Adnan Zeki BIYIK

Adnan Zeki BIYIK

Cinlerden mi korunalım İnsanlardan mı?

Bir okurumuz sormuş:

  İyi akşamlar, sizi rahatsız ediyorum ama son zamanlarda çok rahatsız olduğum bir şey var.. Aslında yazmaktan da imtina ediyorum ancak bunun çözümünün psikiyatrik ya da tıbbi bir şey olduğunu sanmıyorum. Son 1 aydır, geceleri rahatsız ediliyorum, Allah korusun sanıyorum bu rahatsız edenler üç harfliler dediklerimiz, uykumda hissediyorum yanında birinin olduğunu net olarak biliyorum ama gözümü açamıyorum, sesim de çıkmıyor ama telkin mi ediliyorum bilmiyorum telaşlanmıyorum, sonrasında cesaret edip gözümü açmaya kalktığımda hafif bir rüzgar gibi yanımdan bir şeyin uçtuğunu hissediyorum.

Dün gece rüyamda yerimden kalktım, kapıya yöneldim, kapıyı açtığımda yine hafif bir esinti gibi bir şey beni el bileklerimden tuttu annem mi acaba diye düşündüm ama bana sarıldı gibi oldu, hani biri çok korkar da sarılarak telkin etmeye çalışırsınız ya sakin ol der gidi aynen öyleydi sonra yine gitti. Bu dediğim gibi son dönemlerde çok oldu bu alem hakkında bir şey bilmiyorum ama hissettiklerim net olarak bunlar. daha fazla da yaşamak istemiyorum, yatmadan önce genellikle namaz kılıp yatıyorum, yatağımda yemek yemek gibi bir adetim de yok, aklıma kendi yağtığım bir yanlış olabilir mi dedim ama yok. Bu anlattıklarım da olduğunda felak -nas okumak vaktim olmuyor zaten dediğim gibi telkin eden bir şey var gibi korkmuyorum. Lütfen bu durumun bir çözümlemesini yapabilir misiniz. ?

 Cevap: Kelime olarak Cin, örtülü, kapalı, gizli anlamlarına gelir. Terim olarak aynı insanlar gibi iradeleri olan, duyu organları ile idrak edilemeyen inananı ve inanmayanı olan varlıklardır. Onlar da insanlar gibi İslam’ın emirlerine muhataptır  ve mükelleftirler. Yüce Kuran’ın sürelerinden olan Cin Süresinde Allah Şöyle Buyurur.

1-(Resûlüm!) De ki: Cinlerden bir topluluğun (benim okuduğum Kur’an’ı) dinleyip de şöyle söyledikleri bana vahyolunmuştur: Gerçekten biz, hârikulâde güzel bir Kur’an dinledik .
 

2- Doğru yola iletiyor, ona iman ettik. (Artık) kimseyi Rabbimize asla ortak koşmayacağız.

Ayetlerden de anlaşılacağı üzere Cinlerin mümin olanı da var, kafir olanı da…

Cinler uzun yıllar yaşayabilmektedirler.(1000 yıl ) Aynı insanlarda olduğu gibi evlenip çoğalabilirler. Çok hızlı hareket etme kabiliyetleri vardır vesaire…Burada cinlerin özellikleri ayrıntısına girmeyeceğim. Sadece vereceğim mesaja biraz zemin oluşturması için ön bilgi vermek istedim. Biz Kuranın bize öğrettiği şekliyle cinlerin varlığına inanıyoruz. Peygamberimiz’in tıpkı biz insanlar gibi cinlerin de peygamber’i olduğunu biliyoruz. Hatta zaman zaman gelip Peygamberimizle konuşup kendilerine İslamı anlatması için başvurduklarını, bir müşkil durumda peygamberimizi hakem tayin ettiklerini kaynaklardan öğrenmekteyiz.

Bu nedenle Peygamberimiz’e Resülü’s Sekaleyn yani insanların ve cinlerin Peygamberi denmiştir. Sekal ağırlık demektir Yeryüzünün iki tane ağırlığı vardır. Biri İnsan diğeri cin olarak tavsif edilir. Sekaleyn kelimesi ikil (Tensiye) olup bu iki ağırlığı kasdetmektedir. Bazı ulema sekaleyn kelimesini Dünya ve Ahiret olarak telakki etse de insan ve cin olarak değerlendirilmesi daha uygundur. Bu kadar cinlerle ilgili ön bilgi verdikten sonra cevaba geçersek,

 Okuyucumuzun sorusunda bahsettiği hadise gün içinde geçen gergin anlar, stres bolluğu, manevi tatminsizliklerle alakalı buna bağlı olarak da esasında olmayan ama varmış gibi yüksek seviyede hissedilen veya algılanan sanrılardır (Halüsinasyonlar) Ben Din psikolojisi alanında doktora yapacağım, bu konuda birçok kitap okudum, Edindiğim bilgilere göre halüsinasyonu şöyle tarif edebiliriz; Bir duyu organını uyaran hiçbir nesne veya uyarıcı olmaksızın alınan bir hissin varlığına inanma halidir. Yani gerçekte olmayan bir şeydir bu. Ama insanı büyük ölçüde varmış gibi etkilemektedir. Burada yapılması  gereken şey ,mümkün mertebe olayları kafaya takmamak, lüzumsuz tartışmalar ve kavgalarla stresli hale gelmemeye çalışmaktır.

