Recep KOÇAK
Balyoz Duvara Dayandı
Saatler gece yarısını geçmiş. Hafta sonu birkaç haber kanalı dışında bu saatte tartışma, siyasi yorum programı bulmak kolay olmuyor.
Kemal Sunal’ın Bekçiler Kralı filmi kaçıncı kez olduğunu bilemeyiz ama dün gece bir kez daha yayınlandı bir kanalda.
12 Eylül 1980 darbesi sonrasında hazırlanan 1982 anayasasında önemli değişiklikler yapıldı. 12 Eylül 2010 tarihinde halkın görüşüne sunulacak. “Evet” ya da “hayır” için kampanyalar, internet dünyasında anketler başladı bile.
Bekçiler Kralı’nda 12 Eylül 1980 darbesine giden günlerde yaşanan yağ, gaz, tüp, sigara kuyrukları da konu ediliyordu. Filmi yayınlayan kanal, “12 Eylül 2010’da evet oyu vermezseniz sizi bekleyen günleri izleyin!” ince mesajını vermek istemiş olmasın!
Gece geç saatte ekran karşısındaysanız uykusuz kalmanıza değecek bir tartışma programı ya da -korku filmi izlemek gibi garip hobileriniz varsa- kayda değer bir “korku filmi” yakalamış olmanız lazım.
Ben tercihimi, CİNE5 Televizyonunda bir süredir yayınlanan ve giderek daha çok dikkat çeken, takipçilerinin arttığını fark ettiğim “Derin Mevzu” programından yana yaptım. Programı üç gazeteci hazırlayıp sunuyorlar; Ahmet Kekeç, Rasim Ozan Kütahyalı ve Salih Tuna...
Bu üçlü, programın sürekli yorumcuları aynı zamanda. Bir de her hafta değişen konuklar alıyorlar programa.
Bu haftaki konuk, Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar idi.
Ergenekon’un "kitabını yazmış" birisi olarak Şamil Tayyar’ın konuk olduğu yerde haliyle en çok, “Ergenekon ve Balyoz Davaları” konuşulur.
Tayyar, “10. Dalga ile birlikte Ergenekon Davası duvara dayandı. Sanki bir mutabakata varıldı 10 dalga ile birlikte. Bundan sonra bir sürpriz gelişme olmazsa fazla bir şey beklemiyorum ben” diyordu.
Tayyar, öyle şeylerden bahsediyordu ki, onun anlattıklarının bir kısmı bile doğru ise, bu saatte korku filmi izlememekle bir şey kaybetmiş olmazsınız.
“Ergenekon, ciddi bir iş, büyük bir dava, tahminlerin ötesinde bir organizasyon” dedikten sonra “duvara dayanma” kısmını izah ederken “duvar ustalarına”, masonlara işaret ediyordu.
Rasim Ozan Kütahyalı İtalya’da yıllar süren ve binlerce kişinin hakim karşısına çıkması ile neticelenen gladio ve mason locaları bağlantısını hatırlatıyordu.
Başkent Üniversitesi Rektörü ve Ergenekon Davası sanığı Mehmet Haberal’a geldi mevzu.
Yıllardır Ankara’da görev yapan bir gazeteci olarak onu biraz da olsa tanıdığını söyleyen Şamil Tayyar, “Onun hakkında konuşmak istemiyorum aslında. İtiraf ediyorum, onun Türkiye içinde ve yurtdışında bu kadar güçlü bağlantıları olan, bu kadar mühim bir kişilik olduğunu bilmiyordum” diyordu.
Onun şu kadar zamandan beri, -bir gün bile hapishanede yatmadan- hep hastanede oluşunu anlamakta zorluk çektiğini anlatıyordu.
Şamil Tayyar gecenin bir yarısı bombayı patlatıyordu; “Halen kabinede olan bir bakan Mehmet Haberal’ı hastanede ziyaret etti, ‘sağlığı ile’ ilgilendi. Bu kişilerin, neden diğer sanıklardan bazılarına aynı ilgiyi göstermediklerini merak ediyorum!”
Balyoz Darbe Planının aslında Ergenekon Davasından daha kapsamlı ve daha tehlikeli olmasına rağmen burada da “son”a yaklaşıldığına inanıyor, gazeteci Tayyar.
Balyoz sanıklarının tamamının dışarıda olmasını ve 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk’in ifade vermeye bile getirilememesini iddiasına delil gösteriyor.
Gecenin bir yarısı “Derin Mevzu” programında Şamil Tayyar ve Ahmet Kekeç’in isim vermeden bahsettikleri bazı savcılarla diyaloglarından örnekler de var dı ki, konunun burası tam bir komedi. Savcılardan gazetecilere kandil mesajları, “Ben de Allah’a inanan bir kimseyim, hakkımı helal etmiyorum diye yazdın, hakkını helal et ısrarları” vs..
Şamil Tayyar Ergenekon, Balyoz ya da başka isimlerle yürütülen davaların zorluklarının altını çizdikten sonra, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın omzundaki ağır yüke dikkat çekti ve defalarca suikast teşebbüsünde bulunulduğunu hatırlattı. Başbakan için dua ederek, “Allah yardımcısı olsun, Allah korusun” dedi.
Biz de yazımızı dualarla bitirelim:
Allah bu milleti her türlü şer güçten, kötü niyetli, kara kalpli azgın, sapkın, kötü insanların kötülüklerinden korusun.
Allah, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı ve ülkemizin daha özgür, daha müreffeh, daha huzurlu ve güvenli hale gelmesi için çırpınan, koşan, yorulan, nöbet tutan, ter akıtan herkese güç kuvvet versin, korusun.
Allah, ezanımızın özgürce okunması, namusumuzun, şanımızın, şerefimizin, kutsal değerlerimizin korunması için can vermiş herkese rahmet etsin, makamlarını yüce eylesin.
Allah, Şamil Tayyar gibi yürekli gazetecileri de tüm şerlilerin şerrinden muhafaza eylesin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.