Demliyazılar
Bizim Her Şeyimiz Ucube
Bizim Her Şeyimiz Ucube
Yine suni bir gündem konusu bulundu;ucube heykel!
Şu Türkiye ne zaman asli meselelerini dile getirilecek?
Şu medya, illa ki gündemi zorlayacak bir şeyler buluyor.
Başbakan’ın ucube lafına kafayı takmış.
Aslında heykel mücadelesi yeni değil.
Biraz hafızalarımızı zorlarsak 1994 yılında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Melih Gökçek Sıhhiye'deki anıt için “Böyle sanatın içine tüküreyim ahlaksızlığın adını sanat koymuşlar” demişti. Aynı yıl da bu anıt yerinden parçalatılmak suretiyle kaldırılmıştır.
Söz konusu heykel, 1989 yılında “Periler Ülkesi” anıtı olarak Heykeltıraş Mehmet Aksoy tarafından yapılmış.
Melih Gökçek’in bu sözünden sonra Heykeltıraş Aksoy dava açmış ve dava 2002 yılında sonuçlanmış, anıt tekrar aynı yerine konulmuştur.
Başbakanın Kars’ta ucube dediği heykeli yapan da Mehmet Aksoy.
İşin garibi de bu heykelin yapılmasına izin veren o zamanın belediye başkanı da Akparti’den. Gerçi daha sonra CHP saflarına geçmiş ama yerel seçimlerde kazanamamıştı.
Mehmet Aksoy aslen Hataylı bir heykeltıraş.
Sol görüşlü olduğu bilinen Mehmet Aksoy’un yurt dışında da birçok çalışmaları mevcut.
Haliyle iki zıt görüşün bir arada olması mümkün değil.
Bundan dolayı ne Akpartililer ne de Heykeltıraş Aksoy aynı platformda olmazlar.
23 Mart 2005 yılında Tuğba Akyol’un Milliyet Gazetesi’nde Mehmet Aksoy ile yaptığı röportajda bu durumu açıkça dile getirmiş;
“Mahkemenin karar verdiği tazminatı alabildiniz mi?
Kolay alınmıyor o paralar. İcraya verdik. Parça parça aldık. Zaten önemli değil para kısmı. İşin sembolik kısmı o. Melih Gökçek'in mahkûm olması önemli. Davaları benim kazanmam önemli. Heykelin tekrar yerine konma kararı önemli.
Sakıncası yoksa aldığınız tazminatı nereye harcadığınızı sorsam...
Evde parti yaptık. Geç de olsa heykelimin itibarının iade edilmesini kutladık.
Bu davanın bunca yıl sürmesi çok üzücü değil mi?
Hem de nasıl! İlk andaki o, 'adalet yerini bulacak' heyecanınız 11 yılda sönüp gidiyor tabii. 'Sonunda hak yerini buldu' diyorsun ama geç kalmış bir şey bu.
Dava sürecinde Melih Gökçek'le hiç karşılaştınız mı?
Hiç karşılaşmadık. Bu olay ilk olduğunda ben karşılıklı görüşmek istedim, aradım hatta. Ama randevu vermedi bana. Sonra benim de bu yönde çabam olmadı, onun da. Zaten mahkemeye de hiç gitmedim.”
Bu olayın medya tarafından bu kadar büyütülmesinin sebebi muhafazakâr kesimle sol kesim arasındaki münakaşa ve bu münakaşadan muhafazakâr düşüncenin yara alınmasının istenmesidir.
Kars’ın bu kadar sorunu varken neden böylesi bir heykel yapılmış?
Kars’ta hayvancılık eskisi gibi değil, doğru dürüst fabrikalar yok, işsizlik had safhada.
Bunca sorunlar varken neden bir heykele takıldık?
Hadi bir heykel yapıyorsunuz bari Türk kültürünün öğeleri olması gerekmez mi bu çalışmada?
İlla birileri gibi mi olacağız?
Biz niye kendimiz gibi olmuyoruz? Ya da olmak istemiyoruz.
Bakın Amerika’nın Özgürlük Anıtı'na.
Hiç ucubeye benzer tarafı var mı?
Çünkü onda farklı bir sanat anlayışı ve büyük bir işçilik var.
Dövme bakırla kaplı olan heykelin gövdesi 46 metre olup kaidesiyle birlikte yüksekliği 100 metredir. Heykelin meşaleyi tutan sağ elinin yüksekliği 13 metredir. Başının genişliği 2 metre olup tacı ile birlikte yüksekliği 5 metredir. Heykelin içinden meşaleye kadar 168 basamaklı bir merdivenle çıkılır. Meşalenin etrafındaki dehlizde 15 kişi bir arada gezebilir.
İşte böyle bir heykele kimse söz söylemez.
Çünkü bu heykel bir şeye benziyor.
AmaKars’taki heykelin neye benzediği de belli değil.
…
Cidden Türkiye’nin ne kadar çok ucubesi var. Ucube zenginiyiz desek, yeridir.
Heykeli de ucube, siyaseti de ucube, suni gündemleri de.
Aslında ucubelerimiz de bize sıradan gelmeye başladı.
Çünkü burası Türkiye.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.