Nigar ALMANGIZI

Nigar ALMANGIZI

Bursa'da devrim yapan avukat 

Onunla ilgili defalarca yazmak istedim. Hatta birkaç kez yazmayı denedim de..Sadece doğru anlaşılmayacağını, bir de bu kızın buna ihtiyacı olmadığını düşünüp yazılarımı yarıda bırakmak zorunda kaldım.Ama onun 17 Eylül Bursa Atatürk stadında II. Balkan Şölenindeki konuşması bu yazıyı yazmama sebep oldu.O görüşmeden günler geçti, ama hala orda olup bitenlerigururla hatırlıyorım.

       Bursa'da adı geçentoplantıya geçmeden önce, Haziran ayında İznik'te bulunan biranekdotu hatırlatmak isterim.Abdulvahap Sancaktar türbesini ziyaret ederken orda yaşlı bir hanımla tanıştım.Kadın benim Türk olduğumuanlayınca, ilk söylediği şu oldu''Sizin bir hanım milletvekili var.Onu çok seviyorum.Bizim televizyonlara bir Ermeniyle çıkmıştı.Onu yaman köşeye sıkıştırdı.İnan onu görünce Türklüğümlə gurur duydum.Çok qayrətli kız.Bin erkeğe değer.Tanıyorsan , ona de ki, gözlerinden öperim''.

O gün yanımda eşim ve akrabalarım vardı.Bu benim milletime, kadınıma verilen değerdi.Aslında o zaman da onunla ilgili yazmak istemiştim …

         Muhtemelen, konuyu takip eden okuyucu  bu  Azerbaycanlı milletvekilinin kim olduğunu anlamıştır..Evet, bu milletvekili, daha doğrusu, milletinin vekiliQənirə Paşayeva’dan başkası değildi.
       Balkan şölenine on binlerce insan katılmıştı.Bu toplantıya dünyanın çeşitli ülkelerinden milletvekilleri, hükümet ve devlet adamları, Sivil Toplum yöneticileri, dernek başkanları ve şairlerkatılmıştı..Onlarca kişi konuşma yaptı.Her biri de çok güzel kelimeler kullandı.Protokolde oturduğum için insanların ( Törene katılanların çoğu gençlerdi. Sonunda Türkiye'li sanat adamlarının konseri olacağını bildikleri için daha aktif idiler-N.A) konuşma yapanlara pekde merakla kulak asmadıklarını açıkça görüyordum.,Qənirə’nin de konuşmasınaizleyicilerin dikkat kesilip kesilmeyeceğineemin değildim.Ne ise ...

Konuşmalarbirbirini takip etti.Sıra Qənirə Paşayeva'ya geldi...İlk dakikada konuşmacının dinleyenler için diğerlerinden farkı yoktu.Herkes kendi halindeydi.Ama konuşmanınikinci dakikasından itibaren herşey değişmeye başladı.

 Balkanların derdinin Azerbaycan'ın derdiyle aynı olmasını, Dağlık Karabağ sorununu, Ermenistan'ın 20 yıldır Azerbaycan topraklarını işgal etmesini, dünya devletlerinin sadece buna seyirici kaldığını, hatta taraf tuttuğunu söyledi.

Ayrıca, Türk dünyasıyla ilgili çok önemli sorunlara değindi veproblemlerin çözümünün tek yolununTürk insanının fikir birliğinde olduğunu vurguladı.

 

 Hanım milletvekili toplam 6 dakika konuştu.

 Qənirə bu süre içinde tüm izləyicilərin dikkatini toplamayı başardı. Tribünlerde binlerce insanO’nu dinliyordu . O Türkiye insanına ve özellikle de gençlere Balkanlardan , Azerbaycan-Ermenistan sorununa, Ermeniler tarafındanyüzde 20’siişgal edilmiş topraklarımızdan kovulmuş bir milyondan fazla mülteci ve göçmenimizin vatan hasretini ulaştırdı. Hem de çarpıcı ifadelerle.
Konuşmabitti.Alkışlar ise bitmiyordu.Ön sıralarda oturan memurlardan tutun, sıradan vətandaşlara kadar herkesin gözleri dolmuştu.
Benimle birlikte bu toplantıyı izleyen akrabam Hasan Bayrak da duygulanmıştı. Toplantıyı izleyen 2 kişinin"bu kız biraz dahadevam etseydi, hüngür hüngür ağlayacaktım" dediğini iletti bana.. O anı yazıya dökmekte zorlanıyorum,oradaki manzara bambaşkaydı.Bugüne kadar, böyle toplantı böyle konuşma, böyle izleyiciyi kilitleyen ilgi görmemiştim.
            Eşim aslen Bursalı olduğu için ben bu bölgede Azerbaycanla ilgili herhangibir sivil toplum örgütünün faaliyet gösterip göstermemesiyle her zaman ilgilendim..İtiraf etmeliyim ki , burda bizimkilərinciddi bir faaliyeti yok..Varsa da sadece adı var.Ama Çeçenlərdən tutun, Gürcülere, diğer Türk devletlerinekadar bir çok ülkeninBursa'damükemmel çalışan diaspora örgütleri var.Her yıl bu örgütler yılda belki de 10-20 program yapıyor, Türkiyeinsanına kendi varlıklarını bildiriyorlar.. Gerçekten, buranın insanının bu halkların karşılaştığı her bir sorundan haberi var.Ama kulaklarının dibinde, Ermenistan'ın20 yıldır Azerbaycan topraklarını işgal etmesinden sıradan Bursalıların çoğunun haberi yok.Haberi olanlar da Dağlık Karabağ'ın Kuzey Kıbrıs'ta olduğu gibi yanlış bilgilere sahip..Kısacası, çok az insan gerçek problemimizdən haberdar.Qənirənin bu konuşmaından sonra insanların bize verdiği bazı utangaçsorular da bunu teyit ediyordu.
      Neyse o gün benim alemimde değerli millet vekilimiz neredeyse bir devrim yaptı. 70-80 yaşlarında bir aksakalınona sarılarak hayır duayla"bize yaman ders verdin, kızım" demesi de bunu göstermiyor mu?.Sanırım, bu konuşmanın etkisini devam ettirmek gerekir.Bunu ise sürdürmek bizlerin, Türkiye'de yaşayan Azerbaycanlıların görevidir.Unutmamalıyız ki, birilerineinat içinbir şey yapmamakla bizler hiçbir şeye nail olamıyoruz.Her birimiz üzerimize düşen vatandaşlık borcumuzu yerine getirirsek, yani asıl vatandaş olursak, kazanan taraf olacağız.Yoksa bizi tanımayacaklar."Kimsiniz", "necisiniz", "hangi kökten geliyorsunuz" soruları ile her zaman yüz yüze gelecak.Payımıza düşenseutanmak olacak.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.