Deniz Baykal kendi tabiriyle bir komplo ile istifa etti.

Bir insan komplo ile karşı karşıya ise mücadele edecek.

Mücadele etmezse mağlubiyetini kabul etmiş olur.

Varsayalım ki, bir takım daha maçın birinci dakikasında hakem hatasıyla golü yedi diye sahayı terk mi edecek?

Hayır, gol atmak için mücadele edecek.

Ama sabık CHP Genel Başkanı Sayın Baykal ne yaptı?

Ben komployla karşı karşıyayım artık mücadele edemem diyerek koltuğu bıraktı.

Demek ki bu olay ya komplo değil, ya bu kaset olayı gerçek ya da artık Baykal da CHP’den ümidini kesmiş.

Şu an CHP başsız gibi bir şey.

Ya da diğer yazarların dediği gibi başı kesilmiş tavuk gibi.

Kimse de o koltuğa oturmak istemiyor.

İsteyen varsa da çekinceleri çok.

Çünkü koltuk ateşten gömlek.

Eğer birisi bu koltuğu devralacaksa ilk başta maça mağlup başladığını kabul etmesi gerekir.

Çünkü Baykal üstünden kalkılması zor bir enkaz bıraktı.

Bu parti büyümedi ve büyümediği gibi de küçüldü.

CHP sanki halkın partisi değil Deniz Baykal’ın partisi gibi anılmaya başlandı.

Koltuğu alacak kişi ilk başta bu izlenimi ortadan kaldırması gerekir.

Bu parti Halkın partisidir imajını yeniden oluşturmalı.

Bir de en önemlisi tutarlı ve dürüst olmalıdır.

Halkın içinden gelmeli ve halktan uzaklaşmamalıdır.

Eğer AKP oy patlaması yapmışsa bunun en büyük sebepleri boşluğu doldurması ve halkın içinden gelmesidir.

Bu boşluk nedir?

Güvendir.

Halk önceki hükümetlere güvenmediği için oyunu AKP’ye vermiştir.

Bir de AKP’nin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da halkın içinden gelmiş ve halka kendini sevdirmiştir.

Bu AKP’nin en büyük kazancıydı.

Bu taktiği CHP’nin de yapması gerekir.

Ha böyle bir aday var mı CHP içinde?

Ben şu ana kadar böyle lider adayı göremedim.

Çünkü CHP’de yılların birikimi var ve bu birikimden dolayı tektip insanlar doğmuş.

Hiç farklılaşmamış.

Son zamanlarda belli bir açılımlar yapmaya çalıştılar ama CHP’nin bazı teşkilatları bu açılımı kaldıramadılar.

Kaldıramadıkları için daha çok tepki görüyorlar.

Bir taraftan halka yanaşmaya çalışacaksın bir taraftan da halka tepki göstereceksin.

Bu tutarsızlık daha çok oy kaybına neden olur.

Bundan sonraki süreçte ne olur?

Aslında bu süreç birileri tarafından belirlenmiş.

Deniz Baykal’ın bu kasetini servis edenler şimdi onu mağdur göstermeye çalışacaklar.

Bu mağduriyet rolünün kamuoyuna aktarılmasında en büyük rolü Doğan Medyası üstlenecek.

Aslında Kongreye kadar devam edecek olan süreçte yeni Genel Başkan için CHP’de büyük bir kumar oynanıyor.

Yeni Genel Başkan için çoktan tüm kâğıtlar açılmış ve kâğıtların içinde en etkilisi ile oyuna devam edilecek.

En etkili kâğıt da şu anda Kemal Kılıçdaroğlu gözüküyor.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismi Deniz Baykal’ın ağzından kamuoyuna duyurulacak.

Deniz Baykal’ın buradaki rolü daha bitmiyor ve Kemal Kılıçdaroğlu ismini hem tabana ve hem de tavana kabul ettirmeye çalışacak.

Başarılı olurlar mı?

Benim ümidim hiç yok.

Çünkü bu ateşten gömleği kim giyerse giysin onu cayır cayır yakacak.

Giydiğine de bin pişman olacak.

Şunu özellikle belirtmek istiyorum; ne olursa olsun CHP, Türk siyaseti için kesinlikle olması gerekli bir parti.

Bir bakıma CHP Türk siyasetinin vites kolu gibidir.

Bazen hız alırsın bazen de hızını kesersin.

Ne diyelim?

CHP’nin liderlik gömleğini giyecek kişi Türk siyasetine hayırlı olsun (!)