A.Kerim KARAAĞAÇ
ÇOCUKLARINIZA KARŞI Sevginizi Yitirmeyiniz
Çocuklarımızı hepimiz severiz. Hele bir ile yedi yaşı arası onlara hiç doyum olmaz. Büyüme, olgunlaşma, bilgilenme, oturmuş bir kişiliğe sahip olma yalnızca sevginin yapacağı bir şey değildir ama, sevgi her zaman şeyin önünde olmalı.
Sevgisini gafletle bir an bile yitirenler sonra geri dönüşü olmayan bir yola girebilirler. Eyvah demek, pişmanlık duymak bazı hadiselerden sonra hiçbir şeyi eski haline döndürmez. Giden gitmiş, yiten yitmiş olur. Bir daha ne bulmak, ne de geri getirmek mümkün olur. Hani öyle derler ya; son pişmanlık fayda vermez diye. Eşyaya gelecek zararın her zaman telafisi mümkündür, yeter ki cana gelmesin. Aşağıdaki misalde olduğu gibi;
Adam dün sıfır bir kamyon almış. Yeni kamyonuna bakmak için evinden çıktığında, dört yaşındaki oğlunun gayet mutlu bir biçimde elindeki çekiçle kamyonunun kaportasını mahvettiğini görüyor.
Hemen oğlunun yanına koşar ve çocuktan çekici alarak çocuğun ellerine vurmaya başlar. Darbelerle çocuğun iki elinin de parmakları iyice ezilir. Biraz sakinleşince oğlunu hemen hastaneye götürür.
Doktor, çocuğun kırılan kemiklerini kurtarmaya çalıştıysa da elinden bir şey gelmez ve çocuğun iki elinin parmaklarını kesmek zorunda kalır. Çocuk ameliyattan çıkıp gözlerini açtığında, bandajlı ellerini fark etmiş ve gayet masum bir ifadeyle, "Babacığım, kamyonuna zarar verdiğim için çok üzgünüm." demiş ve sonra babasına şu soruyu sormuş: "Parmaklarım ne zaman yeniden çıkacak?"
Çocuğunun bu sözlerinden çok etkilenen babası, eve dönünce dayanamayıp intihar etmiş....
Yavrunuz masaya süt döktüğünde ya da bebeğinizin ağladığını işittiğinizde bu öyküyü hatırlayın.
Çok sevdiğiniz birine karşı sabrınızı yitirdiğinizi anladığınızda, önce biraz düşünün. Kamyonlar onarılabilir, ama kırılan kemikler ve incinen duygular hiçbir zaman onarılamaz; genellikle kişiyle performansı arasındaki farkı göremeyiz.
İnsan hata yapar. Hepimiz hata yaparız. Fakat öfkeyle ve düşünmeden yapılan şeyler, insanı sonsuza kadar rahatsız eder. Harekete geçmeden önce durup ve düşününüz. Sabırlı olunuz. Anlayış gösteriniz ve seviniz.
Hem, yerinde, yaşına göre eğitim vermeyeceğiz, hem de ufacık bir hata yaptıklarında öfkesi her şeyin, bütün düşüncelerinin önüne geçen, sabırsız, cehaletinin kurbanı olan babalar ve anneler olacağız öyle mi?. Bu kabullenilebilir bir durum mu dostlarım?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.