Aykırı Adam; Fatih Terim

Onu ilk tanımama sebep olan olay yan hakeme tükürmesi olmuştur. Sahada çok asabiydi. İsyankar, benim dediklerim doğru, her şeyi en iyi ben yaparım havasındaydı. Eğer birisi ona yan bakarsa hemen kafa atmaya yeltenirdi Denizli horozları gibi.

Çocukluğumda Fatih Terim şablonu kafamda böyle oluştu. Onun bu sinirli hali beni hep kendisinden soğutmuştu.

Nasıl yükseldiyse yükseldi milli takımda, yurtdışında ve yurt içinde teknik direktörlük yaptı. Asıl onun yükselişi Türkiye'ye UEFA kupasını getirmekle yaptı.

Aslında burada en büyük rol kendisinin değildi bu takımı bu hale getirenlerdeydi ama sonuçta takımın başında o vardı.

Şans hep kendisinden yana güldü. Ama bazen de darbeler yedi; Fenerbahçe'den tarihi 6-0'lık ve Rizespor'dan 5-0'lık yenilgi aldıktan sonra pılını pırtını toplayıp Galatasaray'dan ayrıldı.

Fatih Terim anne ve babasını hacca göndermesine rağmen Allah'a sövecek kadar terbiye sınırlarını zorlamış aykırı bir insan. Trabzon'da Trabzonspor ile yaptığı maçta seyircilere Allah'ı sövülmesi geçiştirildi ama benim gibi inançlı insanlar bunu hiçbir zaman unutamaz.

Geçtiği takımlarda teknik olarak bir şey yaptığı yok ancak futbolcuları motive etmesini iyi biliyor. Kendi tek adam gördüğünden dolayı futbolculara karşı otoritesi çok yüksek. Teknik Direktörden ziyade iyi bir diktatör desek yalan söylememiş oluruz.

En son yaptığı olaylar bilmiyorum sizi olmayabilir ama beni cidden ziyadesiyle üzdü; Belçika Teknik Direktörü Rene Vandereycken'e yaptığı o pis iğrenç hareket ve futbol yazarı Osman Tamburacı'ya söylemiş olduğu aşağılık ve iğrenç hareketler aslında kendi karakterini apaçık göstermiş oldu.

Artık böyle bir adam Türkiye'yi temsil edemez. Çünkü Türkler'in karakteri böyle değil. Avrupa'da bizim vizyonumuz böyle olamaz.

Onun için ben yetkilileri hemen göreve çağırıyorum; daha 2010 Dünya Kupası elemelerinin başındayken bu adamı Şerefli Milli Takımımızın başından almalılar.

Unutulmamalı; hiç kimse bulunmaz Hint kumaşı değildir. Ayrıca gelen de gideni aratmaz.