Biz Kimiz? Kimdir bu biz? - Uyan Ey Müslüman 3

Teoriye göre içinde bulunduğumuz evren hiç yoktan yaratılmış ve milyarlarca yıl boyunca genişleye genişleye, gelişe gelişe, bugünkü konumuna gelmiş.

Ve halen de genişlemekte.

Bir diğer deyiş ile evren; aklımızın alamayacağı kadar küçük bir nokta iken başlangıcında, milyarlarca süren evriminin ardından, aklımızın alamayacağı sonsuz boyutlara erişmiş. Ve işte evrim dediğimiz, o küçücük noktada başlayan yolculuğu sonucu bugünkü konumuna gelen yaşam.. ...................

Aynı teori, yıllardır cansız olduğunu düşündüğümüz ve insanlardan ayrı olarak gördüğümüz nesnelere (masa, kalem, dağ, yıldız gibi) de mana katıyor. İçinde yeryüzünü, göğü, yıldızları, gezegenleri barındıran evren, bir enerji ağı ve bu ağın üzerindeki herşey birbirine bağlı..Nasıl bugün dünya üzerindeki bütün bilgisayarlar internet yoluyla birbirine bağlıysa, evrendeki herşey enerji yoluyla birbirine bağlı..

Örneğin sandalyeyi kendimizden ayrı ve cansız bir nesne olarak görürüz.

Halbuki bu bir göz aldatmacası.. Gerçekte sandalye ve biz aynı bütünün parçalarıyız ve birbirimize gözlerimizle göremediğimiz bağlar ile bağlıyız..İskele ve gemiyi bağlayan halat misali.. ......................

Her ne kadar kendimizden farklı görsek de, sandelye de insan da atomlardan meydana geliyor ve her ikisinin temelini de, hatta evrenin de hammaddesi olan IŞIK (fizikte 'Foton', Kuran'da ise 'Nur'olarak geçer) oluşturuyor. Evrende varolan herşey aslında, ışığın( nurun) madde şeklini almış halleri..Işığın bize sunduğu bir göz aldatmacası. Gerçek ve sonsuz olan ise maddenin özündeki ışık. Bu durumda, sandalye de bir enerji, insan da..Hayvanlar, çiçekler, böcekler, yıldızlar, gezegenler, dağlar, DNA molekülleri, atomlar....herşey.. ....................................

Işık, enerji deyip yabana atmamak lazım. Eğer biz insanlar bugün görebiliyor, işitebiliyor, konuşabiliyor, düşünebiliyorsak, bunun bilimsel temelini ışık enerjisi oluştuyor. Işığın daha birçok gizemleri de var..

Örneğin, ışık hızında zaman duruyor. Zaman kavramı yokoluyor. Işık enerjisi sonsuz..

Işık evrende yer kaplamıyor.

Bizim bulunduğumuz evrende herşey zamana karşı yenik düşerken, ışık zamana yenik düşmüyor. Demek ki ışık bulunduğumuz evrene ait olmayabilir.

Peki eğer öyle ise bu ışık nereden geliyor? Kaynağı ne? İşte geçmişin hazine avcıları, bugün ışığın peşindeler..

Bugün ışığın enerjisine inanan milyonlarca insan bulunmakta. 100 yıl öncesinin ateistleri, daha öncelerinin güneşe tapanları, bugün ışığa ve enerjisine inanmaktalar..Reiki, Kabala, Yoga tarzı enerji localarının Türkiye dahil, dünyanın her yerinde çoğalması bunun sonucudur. ...............................

Ne yazık ki insan, geçmişinden ders almaz..

Hatırlamaz o güneşe tapanların sonunu..

Aklına getirmez o ışığın da, enerjisinin de bir Yaratanının olduğunu..

Yaratanın, insanlara merhamet olsun diye gönderdiği Kuran, 1400 yıl önce ışığı ve enerjisini şöylece açıklar:

Allah göklerin ve yerin nûrudur. O'nun nûrunun misali, tıpkı içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. Lamba bir sırça (cam) içinde, o sırça da sanki parlayan incimsi bir yıldız! Bu lamba, ne yalnız doğuya, ne de yalnız batıya mensup olmayan kutlu, pek bereketli bir zeytin ağacından tutuşturulur. Bu öyle bereketli bir ağaç ki, nerdeyse ateş değmeden de yağ ışık verir. Işığı pırıl pırıldır. Allah dilediği kimseyi nûruna iletir, gerçeği anlamaları için insanlara böyle temsiller getirir. Allah her şeyi bilir.' (24:35)

Gün gelir, mümin erkekleri ve mümin kadınları, önlerinde ve sağ taraflarındaki nurlarıyla, koşarcasına cennete doğru ilerlediklerini görürsün. (57:12)

Öyle ya, Allah birine nûr vermezse artık onun hiçbir nûru olamaz. (24:40)

Devamı: Süleyman'ın ardından - Uyan Ey Musluman 4

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.