Ulvi SEVECEN
BOZKIRLARIN KABUĞUNA SIĞMAYAN ÜLKESİ “KAZAKİSTAN” (2)
ÜLKEDE UZAY SANAYİİ STRATEJİK ÖNEME SAHİP
“Astronotlar arasında ataist bulunamaz”
Bir akşam dostlarımızla birlikte sohbet ederken Bediuzzaman Hz.lerinin eserlerinden birinde geçen “…… herkesin kalbinde derinden derine bir din-i hakkı aramak meyli çıkmış. Her şeyden evvel, ölüm idamına karşı hak dindeki bir hakikati arıyor ki kendini kurtarsın. Şimdiki hal-i âlem bu hakikate şehadet eder.” cümlesi üzerinde yorumlarda bulunurken, konu dönüp dolaşıp gerçek hakikati (Allah c.c nün kudret ve iradesinin tecellilerinin farkına varıp imanı hissetmek ) elde etme noktasında birleşince bendeniz de bir misal teşkil etsin diye bir Türk astronottan ve onun uzayda hissettiği duygularından bahsetmiştim. “Türk astronot” ifadesi ağzımdan çıkar çıkmaz bazı arkadaşlar “Hocam nasıl olur! Türkiye’den hiç astronot yok ki!” şeklinde karşılık vermişti. Daha sonra onun Kazak Türklerinden Talgat Musabayev olduğunu söyleyince olay daha iyi anlaşılmıştı. O da aynı anneden süt emmiş kardeşlerimizden değil mi ki ?
Talgat Musabayev Kazakistan Milli Uzay Ajansı Kazkosmos’un başkanı. Baykonur Uzay Üssü’nün bulunduğu Akmescit’de (eski adı Kızılorda) çalışmalara yön verenlerin başında geliyor.Şubat ayı içerisinde Cihan Haber Ajansına uzayda yaşadığı olağanüstü tecrübeleri anlatırken kullandığı en önemli cümle “Astronotlar arasında ataist bulunamaz” olmuştu. 1994’deki ilk yolculuğu sırasında gördükleri ve yaşadıkları karşısında “Allah-ü Ekber” demekten kendini alamadığını da ifade eden Musabayev, röportajın devamında Sovyetler Birliği zamanında ataist bir toplumda doğup yetişen insanların gaybi hadiselere inanmadıklarını gerçeğine değiniyor.Fakat uzayda yaşadığı olaylar karşısında kendi düşüncelerinde de bir takım değişimler yaşamış; uzayın hakiki yaratıcıyı bulma ve onun sonsuz kudretini kabullenmede insanoğlunu en ikna edici bir yer olduğunu söylemekte.Ayrıca uçtuğu her seferde Kur’an-ı Kerim’i yanında bulundurduğunu söylemeyi de ihmal etmiyor.
Kazak astronot, 28 Nisan 2004’te de insanlık tarihinde bir olaya daha imza atarak, uzaya gönderilen ilk turisti (Amerikalı Denis TİTO) taşıyan uzay aracına kaptanlık yapmış.
Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in Kazakistan’ı uzay ülkesi yapma arzusu doğrultusunda 27 Mart 2007 tarihli kararıyla Talgat Musabayev ve ekibi tarafından kurulan Kazkosmos, uzay çalışmalarıyla ilgilenen ülkeler arasında ön sıralara çıkma çabası içerisinde. Bunun gerçekleşmesi için ellerinde tüm imkanlar mevcut. Baykonur Uzay Üssü’nde gerçekleşen uzay projelerinin finans desteklerinde de hiçbir sıkıntının olmadığını düşünürsek, uzay çalışmaları stratejilerini belirleyen Kazakistan, bu alanda uluslararası işbirliği ile istediği hedefe ulaşacaktır mutlaka.
