Haşim AKIN
Bir Damla Suyunuz Var Mı?
Rivayet edilir ki nemrut Hz. İbrahim’i (AS) ateşe atma hazırlıkları yapmaktadır. Bunu duyan herkeste bir telaş başlar. Nemrut’a yardım eden olmuş mudur? Bunu bilmeyiz. Lakin ayağı topal bir karıncanın ağzına aldığı bir damla suyla telaş içinde yol aldığını görürler. Bunun sebebini merak edenlere der ki; “Duydum ki nemrut Allah’ın Halil’ini (AS) ateşe atacakmış. Onun için su taşıyorum.”
Sorunun sahibi her kimse, buna güler ve “o kocaman ateşi bu suyla söndürülemeyeceğini, bunun çok mantıklı olmadığını” anlatmaya çalışır. Lakin bizim topal karınca, bu sözleri dinleyerek vakit kaybetmek yerine yoluna devam eder ve az ilerde kafasını çevirerek şu cevabı verir. “Elbette ben de biliyorum o ateşin boyutunu ve taşıdığımı suyun miktarını. Lakin ben tarafım ve dostluğum zahir olsun istiyorum. Oturarak kendi safımı belirleme şansım yok. Gerisi beyhude...”
***
Bugünlerde Burkina’da çok farklı bir ateş yanıyor. Terör maalesef ki hızını daha da artırdı. Bununla mücadele eden özel bir güvenlik gücünün Müslüman komutanı da geçen hafta yanında 42 kişiyle beraber öldürüldü / şehit edildi. Elbette öyle bir adamın öldürülmesinde çok farklı noktalar olabilir. Burada sadece terör örgütü kazanmadı. Toplumda halkın gönlünü kazanacak ve sadra şifa görülecek yeni bir kahramanın çıkışı da engellenmiş oldu. Çok taraflı bir kazanç kendini gösteriyor.
Daha da kötüsü bununla beraber büyük bir iç göç başladı. Düne kadar kardeşçe yaşadıkları köylerine fitne bombası düştü. İnsanlar çoğunlukla yürüyerek yollara düşmüş durumda. Titao isimli şehirden insanlar can güvenliği nedeniyle kaçmak istiyor. Devlet şehrin boşaltılmasına ve buraya da teröristlerin yerleşmesine engel olmak istiyor. Ama vatandaşın can güvenliği de çok ciddi tehlike altında. O bölgeyle alakası olan ve daha güveli yerlerde mukim olanlarsa başka bir sorunla karşı karşıya kalmışlar. Kerim isimli bir kardeşimizin evine 25 kişi gelivermiş. Çok küçük iki odadan oluşan bu evde 25 insan ayakta dursa yer bulamaz, bırakın yatmayı. Haydi, oturacak yer bulduk diyelim ama bunlar ne yiyecek ne içecek? Şehir, her şeyin parayla satın alındığı hazır yiyen insanların yeridir.
Bir başkası, “gece teheccüt namazı kılmak için kalktım. Lakin evde namaz kılacak boş yer bulamadım. Her yerde insan yatıyordu” diyor. Kaçan haklı can korkusu var. Akrabalık bağı gereği birilerinin bunlara kol kanat olması lazım. Bu da bir zorunluluk... Lakin nasıl olmalı bu?
Tabi burada yarım kalmış eğitimleri falan düşünen yok. Zalimler bir ateş atıyor ve bunun kimleri nasıl yakacağını da düşünmüyor. Söz konusu ülke Burkina Faso gibi sesi çıkmayan veya çıksa da kimsenin kulak vermediği bir ülke olunca daha kolay at koşturuyorlar.
Geçen hafta yurtlarından yuvalarından çıkmak zorunda kalmış bir grup insan için yardım talebi geldi. Nerede kalıyorlarmış? Kendi köylerinden canını kurtaranlar yol üzerinde bir yere yerleşmiş. Burada ne ev var, ne de su... Sürekli burada kalacak olsalar buna göre kendilerine bir yol çizecekler. Bunu da bilen veya planlayan yok. Buraya gıda desteği götürecektik.
Aslında amaç gıda vermenin yanında onların gözlerine bakmaktı. Ellerini tutup sabır dilemekti. Yüzlerindeki çilenin çizgilerinden bir demet alıp onunla zalimlere ok göndermekti. Lakin... Güvenlik nedeniyle bu sefer biz de gidemedik.
Ama siz büyük bir ateşin yandığını bilesiniz. Belki buna yürek koyacak bir topal karınca vardır. Neslinin tükendiğini sanmıyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.