Aslan DEĞİRMENCİ
‘BÇG’ ve ‘CÇG’ var da ‘DÇG’ niye yok?
Tarih kitaplarında verilen derslerin başında Cumhuriyet İlkeleri gelir.
Temel ilkeler sıralanırken demokrasi’de unutulmaz.
Aslında cumhuriyetin değil hukuk devletinin temel ilkeleri olur ama neyse…
Konumuz TSK’nın koruma kollama görevi.
TSK’nın asli görevleri sıralanırken Cumhuriyet’in temel ilkelerini korumak en başta yerini alıyor. Ancak her nedense bu ilkelerin diğerlerine dokunulmadan sadece ‘laiklik’ deniliyor.
Laiklik çerçevesinde TSK’nın aldığı önlemler de kimilerince gururla anlatılıyor.
Örneğin kanlı balyoz eylem planının mimarı Çetin Doğan Paşa,
TV ekranlarından gururla ben ‘BÇG’ye başkanlık yaptım’, ‘irtica ile mücadele ettim’ diyebiliyor.
Başka ülkelerde halkına karşı sanal bir tehdit oluşturarak illegal yollarla mücadele eden bir birimden söz etmek, gururlanmak, övünmek mümkün mü?
Böyle bir yapı deşifre olduğunda neler olur? Sorularına takılmadan BÇG’ye bir göz atalım…
BÇG; hani şu 28 Şubat’ta hiçbir yasal dayanağı olmadan kurulan çete!
Seküler laiklik anlayışını devam ettirmek ve korumak için oluşturulan üs…
Camilere, eğitim yuvalarına, medya ve kurumlara ajan yerleştiren illegal kurum!
10 Milyon insanı fişleyen, binlercesini de hazırladığı raporlar ile işinden eden yapı.
‘Ergenekon’un uyuyan hücresi’ diyenler de var.
Birde BÇG’nin devamı niteliğinde olan CÇG var.
2002'de Şener Eruygur'un başkanlığında, Jandarma İstihbarat Dairesi ile Ergenekon bünyesinde kurulan yapı!
Cumhuriyetin ilkeleri (!) doğrultusunda Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven kod adlı dört darbe teşebbüsü planladığı iddia edilen birim.
Cumhuriyet’in temel niteliklerini korumak ve bu misyonun yerine getirilmesi için;
Yaklaşık 225 sivil toplum örgütü ile ajan ilişkisi olan,
Toplum mühendisliği için projeler geliştirilen,
Tüm illerde kişi, kurum, okullar, sivil toplum örgütleri, işyeri sahipleri ile bazı kamu birimleri ve burada çalışan kişileri de fişleyen,
Ülkede kaos eylemleri düzenleyen,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Türkiye Barolar Birliği ve Ankara Ticaret Odası’ndan görüş ve destek alındığı bilgileri raporlarda toplayan,
Harekâtın sesini duyurmak için malum medya’dan destek alan yapı…
Her iki birimin temel görevi de faaliyet alanı da ‘sanal irtica.’
Kanuni dayanağı olmayan ve TSK’nın resmi teşkilat şemasında yer almayan iki yapının tutunduğu dal ise laiklik…
Peki Cumhuriyet’in tek temel ilkesi sadece laiklik mi? Demokrasi ne olacak?
Siz hiç ‘DÇG’ diye bir grup duydunuz mu?
Ben duymadım…
Demokrasi Çalışma Grubu…
Kurumlar içinde oluşturulmuş ve görevleri arasında;
Evrensel İnsan haklarını korumak,
Eşitlik ilkesini güçlendirmek,
Hukukun üstünlüğü prensibini kabul ettirmek için mücadele vermek,
Siyasî sistem ile halk iradesi arasında paralellik, uyum, mutabakat için projeler gerçekleştirmek,
İllegal yapıların üstüne kararlılıkla gidilmesini kolaylaştıracak zemini sağlamak,
Yüzde yüz gerçek demokrasinin temel ilkelerini korumak…
Benimkisi bir hayal ama ya Cumhuriyeti koruma kollama görevi TSK’nın elinden alınacak ya da ilkeleri arasında yer alan ‘Demokrasi’ çıkartılacak.
Rejimden söz edilirken de asla demokrasiden söz edilmeyecek.
Çünkü demokrasiden söz edilirken BÇG ve CÇG’den gururla söz edenlerin aramızda dolaşmasına açıklama getirmek mümkün değildir.
Bugün darbe planlarını yalanlamaktan öteye gidemeyenlerin öncelikle BÇG ve CÇG’yi anlatmaları gerekmiyor mu?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.