DİYALOG TOPLANTILARI ve DÜNYA BARIŞINA KATKILARI
Günümüzde yaşanan toplumsal gerilimler neticesinde ortaya çıkan sorunlar karşısında hükümet ve devler adamlarının aciz kaldıkları durumlarda halklara en büyük destek dini değerler olarak görülmektedir. İnsanlığın yaşadığı terör hadiseleri, aşırılıklar, ekonomik krizler, adaletten uzak emek dağılımları,insanları hayatından bezdiren politika ve davranışlar vb. karşısında çözüm mercii hep dini değerler olmakta, halkların dik duruşlarına tesir etmektedir.
Kazakistan’da kırka yakın dini mezheplerin temsilcisi konumunda olan üç bine yakın dini birliğin faaliyetlerinden söz ediliyor. Avrasya’da öne çıkan iki büyük dine (İslam ve Hıristiyanlık) mensup insanların bu coğrafyada mevcut devletlerde barış içerisinde yaşayabilmesi, bu devletlerin toplumsal uzlaşma içerisinde istikrarlı yürüyüşlerinde çok önemli bir güvence. Kazakistan ise bağımsızlığın hemen sonrası tüm kesimlerin dini inançlarını serbestçe yaşamasını anayasada gerçekleştirdiği yeni düzenlemelerle pekiştirmiş Kazakistan Halklar Asamblesi’nin kurulmasıyla da milletler ve mezheplerarası diyalogların teşvik edilmesine ilk adım atılmış. Nazarbayev bu süreci ortay koyarken de “Bizlerin isteği uluslar arası arenada farklı millet ve mezhepler arasındaki uzlaşmayı gerçekleştirmiş bir toplum olarak anılmamızdır” açıklamasında bulunuyor.
Bununla birlikte, Nazarbayev’in öncülüğüyle 2004 yılından beri hayata geçirilen Semavi ve Geleneksel Dinler Liderleri Kurultayı’nın mevcut kültürler ve dinlerarası diyaloğa kısaca toplumsal uzlaşamaya önemli bir katkısı olduğu göze çarpmakta. Kurultayda ortaklaşa kabul edilen bildiri metninde tüm dinler ile farklı dünya görüşleri olan insanların karşılıklı nefretlerinden vazgeçmeleri, kendilerinin milli ve dini kimliklerinin muhafaza edilerek yaşamaları çağrısında bulunulmuş. Kurultayın diğer bir özelliği ise Kazakistan halkının birliğinin sembolü Millet Sarayı’nda yapılmış olmasıdır.Kurultay başlamadan birkaç gün önce inşası bitirilen sarayda plan gereği sonraki dönemlerde cami,kilise,sinagog ve bir de budist tapınağının aynı alanda inşa edilecek.
TURİZMDE TEK ÖRNEK TÜRKİYE
Ülkesinin sadece enerji ve inşaat sektöründe öne çıkmasını istemeyen Nazarbayev, yeni sektörlerin atağa geçmesini istiyor. Bunların başında da bacasız sanayii olarak bilinen turizm geliyor.Tatillerini bugüne kadar Antalya'da geçiren devlet başkanı,Türkiye'deki turizm sektörünü örnek alıyor.Türk işadamlarından bu alanda Hazar kıyılarında arazileri bedava vereceği sözüyle Antalya benzeri bir şehir kurmalarını istemiş.
Kazakistan'da turizmin gelişmesi adına gerçekleştirilmesi düşünülen tek proje bu değil. Bunun yanında Türk-İslam Dünyası'nın önde gelen ismi Hoca Ahmet Yesevi'nin Türbe ve Medresesi'nin bulunduğu Türkistan şehrinin de inanç turizmine açılması hedefleniyor.Türk coğrafyasında İslam dininin yayılmasında Anadolu'ya Türklerin yerleşmesi ve İslamlaşmasında etkili olan Ahmet Yesevi'nin fikirleri ve tasavvuftaki ekolünün yaşatılması için Türkiye Cumhuriyeti tarafından restore edilmişti.Zaman geçtikçe ziyaretçilerin sayının artmasıyla beraber bu alanda turizmin canlandırılması için yeni projeler de gündemde.Önümüzdeki yıllarda yeni yatırımlar bekleniyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.