xxx78
Beni sev, ruhumu sar, kalbime yaslan
Gündem yoğun,
İşte size son bir örnek: TRT bu
‘Ulusalcı’ kanattan gelen itirazlara fazla bir diyeceğim olamaz da, tarihimizin Osmanlı dönemine önem verdiği bilinen
Geçen yazlardan birinde Büyükada’da düzenlenen bir konserde, başta Tanburi İsak olmak üzere Haham Moşe Faro, İsak Varon, Mısırlı İbrahim ve Avram Karakaş’ın değerli eserlerini dinlemiştim. Musevi besteciler bunlardan ibaret de değil.
TBMM’nin gözetiminde yeniden elden geçirilen Aynalıkavak Kasrı besteci padişahlardan Sultan III. Selim’in şarkı ve saz eserlerini bestelediği, ‘Türk Musikisi’nin altın çağı’ diye bilinen döneminin musiki üstadlarıyla meşk ettiği mekândı. III. Selim tanbur çalmayı İsak Efendi’den (1745-1814) öğrenmişti. Bir eserin ilk icrasında sergilediği olağanüstü sanat başarısı üzerine, Padişah’ın, İsak Efendi’nin tanburunun içini altınla doldurduğu bile söylenir.
Şu sözler
Evet, dillerimizden düşmeyen bu şarkıların bestecisi de bir başka Musevi: Udi Mısırlı İbrahim (1879-1948)...
Zamanlarında, sanatlarını icra ederken, hangi dine mensup oldukları hiç mi hiç sorun edilmemiş, tersine çok-etnisiteli ve çok-dinli bir imparatorluğun gurur kaynakları arasında yer almışlardır. Mısırlı İbrahim’in 500’den fazla bestesi vardır.
İmparatorluğun son demlerine kadar
Bugünden geriye bakarak, geçmişte yaşananlardan, elde edilen başarılardan kendilerine gurur payı çıkarmasına alıştığımız kişiler ve çevrelerin, bu gerçekler apaçık ortadayken, TRT tarafından Eurovisyon şarkı yarışmasına katılmaya lâyık görülen
En iyisi ben yorumlamayayım...