xxx654
Büyük deney karşısında Vatikan ve Diyanet farkı
Haberlere göre, Papa ve Vatikan, dün İsviçre'nin Cenevre kentinde başlayan büyük deneyle yakından ilgileniyor.
Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi'ndeki ( CERN ) deneyden beklenen, şu muazzam evrenin nasıl meydana geldiğine ilişkin çok önemli bazı ipuçlarını sağlaması.
Bilimciler önceleri evrenin sabit olduğunu düşündüler. Daha sonra bu fikir terk edildi: Çünkü evrenin sürekli genişlediği, önce kuramsal, ardından da keskinleşen gözlem araçlarıyla saptandı.
Bunun üzerine 'Büyük Patlama' kuramı ortaya atıldı: Evren bir patlama sonucu oluşmuş, yani bir 'noktadan' çıkarak bu hale gelmişti.
" Sonsuzdan gelip sonsuza uzanan " sabit bir evren fikri, Papalığın hiç hoşuna gitmiyordu. Çünkü böyle bir evren anlayışında, (kuramsal olarak) Tanrıya yer yoktu.
'Büyük Patlama' fikri ise Kiliseyi umutlandırdı: Eğer evren 14 milyar yıl önce bir 'zerreden' hareketle oluştuysa, onu 'var eden' bir yaratıcı (Tanrı) olabilirdi.
Vatikan'ın CERN deneyiyle yakından ilgilenmesinin birinci sebebi bu.
Ayrıca: Hemen her olayın bilimle açıklanmaya çalışıldığı bu çağda, İncil'i ve inancı nasıl savunacaklarını düşünüyorlar.
Peki, biz ne yapıyoruz?
Dün öğle saatlerinde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın internet sitesine baktım. CERN deneyiyle ilgili tek satır yoktu.
Halbuki Diyanet'in başkanları, 'ahlak dışı' buldukları bazı deneyler haricinde, İslam'ın bilimi desteklediğini hep söylemez mi?
Yanlış ve yanıltıcı bir tabir olsa da, bu deneyde 'Tanrı Parçacığı' aranıyor.
Bizim Diyanet ise dini oruçla birlikte, bilim orucu tutuyor olsa gerek ki müminleri bu konuda bilgilendirme gereğini hissetmiyor.
Ondan sonra da, devasa CERN laboratuarları için 'Bilim Katedrali' denilmesine bozulur, " Bilimin dini olmaz; tüm insanlığın malıdır " derler!
Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi'ndeki ( CERN ) deneyden beklenen, şu muazzam evrenin nasıl meydana geldiğine ilişkin çok önemli bazı ipuçlarını sağlaması.
Bilimciler önceleri evrenin sabit olduğunu düşündüler. Daha sonra bu fikir terk edildi: Çünkü evrenin sürekli genişlediği, önce kuramsal, ardından da keskinleşen gözlem araçlarıyla saptandı.
Bunun üzerine 'Büyük Patlama' kuramı ortaya atıldı: Evren bir patlama sonucu oluşmuş, yani bir 'noktadan' çıkarak bu hale gelmişti.
" Sonsuzdan gelip sonsuza uzanan " sabit bir evren fikri, Papalığın hiç hoşuna gitmiyordu. Çünkü böyle bir evren anlayışında, (kuramsal olarak) Tanrıya yer yoktu.
'Büyük Patlama' fikri ise Kiliseyi umutlandırdı: Eğer evren 14 milyar yıl önce bir 'zerreden' hareketle oluştuysa, onu 'var eden' bir yaratıcı (Tanrı) olabilirdi.
Vatikan'ın CERN deneyiyle yakından ilgilenmesinin birinci sebebi bu.
Ayrıca: Hemen her olayın bilimle açıklanmaya çalışıldığı bu çağda, İncil'i ve inancı nasıl savunacaklarını düşünüyorlar.
Peki, biz ne yapıyoruz?
Dün öğle saatlerinde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın internet sitesine baktım. CERN deneyiyle ilgili tek satır yoktu.
Halbuki Diyanet'in başkanları, 'ahlak dışı' buldukları bazı deneyler haricinde, İslam'ın bilimi desteklediğini hep söylemez mi?
Yanlış ve yanıltıcı bir tabir olsa da, bu deneyde 'Tanrı Parçacığı' aranıyor.
Bizim Diyanet ise dini oruçla birlikte, bilim orucu tutuyor olsa gerek ki müminleri bu konuda bilgilendirme gereğini hissetmiyor.
Ondan sonra da, devasa CERN laboratuarları için 'Bilim Katedrali' denilmesine bozulur, " Bilimin dini olmaz; tüm insanlığın malıdır " derler!