Hayatı sadece bu dünyadan ibaret zanneden materyalizm görüşünü düşüncesinin merkezi yapan Batı, son birkaç asırdır bilimde, zenginlikte, teknolojik gelişmede rakipsiz bir konuma gelmesine rağmen “ne kendisi etti rahat ne dünyaya verdi huzur”. Böyle olması da zaten mümkün değildi. Çünkü batılı düşünce binasının temeli en başta yanlış yere atılmış, bina için lazım olan malzemeler yanlış seçilmiş, düşünce mimarları mühendislik hesaplamalarında, kullandıkları ölçüm aletleri bozuk olduğundan çok hata yapmışlardı. Böyle olunca da şu anda tüm dünyanın yaşadığı huzursuzluklar kapladı tüm alemi. Üstadın yıllar önce yazdığı Gençliğe Hitabesinde dile getirdiği gibi:

“…bir buçuk asırdır yanıp kavrulan, bunca keşfine ve oyuncağına rağmen buhranını yenemeyen ve kurtuluşunu arayan batı adamının bulamadığını, Türkün de yine bir buçuk asırdır işte bu hasta batı adamında bulduğunu sandığı şeyi, o mübarek oluş sırrını çözecek...”

“ Gerçek oluş sırrından” “mukaddes varoluş gayesinden” mahrum Batı, madden, ilmen zirvede olmasına rağmen ne ruhu tatmin oluyor ne de gönlü ve bedeni huzur buluyor. O nedenledir ki bu kanlı ruh, sadece II. Dünya savaşında büyük çoğunluğu kendi kültür ve medeniyetine mensup 50 milyona yakın insanın kanına girmiştir. Bu akrep huylu medeniyet bu günlerde bir asra yakındır İslam Diyarlarında döktüğü kanla yetinmemiş olacak ki (maazallah) tüm dünyayı Ukrayna- Rusya, Çin – Tayvan diyarlarında yeni kargaşalar çıkararak yine kanlı bir boğuşmanın eşiğine götürmek üzere.

Niçin Böyle? Âdemoğulları tarihin hiçbir döneminde bu kadar zenginleşmedikleri, bu kadar büyük imkânlara ( yeme, içme, barınma, iletişim, ulaşım... Anlamında) sahip olmadıkları halde yine huzursuzlar, yine tedirginler, yine bunalım içreler. Çünkü dünyaya her manada hükmeden Akrep İmparatorluğunun çocukları zamana, mekâna, eşyaya, insana… Gerçeğin/hakikatin gözü ile değil materyalizm çıkmazının maddeci gözlüğü ile bakıyor da ondan. Onlara göre (en azından önemli bir bölümüne göre) her şey maddeden, her şey yaşadığımız bu hayattan ibaret. Ne ezeli kabul ediyorlar ne de ebedi. Onlar için varlık sadece görüp duyduklarımız, tutup dokunabildiklerimizden ibaret. Böyle olunca da insanı kısa bir zamana(yaşadığı döneme) ve sahip ve sorumlu olduklarını da sadece ömür boyu elde edip harcadıkları şeylerle sınırlandırıyorlar. İnsanı doğum öncesi olan ezelden, ölüm sonrası olan ebedden uzak tutan Materyalizm Felsefesini düşünce merkezi yapan Akrep Medeniyeti, bu darlığın, bu kısalığın sonsuzluk için yaratılmış olan ve ancak Allah’ı zikrederek tatmin olacak şekilde yaratılmış insan ruhunu/kalbini nasıl daralttığını, nasıl huzursuz ve dilhun ettiğini hala fark edemiyor.

İPİN UCU… ELİNDE

Keşke bu olgular sadece batıyı ilgilendirseydi. Keşke bizler yani batı kültürü dışında kalan milyarlarca insan bu kötü durumdan, bu vahim halden, bu ürkütücü ve korkunç insanlık ve dünya anlayışından uzak kalıp etkilenmeseydik. Lakin maalesef dünyanın küçük bir köye dönüştüğü, iletişimin ulaşımın tüm insanları, tüm ülkeleri birbirlerine komşu ettiği günümüzde bu mümkün değil. Dünyanın bir ucunda yanan bir kıvılcım birkaç saniye sonra dünyanın öbür ucundan görünmekte, ABD’de olan basit bir hadise saniyeler içinde Çin’de, Japonya’da meydana gelen küçük bir vak’a saniyeler içinde Avrupa’da, Afrika’da gündem olmakta. Türkiye’de yaşayan biz Müslüman Türkler ve Dünyada yaşayan Ümmet-i Muhammed’de bu iklimden tabi olarak birebir etkilenmekteyiz.

Kanlı, kirli, katil yüzünü, elinde bulundurduğu iletişim araçları sayesinde gayet iyi gizleyen bu “bilge canavar”, sonsuz hakikati örterek, mutlak gerçeği gizleyerek hakikat erlerinin nesillerini de mahvetmekte. Böylece tüm insanlık, hayatı, ölümü, aklı, ruhu, dünyayı, ahireti, sonsuzluğu, dünyayı, ezeli, ebedi, eşyayı, varlığı, yokluğu, zenginliği, fakirliği fıtrat ölçüleri ile değerlendirme nimetinden mahrum bir hayata mahkûm edilmiş bir hal içre ömür tüketmekte.

Asırlar önce dünyaya hâkim olan bu “Akrep Medeniyeti”, doğurduğu üç çocuk ile en başta kendisi olmak üzere tüm dünyaya huzursuzluk ve kan pompalamakta: Adları,

1-Kapitalizm(liberalizm),

2-Komünizm(sosyalizm),

3- Faşizm (ırkçılık, ayrımcılık, ) olan bu çocuklar genlerinin gereği olarak tarihte hep yapageldikleri gibi bu günde yine dünyayı kanlı bir savaşın eşiğine getirmiş durumdalar. ABD+AB+ İNG. kendilerinden uzakta olan, ülkeleri ile sınırları bile olmayan, yıllardır kan gölünde boğdukları İslam Dünyasının kanları ile doymamış olacaklar ki bu günlerde yine kendilerinden çok uzakta olan Ukrayna’da , Tayvan’da insan avına çıkmış durumdalar. Çünkü Ümmet-i Muhammedin kanları onları doyurmaya yetmiyor.