Meltem KAVAK
Çocukluğumu Çalmayın!
Teknolojinin esiri olmuş tüm yetişkinleredir bu satırlarım. Ruhların yok oluşuna şahit oluyorum yazımın devamı niteliğinde olacak bu yazımız. Geçtiğimiz gün dipnot nidasıyla sosyal sitemde birkaç konuya deyindim şimdi bahsedeceğim konuda istek aldı. Lütfen yazın Meltem Hanım, dediler. İnanıyorum ki yazdıklarım dikkate alınıyor, alınacakta evlatlarımızın geleceği için bu gibi durumlara müdahil olmak zorunda olduğumu düşündüm. O zaman yazma vakti.
Evlatlarımız öncelikle Rabbimizin bizlere sunduğu bir emanet olduğunu bu dünyada hiçbir şeyin sahibesi olmadığımızı bilmeliyiz. Manevi olarak onları güzel yetiştirirsek eğer karşımıza çıkacak kişisel hakların ehemmiyetini göz ardı ederek yaşarız. Nedir bu kişisel haklar dendiği vakit ilk akla gelen anayasal hakların içinde yer alan maddelerin sunduğu haklar gelecek elbette oysa o kadar hakkımız ihlal edilmiş durumdaki, hem de bu elimize aldığımız telefonların vasıtasıyla evimizde kaç insan yaşadığından tutun evimizin odalarının renklerine kadar birçok şirket tarafından biliniyor. Siz isteyin veya istemeyin bu ihlal gizli şekilde bile yapılmıyor.
Arama motoruna yazdığımız bir kelime bizim kişisel verilerimizin gizliliğinin ihlal edilmesine vesile oluyor. Sayısız anketler düzenleniyor bize sorulmadan. Sağlık konusun da bile olay böyle değil mi? Bir bakıyoruz göz doktorları gözde meslek olurken, bir bakıyoruz saç ekimi potansiyeli yakalıyor. Bir bakıyoruz fizik tedavi doktorları çat çut birilerinin kaburgalarını kütletiyor. Bir bakıyoruz estetik cerrahileri burun kaldırma operasyonları ile insanların burunlarını göğe yükseltiyor. Bir bakıyorum yaşlısından gencine herkesin dizlerine protez takılıyor. Bir bakıyoruz herkesin tiroitlerinde problem var. Bir bakıyorum ülkede çoluk çocuk şeker hastası insülin iğnesi kullandırılıyor.
Sizce bu olaylar normal mi? Örgütlenmiş gibi işlemiyor mu bu işler? Ağız birliği ile ülkece bir anda toplu birlik ameliyatlar yapılıyor. Kafamı çeviriyorum herkes de aynı sorunlar ile savaşıyor. Birileri de çıkıp ne yapıyorsunuz demiyor. Bizim bedenimize bizden daha yakınlar.
Gerçek konumuz şimdi geliyor.
Çocuklarımızın özel hayatına giren onları gerek fiziki, gerek manevi olarak hayatlarına müdahil olan tüm insanlaradır satırlarım. Kimsenin kişilik haklarını ele geçiremezsiniz hele ki 0-15 yaş arası çocuklara kanunen kimse müdahil olmamalıdır.
Televizyonlarda halkın huzuruna sunulan dizilere müdahil etme hakkımız gelip geçiyor bile… Küçük yaşta hiçbir çocuğun tertemiz tenine boya badana yapılamayacağını öncelikle o çocukların anne ve babalarının algılaması gerekir. Bunun içinde bu olayı basite alınmaması gerek.
Kendi çocuğumdan örnek vermek istiyorum. Sanırım ilkokul 3. Sınıfa gidiyordu minicik bir çocuk düşünün yaşı 8 var yok. Biz velilere taktim etmeleri gereken bir gösteri de öğretmeni tarafından zorla kendi ruju sürülmüştü. Düşünün öğretmenin kendi ruju hijyenden ne kadar uzak ve yakın size soruyorum? “Öğretmenim o ruju tüm kız arkadaşlarıma sürdü, ben sürmek istemedim ama mecbur kaldım." Dedi.
Bunun gibi olaylar herkeste oluyor. Kimi öğretmen ailelere çocukların saçlarını kuaföre götürün yaptırtın bizlere oda denildi artı makyaj istiyorlar. Biz veliler de hayır demeyi bilmiyoruz. Bu çocuklar küçük, ne makyajı ne kusurları var bir bakın suratlarına diyemiyoruz!
İnanın acıyorum, şimdi ki öğretmen ve öğrencilere…
Ailelere geldiğim vakitte ayrı bir sindirella masalına kapılıyorlar. Erkek çocuklarımız ayrı kızlarımız ayrı şekil buluyor hanelerde. Düğün, bayram olmayı gör çocuklar büyük adama, büyük kadına dönüyorlar.
Peki neden?
Niçin?
Çocuklarımızı neden erken yaşlarda büyütüyoruz?
İyi bir gözlemciyim sizler de gözlemleyin Türkiye de ismini vermekten çekineceğim sizlerin de hemen hayal edeceği kozmetik satışı yapan dört adet mağaza var. Mağazalar da alım yapanları inceleyin istiyorum. Hangi yaş aralığında kimler alış veriş yapıyor? Kimlerin kartlarıyla neler alınıyor?
Çocuklar çocukluklarını yaşamadan, genç olamadan kadın ve erkek oluyorlar. Daha sonra da televizyonda anne ve babalar çocuklarını arıyorlar. Ne demek istediğimi herkes anladı. Buradan evlatlarımıza ani frenleme yapın demiyorum. Sadece doğallığın ne kadar güzel olduğunu aşılayın. Hayatı yaşamaları gerektiğini iletin.
Devletimizden de bu olayın sosyal bir sorun olduğunu söylemek istiyorum sıgara ve içki satımı çocuklara yasaklandıysa kozmetik ürünlerin de satımının yasaklanmasını talep ediyorum! İnanın yerinde bir karar olacak, hem de ailelerin huzur ferahı için en iyi karar olacağına inanıyorum.
Eskiden okullarda çocuklar kendi aralarında aldıkları uçlu kalemin reklamını yapardı. Şimdi aldığı rujun, aldığı göz kaleminin reklamını yapıyor. Kozmetik malzemesi kullanmayan çocukta ister istemez bir imrenme, arzu etme duygusu doğuyor.
Çocuklarımızı koruyalım, onların elinden çocukluklarını almayalım. Sonra o çocuklar sizlere neden bana sahip çıkmadın diyecekler! Neden çocukluğumu çalmalarına engel olmadın, dediklerin de sen ne söyleyeceksin?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.