Dün sabah güne uyandığımda bir baktım ki El Kaide örgütünün lideri ve Amerikan topraklarında işlenen en büyük terör saldırısının planlayıcısı olan Usame Bin Ladin, Amerikan donanmasına bağlı özel timler tarafından Pakistan topraklarında düzenlenen bir operasyonla öldürülmüş...

 Haberi dün gece televizyonlardan naklen yayınlanan bir ulusa sesleniş konuşmasıyla duyuran ABD Başkanı Barack Obama, 11 Eylül 2001’deki saldırılardan bu yana aranan Bin Ladin’in CIA ajanları ve Amerikan kuvvetleri tarafından köşeye sıkıştırıldığını ve Pakistan’daki bir binada ateş açılarak öldürüldüğünü bildirmiş.

***

Ben, iktisat bilmenin fazla bir işe yaramadığı ama bilmemenin insana epey bir şey kaybettirdiğini düşünürüm...

Çünkü, ekonomik temeli olmayan siyasal analizlerin hep biraz havada kalacağına inanmışımdır.

Biz toplum olarak “çoğulcu” bir kültürel yapıya ve bakışa sahip değiliz...

Biz, ülke yönetimleri ile toplumu özdeş kabul ederiz... Ülke içindeki farklı çıkar gruplarına, uzlaşmaz çıkarlara fazla aldırmayız...

Hâlbuki ekonomik bir analiz, ülkelerin ekonomik büyüme dinamiklerini, o ülkenin iç yapısını, kuvvet dengelerini, içinde barındırdığı çok farklı çıkar gruplarının da topografyasını verir...

ABD’yi de bu yöntemle okuyan biri olarak yıllardır Amerika’da birçok Amerika olduğunu, kısaca bunu “bilgisayarcılar ve silahçılar” Amerika’sı olarak iki grupta toplayabileceğimizi hep yazar, söyler, anlatırım.

Dün de Usame Bin Ladin haberini alınca, epeydir iktidarını pekiştiremeyen ve “bilgisayarcıları” temsil eden Obama’nın, Usame Bin Ladin üzerinden rakibi silahçıları vurduğunu düşündüm...

***

ABD’de kabaca bilgisayarcıları Demokratlar, silahçıları da Cumhuriyetçiler temsil eder...

Bush’dan kan revan içinde bir dünya ve iki cephede dövüşen bir Amerika devralan Obama, içerde sosyal güvence, silah taşıma gibi büyük tabuları yıkan çok radikal adımlar atsa da uygulamak istediği asıl politikayı uygulayamadı...

Üstelik ABD’de Başkan yeni politikalarını oturtuncaya kadar bir önceki politikalar geçerli olduğu için, daha önce alınmış kararlar iktidarı yıpratıp durdu.

Şimdi, 2012’de yapılacak başkanlık seçimleri öncesi, son dönemde yapılan anketlerde destek oranı hiç olmadığı kadar aşağılarda olan Obama, Bin Ladin’i yok ederek inanılmaz bir avantaj yakaladı... Bundan böyle, özellikle Cumhuriyetçilerin yoğun olduğu ve ABD’nin cephedeki askerlerinin büyük bir çoğunluğunun memleketi olan iç kesimlerdeki eyaletlerde Obama’ya verilen desteğin tavan yapması sürpriz olmayacak...

Eğer tahminler doğru çıkar da Obama başkanlık seçimlerini siler süpürürse, gerçek Obama iktidarını, dolayısıyla bilgisayarcı - silahçı farkını yeniden çok net ve somut bir biçimde göreceğiz.

Yeniden diyorum çünkü Bill Clinton bilgisayarcıların iktidarını, Bush ise silahçıların iktidarını temsil etmiş, biz de bu iki taban tabana zıt siyasetleri kıyaslayarak farkı netleştirmiştik...

***

Aradaki fark şudur; silahçı kurşun satarak para kazanır, bilgisayarcı bilgisayar satarak...

Kurşun satarak para kazanan maraza çıksın, bela büyüsün, silahlar patlasın ve adamlar ölsün peşindedir...

Bilgisayarcılar ise para huzura, kalkınmaya, refaha gitsin peşindedir; o nedenle gürültü patırtı değil, barış ve ekonomik büyüme isterler...

***

Bilgisayarcıların, dünyadaki az gelişmiş ve yoksul muhataplarına gelince...

“Dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan ama dünya ekonomisinin onda birini gerçekleştiremeyen 57 Müslüman ülke nasıl huzura ve ekonomik büyümeye kavuşur” sorusunun cevabını aramak, şimdilerde bilgisayarcıların en birinci meşguliyeti.

Nasıl kavuşur?

“Demokrasi, insan hakları ve piyasa ekonomisi” ile olduğunu herkes biliyor da bunlar Müslüman ülkelerde nasıl hayata geçirilecek,

o aranıyor.

***

Bilgisayarcılar Usame Bin Ladin üzerinden silahçıları vurdu.

Obama iktidarı rahatladı.

İkinci döneminde çok daha iyimser olmamak için hiçbir neden yok...

Üstelik bu Türkiye’nin de çok hayrına...