Bu Tempoya Şapka Çıkartılır

Yıllar Önce merhum M.Es’ad Coşan Hocaefendi’nin merhum ağabeyi Mehmet Bey bir hususu itiraf etmişti. Merhum Mehmet Coşan, Hocaefendi merhumun programlarını sürekli takip etmek istemişler. Temposuna bir hafta dayanabildik sonra pes ettik demişti.

Gönül dostları davaları uğruna gecesini gündüzüne katarak ömür tüketiyorlar. Ne mutlu onlara.

Peki siyasetçilerimiz ve devlet adamlarımızın durumları nasıl? Eğer siz mesela Anadolu’nun Adıyaman veya Trakya’nın Kırklareli gibi mütevazı bir şehrinde ikamet etseniz; seçim zamanı şehrinizi ziyaret etmeyen bir lidere oy verir misiniz?

Ya da ülkenize yıllardır üst düzey bir ziyarette bulunmayan komşu veya uzak bir ülkeye muhabbet besler misiniz?

Dün 86. yılını kutladığımız Cumhuriyetimizin 27 başbakanı oldu. Devletimizi temsil ettikleri için sevelim veya kızalım ancak hepsini saygıyla analım. Kısa süre başbakanlık yapıp hatırlanmıyanlar olduğu gibi, tarihe iz düşüp unutulmayanlar listesine girenler de oldu.

***

Şunu kabul etmek lazımki, yedi yıllık başbakanlığında, Recep Tayyip Erdoğan, bırakın Türkiye’de gidip görmediği, ziyaret etmediği, miting düzenlemediği il ve ilçeyi; neredeyse dünyada ziyaret etmediği ülke kalmadı.

Özellikle Ahmet Davutoğlu’nun Dış İşleri Bakanı olmasıyla Türk dış siyaseti müthiş bir ivme kazandı. Dış işleri bakanları diplomatik görev olarak ülkeleri ziyaret ederler ve neredeyse senenin yarısını yurt dışlarında geçirirler.

Başbakan ve cumhurbaşkanları ise; samimi olduklarında ziyaret ettikleri ülkeleri ve halklarının gönüllerini de fethederler.

Bu açıdan 7 yılda 20 yıl yaşlanan Başbakan Erdoğan yapmış olduğu bu çok başarılı ziyaretlerinden dolayı; özellikle komşularımızla müthiş bir diyalog kurmuş, devrim niteliğinde gelişmeler olmuştur.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü de bu çerçevede tebrik etmek lazım. Selefi Ahmet Necdet Sezer’le kıyasladığımızda ne kadar şanslı olduğumuzu o zaman anlarız. Ahmet Necdet Sezer; bırakın diğer ülkelere gitmeyi; Ankara (hatta Çankaya) dışına bile 7 yılda neredeyse çıkmadı. Ne bir deprem ve diğer afet sonrası şehirleri ziyaret etti; ne de herhangi bir cenazeye veya düğün davetlerine icabet etti.

Bu noktada Demirel’in hakkını yemiyelim. Neredeyse davetleri kaçırmazdı. Hakeza Mustafa Sarıgül üç dönem üst üste neden çok yüksek oyla Şişli Belediye Başkanı seçiliyor? Bildiğimiz kadarıyla Müslüman, Hristiyan veya Yahudi; ilçesinde başsağlığı dilemediği cenaze yokmuş.

Sonuç olarak gelin Ak Parti Hükümetinin, Özellikle Başbakan Erdoğan ve Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun bu müthiş tempolarına şapka çıkartalım.