Meltem KAVAK
Bizler Yardımlarımızın Tefecisiyiz
Bizler yardımlarımızın tefecisiyiz, yaptığımız iyiliklere zincir takıp tekrar bize gelmesini bekleyecek kadar da küstah varlıklarız. Bazen nefis gelir oturur, yanı başımıza.. Biz buna bazen demeyelim günümüz insanın o çirkin nefsi her zaman yanında.
“Boş ver, kimseye iyilik falan yapma, herkes nankör.
Bak şuna bak şuna, yaptın da iyilik ne oldu?! Selam bile vermiyor yoldan geçerken. Cebi iki para gördü, hemen de havalara girdi.”
Mis gibi kirli senaryo yazacak kadar da senarist ruhluyuz.
Oysa o kişinin ne derdi var bilir miyiz? Seni gördü mü acaba? Sahi ne iyiliği yaptın sen ona? Yoksa eski kıyafetlerini ona vererek mi iyilik yaptın acaba..
“İyilikten mi anladılar ki!”
Sen, bu sözü söyleyen, sen iyi biri misin şimdi?
Bazı kimseler vardır, her şeyi karşılıklı yapar.
“Ben onu aradım sıra onda.”, diye telefonun çalmasını beklemek misali. Bu gibi insanlarla muhatap olan kimselere dostane tavsiyem hiç aramayın en mantıklı olanı.
Telefon açarsın, açar açmaz başlar: “Hayırsız seni bende senin aramanı bekledim, neden aramadın tabi aklına düşer miyiz ki!”, der.
Açtığına açacağına seni pişman eden insanlar var her birimizin etrafında. Dumuna göre muamele edersin, yaşlıysa daha bir sabır çekersin gençse yaa evet işlerim çok yoğun der geçersin. Oysa kırılmıştır kalbin, üzülmüşsündür bu açar açmaz sarf edilen sözlere. Şöyle deseler mesela bende seni arayacaktım daha aramasaydın, bir şey mi oldu hastalandın mı acaba? İyisin inşallah, bir yaramazlık yok öyle değil mi?
Bakın bir cümlenin büyüsüne.. İnsan neden insanı üzer ki?
Cidden var bu gibi kimselerden etrafında. Karşılıksız insanları arayıp sormak bir gönül almak bu kadar zor mu ki! Ağız içinden sorulan nasılsın sorusuna iyiyim diye cevap veren yalancı cevap gibi oldu bu yapılan iyiliklerde. Ben görevimi yaptım, gönlüm rahat misali.
Kul hakkı nedir diye sorsalar her birimize. Hepimizde ben kul hakkı yemedim yemem de diye cevap veririz. Sahiden kul hakkı bu kadar yavan çözülür mü ki!
Komşusunun ne yiyip, ne içtiğinden sorumlu olmamak kul hakkına girer mi ki!
Soruyorum şimdi size kaçımız komşusunun ne yiyip içtiğini biliyor? Onu da geçtim kaçımız komşunun ismini biliyor! Şimdi tekrar soruyorum kaçımız kul hakkı yemedi ki!
Kaçımız Peygamber ahlakı ile şereflenip kendini yetiştiriyor.. Bizler hayatı gönülden, hakkaniyetten yaşasaydık eğer, karşılıksız yardımlaşma yapardık, kimsenin tefecisi olmazdık, vesselam.
Dünyayı dolaştım giymedim başıma taç,
Ne zengini tok gördüm ne de fakiri aç,
Yarabbi öyle bir Fevzi kanaat Ver ki;
Namerde değil mert’e de eyleme muhtaç,
Şu çeşmenin haline bak, su içecek tası yok,
Kırma kimsenin kalbini yapacak ustası yok..
YUNUS EMRE
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.