Birliğin durumu

ABD Başkanı Obama 27 Ocak’ta Kongre’de bir konuşma yaptı. İki gün sonra 29 Ocak’ta Başbakan Sayın R. T. Erdoğan “Ulusa Seslendi.”
Sayın Erdoğan’ın danışmanları Başkan Obama’nın konuşmasının tercümesini, ulusa seslenmeden önce arz edebilselerdi, sevaba girerlerdi. Sayın Erdoğan mutlaka Başkan Obama’nın söylediklerinden esinlenir, daha farklı bir konuşma yapardı.
Önce bir ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum. Turgut Özal’dan bu yana bizde başbakanlar “Ulusa Sesleniyor.” ABD’de ise başkanlar “Birliğin Durumu” hakkında bilgi veriyor. İki konuşma arasında büyük fark var. ABD Anayasası’na göre “aslolan” birliktir. “Dirlik” (geçim) sonra gelir. Bakınız, seçildikten bir yıl sonra, Kongre’de yaptığı ilk “Birliğin Durumu” konuşmasında Obama neler söyledi:

Ülkeler için önemli olan birlik
“Amerikan Anayasası başkanın zaman zaman birliğin durumu harkında kongreye bilgi vermesini emreder. 220 yıldır bu ülkenin liderleri hem harp günlerinde, hem ekonominin kötü günlerinde, hem de refah günlerinde bu görevi yerine getirdi. Geriye baktığımızda, ileriye gitmemiz gerektiğini görüyoruz. Amerika her zaman kazanmaya ve başarılı olmaya mahkûmdur. İkinci Dünya Savaşı’nda müttefiklerimizle Avrupa’ya çıkarma yaptığımızda, ekonomimiz çöktüğünde gelecek hep karanlık görünüyordu. Ama bütün bunlar cesaretimizi ve birliğimizin kuvvetini denediğimize imkân verdi
Ayrılıklarımıza, farklı görüşlerimize ve korkularımıza rağmen biz birliğimizi, varlığımızı ve gücümüzü sürdürdük.
Tarihimiz bize, bir millet ve bir halk olarak, tek bir kişi gibi, birlikte yaşamanın önemini işaret ediyor. Bugüne kadar böyle geldi, böyle gidecek.”
Dikkat buyurunuz: ABD’de  başkanların yaptıkları konuşmaların  hedefi “ABD’nin birliğini” sürdürmek. Gündemde başka ne konu olursa  olsun, konuşma “birliğin önemini” vurgulamak ile başlıyor.
Daha sonra başkan halka “cesaret veriyor, moral veriyor, söz veriyor.” Ama bunu yaparken “gerçekleri/zorlukları açıklıkla sergiliyor.” Başkan Obama, birliğin durumunu anlatırken sorunları sıraladı, bunları nasıl çözeceklerini anlattı. Dedi ki: “Her 10 Amerikalının biri işsiz. Birçok işyeri kapandı. Özellikle küçük yerleşim bölgelerinde yaşayanlar daha güç durumda. İnsanlar daha az ücretle daha çok çalışmaya mecbur kaldı. Emekliler yaşamak ve çocuklarını okutmak için  para bulmakta zorlanıyor. Evet bankaları kurtarmak için pahalı fatura ödendi.  Ama bankalar kurtarılmasaydı, işsizlik bugünkünün iki katı olurdu..

“Kriz yok” denilirse, tedbir de alınmaz
Krizden büyük zarar gören halkın ekonomik açıdan duyduğu kaygıyı, çaresizliği ve öfkeyi anlıyoruz. Şimdi bizim işimiz bu sorunları çözmek. Amerikan halkına ümit vermek. Refah vermek.
Vergileri indiriyoruz. Çalışan ailelerin vergilerini yüzde 95 azaltıyoruz. Küçük işyerlerinin, çocuk okutan ailelerin vergilerini azaltıyoruz.
Bugüne kadar alınan tedbirlerle   2 milyon Amerikalının işten çıkarılmasını önledik. Bu yıl sonuna kadar 1.5 milyon insana iş bulacağız. İstihdamı artırmak  için işçi alacaklarına özel teşvikler uygulayacağız. İş yaratmak için kamunun altyapı yatırımlarını artıracağız. KOBİ’lerin hem vergilerini erteleyeceğiz hem de finans kesiminden tahsil edilen 30 milyar doları onları desteklemek için kredi  olarak dağıtacağız.”
Bunlar Başkan Obama’nın söyledikleri. Danışmanları bu konuşmanın tam tercümesini arz etselerdi Sayın Erdoğan da konuşmadan esinlenir, Türk ulusuna seslenirken “Aman bölünmeyelim... Bir olalım. Birlik çok önemlidir” der, daha sonra da “Önceliğimiz kriz rüzgârının hasarını onarmaktır. Önce işsizlere iş bulacağız. Bunun için duran üretimi canlandıracağız. Bu arada kriz rüzgârından zarar görenlerin yaralarını saracağız” diyerek ümit dağıtırdı.

Önceki ve Sonraki Yazılar