Hele şu Ramazan ayında üstüne bir de açlık bindiğinde durum daha vahim olabilmektedir. Üzüntü, keder, stres vs…tüm dünyanın başındaki dertlerdir. Uzmanların da devamlı bahsettiği gibi mümkünse tabii hayat tarzı benimsenmeli, cep telefonu, bilgisayar, elektronik cihazlarla mümkün mertebe çok haşır neşir olunmamalı, yayılan radyasyonlar, beyin ve beden üzerinde çok menfi tahribatlar yapmaktadır. Bu tahribatlar da maalesef gece uyku problemlerine, halüsinasyonlara, Allah korusun uzun vadede psiko nevroz durumlara ve daha birçok şizofren vak’alara dönüşebilmektedir. Bir de üstüne üstlük manevi anlamda da bir müktesebatınız yoksa durum çok fecaet arzedebiliyor.

Yukarıdaki durumları yaşadığını daha önce bana bahseden bir bürokratımıza da benzer şeyleri tavsiye etmiştim, şimdi bu bayan kardeşimize de aynı tavsiyelerde bulunmak isterim

-Televizyondan özellikle de o aptal dizilerden (Bilhassa Kanuni ve Hürrem ) uzak durun

-Bilgisayarın başında çok durmayın (yoğun Radyasyon altındasınız)

-Sigara ve Alkol almayın

-Taze sıkılmış meyve suları için, süt için, taze nane, marul, semizotu, yiyin (mümkünse güvercin gübresi ile hemhal olmuş bir toprağın ürünü olanlarını)

-Sevdiğiniz, iyi vakit geçirdiğiniz dostlarınızla sohbetler yapın 8Ramazan sohbeti, Beş çayı, tabiatın cömert avuçlarında semaver çayı için (odunu meşe odunu olsun)

-Zaman zaman sakin mekânlar bulun kafanızı dinleyin, bülbül seslerine kulak verin, varsa kabiliyetiniz, şiir yazın dağlara, ağaçlara göle denize bakıp ilham alarak) Peygamberimizi hatırlayın neden sakin bir dağdaki mağarasında kafasını dinliyordu)

-Önceliği bizim klasiklerimiz olmak üzere klasik müzik dinleyin, stresli ve gergin iseniz sakın rock müzik dinlemeyin, gece sanrılarınız daha da artacaktır.

-Sevimli bir evcil hayvan beslerseniz bu da insanı lüzumsuz streslerden uzak tutup mutlu olmasını sağlayacaktır. (Benim hayvanlarım var) Çok iyi geliyor insana. Tavşan, güvercin, Angıt vs.

-Yapabiliyorsanız  Bir vadi bulun kendinize orada resim yapın…

-Bir muhtaca iyi bir restoranda yemek verin…Bir Öğrenciye burs verin (Kendinizi çok iyi hissedeceksiniz)

-Sabah kahvaltınızı hep mutfakta yapmayın açık havada bir yerlere gidin, bunu da yapamazsanız  balkonu deneyin.

-Kola, hamburger, sandwich, cips, gibi imansız yiyecekleri hayatınızdan çıkarın.Tarhanayı deneyin , çok keyif alacaksınız, hem de mideniz size aferin Ayşenur diyecek

Tereyağını marketten almayın, köylüden alın, yumurtayı, balı, sütü hergün tükettiğimiz ürünlerin tamamını mümkünse fenni olmayanlarını alın (işlenmiş olmayan)

-Seyahate çıkın, sıhhat bulun…Yüzün.. (Mümkünse denizde)

Dondurma canınız çektiğinde mümkünse dondurmacı Osman’ı bulun. Asla görüntüsü güzel kaplardaki aldatmaca köpükleri dondurma diye yemeyin.

Eğer sizi rahatsız edenler cinler ise,

Felak ve Nâs sûrelerini okuyun, temizlik kuralarına dikkat edin, banyonuz,tuvaletiniz mis gibi olsun, Gusül abdesti gerektiğinde mümkünse hemen boy abdesti alın. Hergün uykuya yatarken dua edin. Sağlıkla uyandığınız da Yaradan’a şükredin. Bismillahı ağzınızdan hiç düşürmeyin, Ya Vedûd zikrini çok söyleyin. Başucu kitabınız Kur’an olsun. Yatmadan önce mealinden birkaç sayfa muhakkak okuyunuz.

Yazının başlığı cinlerden nasıl korunuruz olsa da okuyucularıma hatırlatayım, cinler kolay kolay bir şey yapmaz. Esasında korunulacak, sakınılacak varlıklar cinler değil insanlardır. 

Sağlıklı, mutlu huzurlu günler ve geceler dilerim.

Adnan Zeki Bıyık

Kırklareli Müftü Yardımcısı

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum