xxxx111
Balyoz ve baba-kız dayanışması
Kendini 'liberal' olarak tanımlayan çevrelerde 'Ergenekon' davasına karşı soğumayı herhalde sizler de fark ediyorsunuzdur. Dikkatinden kaçanlara, sağda-solda çıkan 'liberal' etiketli yazıları sütununa taşıyarak hatırlatıyor Ertuğrul Özkök... Önceleri olumlu bakan bazı liberal veya sol kökenli kanaat önderlerinde Ergenekon konusunda hafif bir çarketme seziliyor son zamanlarda...
Sebebi ne olabilir bunun?
Değişikliğin 'Balyoz' operasyonuyla ve Çetin Doğan'ın üzerine gidilmesiyle başladığını düşünüyorum. Vaktiyle 1. Ordu Komutanlığı yapmış emekli Org. Çetin Doğan'ın tutuklanması tam bir kırılma noktası oldu. Yakın geçmişte Ergenekon davasını demokrasi açısından önemseyen yazılara imza atmış niceleri, önceki tavırlarıyla çelişen yeni yaklaşımlarından ötürü Ertuğrul Özkök'ten "Aferin" almaya başladılar.
Neden değişti liberaller?
Anladığım kadarıyla Org. Çetin Doğan'ın iyi eğitimli kızı Pınar Doğan kendisini geçmişte 'solcu' şimdilerde 'liberal' olarak tanımlayan grup içerisinden bir isim... Harvard Üniversitesi'nin önemli hocalarından Türkiye doğumlu Dani Rodrik ile evli olan Pınar Doğan aynı üniversitede dersler veriyor.
Türkiye'de çok popüler biri Dani Bey; global krizde ülkemizle ilgili olumsuz öngörüleri doğru çıkmadı, ama olsun, yine de ağzına bakanlar çok... Akbank'ın danışma kurulunda da görevli olduğu için ülkemize sıkça geliyor ve çevresini genişlettikçe genişletiyor...
Dani Rodrik ve Pınar Doğan çifti Çetin Doğan'ın savunmasını üstlenmiş durumda. Tanıdıkları kanaat önderlerini mesaj yağmuruna tuttukları gibi, kollarının uzandığı Amerikan gazetesi ve dergilerinde de konuya değgin haber ve yazılar çıkmasını sağlıyorlar. Çetin Paşa'yı savunmak üzere kurdukları bir internet sitesi de var.
Kızının babasına sarsılmaz bir bağlılık hissetmesi anlaşılabilir insani bir özellik. Dün Radikal'de tamamı yayımlanan orijinali Foreign Policy dergisinde çıkan yazılarında 'Balyoz darbe planı' diye ünlenen operasyonun birileri tarafından 'imal edildiğini' anlatıyor çift. Yazının sonunu 'liberal' çevrelerin kafasını karıştıracak biçimde bağlamışlar.
Okuyalım: "Biz her tür askeri darbeye karşıyız. Ordunun siyasi bir rol oynamadığı bir demokrasiye inanıyoruz. Ancak intikamların ve cadı avlarının demokrasi ve insan hakları davasına fayda getirmeyeceğine de inanıyoruz. Trajik olan şu ki, Türk demokrasisi ve destekçileri, hikâyenin tamamı ortaya çıktığında en büyük darbeyi alanlar olacak. Davanın sonunda ortaya dökülecek şeyler, yargının itibarını yerle bir edecek, hükümeti felaketin suç ortağı olarak gösterecek, liberal entelijansiyanın inancını sarsacak ve Türk siyasetinin askerden arındırılması sürecini geciktirecek."
Böylesine büyük iddialar 'liberal' çevreler üzerinde etkili olmalı.
Ancak bir sorun var: 1 Nisan'da verilen toplu tahliyelerle dışarı çıkınca GATA'ya yatan ve yeniden verilen tutuklama kararı sonrası hastane ikametini sürdüren Org. Çetin Doğan konuşma ve derdini anlatma meraklısı, bu yüzden de kendisini savunanları zor duruma düşürebiliyor.
Eski Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök'le giriştiği 'köstebek' polemiği sırasında, Çetin Doğan, kendisine muhatap seçtiği Org. Hilmi Özkök'ün cevaplamasını zorlamak amacıyla bir dizi soruyu ortaya attı.
Sorularını okuyalım mı: "2002-2003 döneminde Birinci Ordu'da bir darbe hazırlığı yapıldığına dair ihbar mektubu üst makamlara gitti mi? Mayıs 2003'de Genelkurmay Başkanı ile Birinci Ordu Komutanı arasında mutasavver bir darbeye ilişkin konuşma geçti mi? Genelkurmay Başkanlığı'nca Ağustos 2003'deki bir tarihten sonra 1'inci Ordu'da ve diğer komutanlıklarda bu yönde idari bir tahkikat yapıldı mı? Bu amaçla kozmik odalara ve MEBS'e girildi mi? Eğer bir tahkikat yapıldıysa sonucu nedir? Kimler yürüttü? Kozmik oda ve MEBS Başkanlığı'ndan plan seminerine ait belge ve ses kayıtları incelemek için çıkarıldı mı? İncelenen ses kayıtları ve belgelerin âkibeti ne oldu?"
Pınar Doğan ve Dani Rodrik'in "Asla yoktur, birilerinin uydurmasıdır" diye dünyayı mesaj bombardımanına tutmaları, "Esas demokratlar zarar görecek" gibi tezlerle 'liberal' çevrelerin aklını karıştırmaları bir yana, Çetin Doğan'ın sorduğu sorularla kendiliğinden fâş ettiği gerçekler bir yana...
Dün o sorulara cevap teşkil eden bir haber çıktı Hürriyet'te, ama Genelkurmay vakit geçirmeden haberi yalanladı. Ancak yukarıdaki sorular bile Genelkurmay'ın 1. Ordu'da yapılan tatbikatı soruşturduğuna işaret ediyor. Koku Ankara'ya kadar ulaşmış olmalı... Keşke Genelkurmay yalanlamayla yetinecek yerde daha geniş bilgi verseydi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.