Ahmet Müfit KUTLU   01 Şubat 2013                                                                                                                                                                                                                                         Klâsik şablonlarla insanların şu cu, bu cu denerek damgalanması, içi boşaltılmış kavramlar, bezdiren sloganlar, yozlaşan kültür dünyamızdaki cahillikler gündemimizden hiç düşmez.

Din ile hiç ilgisi ve pek az bilgisi olmasına rağmen “Bana göre" diye başlayan fetvalar, helâlleri haram, haramları helâl yapan fermanlar, halkın manevi değerlerine tepeden bakan  entelektüel büyük aydınlarımızın sofralarındaki en makbul mezelerdir. Televizyonda eski bir maç gösteriliyor. Bursasporlu  futbolcular ölen hemşerileri Zeki Müren için kollarına siyah bir bant takarak sahaya çıkmışlar. Sunucu diyor ki “ Zeki Müren’i kaybettik. Hepimizin başı sağ olsun. Toprağı bol olsun .              

“Toprağı bol mu olsun?Be hey adam Allah müstehakını versin. Zeki Müren dinsiz veya gayrimüslim miydi ki ‘Toprağı bol olsun' diyorsun. Zeki Müren Müslümandı ve ona ancak 'Allah rahmet eylesin' diyerek dua edebilirdin . Dedelerimiz bu inceliklere çok dikkat eder, ayrı din taşıyan veya inancı şüpheli kişiler için ‘Dinince dinlensin / Toprağı bol olsun' dileğinde bulunurlardı. Müslüman bilinen kişilerin cenazesinde alkış yapılmaktadır. Müslümanlarda çelenk, alkış yok, dua vardır. Ölümden ibret alınır ve rahmet okunur. Muhterem ‘saygıdeğer' olmayana ‘sayın’ denilmez .

İlim vermeyip zehir veren kişiye ‘Hocam' denilmez ‘Hoca’ denir. Hanım olmayana ‘bayan’ lâyık olana ‘hanımefendi’ denir. Allah yolunda, inancımıza uygun olarak can verenlere ‘şehit’, başka  sebeplerle hayatını kaybedenlere ‘ölü’ denir. Saygıya lâyık olan kişilere ‘bey, efendi’, sıradan kişilere  ‘bay’denir. İngiliz’in şehitliği, Amerikalı’nın gaziliği olmaz. İngiliz Mezarlığı, Amerikalı ‘eski muharip’ olur. Saygı duruşu dua yerine geçmez. Ölü de bunu fark etmez. Müslümanın duası ölü fark etsin, işitsin diye yapılmaz, Allah affetsin diye yapılır. Cenazelerdeki çelenkler solmaya mahkumdur ve gösterişten öteye geçmez. Paralar çiçekçiye, çiçekler çöpe gider. 

Amerikalı bir turist  Çin’de mezarların üzerindeki içi pirinç dolu kâseleri görünce sormuş “Bu pirinçleri ölüler yesin diye mi koyuyor sunuz ? “Hayır" demiş Çin’ li rehber; "sizde çiçekleri ölüleriniz koklasın diye mi koyuyorsunuz?"                                                                                                       

Itri’nin bestelediği tekbir ve dua Allah içindir, insanın gönlünü ısıtır. Şopen’in ölüm marşını işitenler  ölümün soğukluğu karşısında ürperir. İslam inancında cenaze arkasından tekbir getirmek, slogan atmak yoktur. Sesli ağlamak, bağırmak ve feryat etmek uygun görülmez. Müslümanların 'fatiha’ sında  tekbir, tesbih ve dua vardır.                                                           

Sonunda öleceğiz ve Allah’a döneceğiz. İnancıyla  arz edildiği makam yüce Allah’tır. Bu duanın mânevî frekansı ve dalga boyutu çok yüksektir. Her şeyi madde planında görenler bu frekansı algılayamaz, alkış ve çelenkle avunup kalırlar.