işaret etti.
Salonda gördüğüm manzara, çalışanların, Sayın Gül’ün mütevazı ve denge adamı olmasından oldukça memnun olduklarıydı. Salonun en çok alkış alanı ise yeni kurulan HAS Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’tu. Kurtulmuş, konuşmasında sendikal dili çok güzel kullanarak işçilerin ve sendikacıların gönlünü fethetti.
SONUÇ: Sayın Cumhurbaşkanının işçi kongresine katılması bir kez daha gösterdi ki, sosyal diyalogun yolu Türkiye’nin farklı sosyal katmanlarının ve temsilcilerinin bir araya gelmesinden geçiyor... Bu arada Sayın Numan Kurtulmuş’un da ilk işçi sınavından başarıyla geçtiğini söylemeden geçmeyelim.
18-12-2010
GÜNDEM-YORUM
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.