Sibel ÜRESİN
ÇOK EŞLİLİK -4
Yazı dizisi 4
Çok eşlilik yazı dizisinin bu bölümünde bu durumu taraflar açısından ele almak istiyorum.
Eşi tarafından aslında aldatıldığını düşünen ilk eş toplumun desteğini de alarak kendi vicdanında her zaman mağdur olan taraftır. Acaba bu durum gerçekten de böylemidir?
Bu sorunun cevabını öncelikle taraflar açısından mağduriyetin ne demek olduğunu açıklayarak cevabını verebiliriz.
Toplumumuzda eşinden ayrılmış birçok kadın ya gayri ahlaki bir ilişkiler zincirinde yer alarak ya da hak etmediği çalışma şartlarında hayatını son derece sağlıksız bir biçimde sürdürerek yaşamaya çalışmaktadır. Durum böyleyken bir kadın için asıl mağduriyetin bir eşe sahip olmamak dolayısıyla da geçim sıkıntısıyla beraber yaşamak anlamına geldiğini de belirtmeliyim.
Bu durumda asıl sıkıntı çeken ve hiçbir kanuni hakka sahip olmayan diğer eşlerin durumunun ilk eşe göre daha iç karartıcı olduğunu düşünüyorum.
Çok eşliliği diğer eşlerin mağduriyetinden dolayı onaylamayan kişiler ile yaptığım tartışmalar çok sıklıkta olmaktadır. Bir kadın eğer bir erkeğin 2. 3. ya da 4. Eşi olmayı tercih ederken kanuni haklarından gönül rızası ile vazgeçmiştir. Bu durumda yapılacak en akıllı davranış kişinin geleceği ile ilgili maddi kaygılarını nikâhın başında dile getirmesidir.
Eşleri arasında gerek maddi gerekse manevi adaletsizlik yapma ihtimali olan bir erkek zaten böyle bir ilişki içinde yerini almamalıdır. Aldığı takdirde asıl mağduriyeti adaletsizliği sonucu kendi elleriyle kendi cehennemini hazırlayarak zaten yaşayacaktır. Çünkü hem bu dünyada huzursuzluk yaşayacak hem de adaletsizliğinden dolayı ahretini zayi edecektir.
Bu durum erkeği ikinci bir eş tercih etme durumunda oldukça hassas davranması için caydırıcı etkisi olan bir gerçektir.
Böylesi birçok eşlilik durumunda ilk eşinden ayrılmayı ve eşini mağdur etmeyi düşünmeyen beylerin bu davranışını da takdire şayan buluyorum.
Bu fikrime şiddetle karşı çıkan kişilerin boşanan kadınların mağduriyetini dikkatle incelemesini öneriyorum. Elbette ki eşinden ayrılmış ve iyi şartlarda yaşamaya çalışan kadınlar da bulunmakta. Lakin bu kadınların oranı konuya dâhil edilemeyecek kadar azdır.
Bütün kadınlar temelde aynıdır. Bütün erkeklerin birbirinden farksız olduğu gerçek gibi…
Erkeklerin doğasında var olan çapkınlık sadece dünya görüşlerinden dolayı farklı adlandırılmaktadır. Dindar bir erkek için nikahlı eş,diğer bir düşünce yapısı için sevgili, metres … Gibi.
Bu durumunda haram olana yaklaşmayan erkeklerin eleştirilmesini oldukça yanlış bir durumundur. Zinanın suç olmaktan çıktığı toplumumuzda her dakika kadınların aleyhine çalışmaktadır.
Durum böyleyken sınırlarımızı zorlayan bu çapkınlık durumunu kabullenmenin biz kadınları daha az yıpratacağını düşünüyorum. Vicdanen eşine karşı her türlü sorumluluğunu yerine getiren bir hanımın da kendini böylesi bir durum içinde bulması kendisini suçlaması anlamına gelmemelidir. Eşini aldatmayı aklına koymuş bir erkeğe engel olmak hiçbir kadını harcı değildir.
Eşlerimizi hayatlarına sahip olduğumuz kişiler olarak görmek yerine hayat yolcuğunda ki yol arkadaşımız olarak görmek ilişkimize daha fazla kalite katacağı gibi acı çekmemize de engel olabilecek bir yaklaşım biçimidir.
Son söz son cümle: Seçim Siz’indir. Ya ilişkinizde seven ve sevilen bir kadın olarak yaşarsınız ya da kendi yalnızlığında hayata tutunma mücadelesi veren diğer kadın.
Sevgilerimle
Sibel Üresin
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.