xxx78
Çoğu gitti, azı kaldı
MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında, Başbakan Tayyip Erdoğan'a, "Sayın Erdoğan, sen gideceksin, devr-i iktidarın mutlaka sona erecektir" diye seslenerek bir evrensel gerçeği dile getirmiş oldu: Ülkeyi sekiz yıldır yöneten Ak Parti iktidarı da bir gün elbet bitecek...
Demokrasi ile yönetilen ülkelerde iktidarlar uzun süreyle tek bir partiye veya tek bir başbakana kalmıyor. Japonya'da İkinci Dünya Savaşı sonrasında Müttefikler tarafından oluşturulan siyasi sistemde bütün eğilimler Liberal Demokratik Parti (LDP) çatısı altında koalisyona zorlanmıştı; LDP iktidarı bile sona erdi. İngiltere'de Margaret Thatcher 1979'dan 1990'a (11 yıl), Tony Blair de 1997'den 2007'ye (10 yıl), İspanya'da Felipe Gonzales 1982'den 1996'ya (14 yıl) kadar başbakan kalabildiler.
Hitabet kabiliyeti ve karizmatik bir şahsiyet oluşuyla Tayyip Erdoğan'ın en fazla benzediği siyasetçi ilki bir yılı (1940) zor bulmuş olsa da, ikinci dönemi 1949'dan 1966'ya kadar sürmüş olan Avustralya başbakanı Sir Robert Menzies'tir; onun da toplam iktidar ömrü 17 yıldı.
Ama o sebepten, ama bu sebepten, iktidarlar ilânihaye sürmüyor demokrasilerde... Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı da, Ak Parti'nin iktidarı da bir gün herhalde sona erecek...
Tıpkı MHP'nin ve Devlet Bahçeli'nin içinde yer aldığı iktidarların ömrünün bittiği gibi...
Meclis Grubu önündeki konuşmasında iktidarların bir gün mutlaka sona erdiğine dair evrensel doğruyu hatırlatırken, MHP lideri Bahçeli, kendisinin ve partisinin de iktidarda denendiğini unutmuşa benziyor. Unutmamış olsaydı, Ak Parti iktidarının sonrasını şöyle tasvir etmezdi: "O zaman Türkiye'de güneş başka doğacak ve üç hilâl sevgi olacak, aş olacak, iş olacak ve huzur halinde vatanımızın her köşesine yağacaktır."
Devlet Bahçeli, belli ki, Ak Parti'den sonra bir MHP iktidarı bekliyor...
Umut herkesin ekmeği, MHP lideri de böyle bir hülyayı görmekte serbest elbette. Ancak dünyanın ve ülkemizin şartları, Bahçeli liderliğindeki MHP tarzı bir partinin, sandıktan tek başına veya bir koalisyonda iktidar olarak çıkmasına pek müsait değil.
'Aş, iş ve huzur' seçmenlerin arzusu olmaktan çıkmadı, ancak seçmenler bugünün dünyasında aş, iş ve huzurun lâfla gelmeyeceğini çok iyi biliyorlar. Demokrasilerde iktidarlar değişip duruyor, ama eski iktidarları devirmeye karar veren seçmenler, bunu ancak yeni alternatife eskisinden fazla güvendiklerinde yapıyorlar. Bugünün seçmeninin boş lâfa karnı tok...
Bu alanda MHP'nin şanssızlığı, ülkenin iliğini kemirmiş ve herkesi yarı yarıya fakirleştirmiş bir büyük ekonomik krizi çıkaran hükümetin ortağı oluşundan kaynaklanmıyor yalnızca. Devlet Bahçeli'nin ve MHP adına konuşanların üslupları da sorunlu; genç nüfusa iş ve aş üretecek, ülkede huzuru tesis edecek bir siyasi partinin üslubuna benzemiyor.
MHP sözcüleri, belli ki, Ak Parti'ye karşı egemenlik mücadelesi veren malum medyayı fazlasıyla ciddiye alıyor; aksi halde belli köşelerde tekrarlanıp duran iddiaların Grup konuşması metnine destursuz konulmasına karşı çıkardı Devlet Bahçeli.