Dr.Mehmet BOZKURT

Dr.Mehmet BOZKURT

‘’ARKAMDAN AĞLAMA’’

MEHMED ZAHİD KOTKU HOCAMIZIN SON GECESİ

VE ‘’ARKAMDAN AĞLAMA’’

 

Sevgili Okuyucular bugün Mürşidi Kamil Mehmed Zahid Kotku Hocamızın Son Gecesi ve Hakkın Rahmetine Kavuşmasından bahsedeceğim:

Son devrin en büyük alimlerinden Mehmet Zahid Kotku Hocamız Nakşibendi İskenderpaşa Cemaati önderi ve Mürşidi Kamil ve büyük bir Allah dostu idi. Gümüşhaneli dergahına bağlı ve Tekirdağlı Mustafa Fevzi Efendi Hazretlerinden ders ve feyz almıştı. 83 yaşında idi. 1980 senesinde Mart ayında mide kanserinden ameliyat olmuştu.  Ameliyattan iki ay sonra toparlanmıştı.  12 Eylül darbesinden bir süre sonra hacca gitmiş ve 6 Kasımda ağır hasta olarak hacdan dönmüş ve bir hafta sonra bilindiği üzere 13 Kasım günü saat 12 yi 10 geçe Hakkın rahmetine kavuşmuştu. Bir gün önce hizmetinde bulunan hemşire hanım ağrıları nedeniyle Novalgin ampul iğne yapıyor. Hocamızın tansiyonu düşüyor ve uykuya dalıyor. Dr. Alaaddin Ağabeye haber veriyor. Biz Vakıf Guraba Hastanesinde çalışırken mesai bitiminde Alaaddin Bey Mustafa Bey ve ben üçümüz Hocamıza gittik.(Alaaddin Kaya  İç Hastalıkları Uzmanı, Mustafa Güleç ve ben o sırada Radyoloji İhtisası yapıyoruz).  İkindi ile akşam arası Hocamızın başında beklerken bir ara gözünü açtı ve namaz vaktini sordu. İkindi namazını mı akşam namazını mı kasdetti anlıyamadım herhalde akşam namazı için daha vakit var denildi ve Hocaefendi tekrar uykuya daldı.  Aradan kırkbeş dakika bir saat kadar süre geçti Hocaefendi tekrar gözünü açtı ve Doktorlara yemek verin buyurdular. Bunun üzerine orada bulunan bizlere akşam yemeği ikram edildi. O gece bir emri hak vaki olur diye beklediğimiz için o gece Hocamızın başında bekleyelim diye düşünüyordum. Fakat yemekten sonra  ayrıldık. Ertesi sabah Alaaddin Bey hastaneye gelmeyip doğrudan Hocamızın yanına gitti. Hocamız öğleye doğru saat 12.10 da Hakkın rahmetine kavuştu. 

Buradan çıkan iki ders çıkardım. İlki Hocaefendi ağır hastalık halinde ve son anına kadar namazı bırakmıyor namaz konusunda titizlik gösteriyor. İkincisi yine son gününde misafirlerine ikramda bulunuyor yemek ikram ediyor. İhvanına bu davranışı ile örnek olmuş oluyordu.

Ama asıl dersi Hocamız vefatı ile veriyordu:

 

 ARKAMDAN AĞLAMA

Ertesi gün  yani 13 Kasım günü mesaideyim  hasta yoğunluğu az. 12 Eylül sonrası bizim hastanede askeri doktor  bir başhekim var. Bir astsubay da müdür konumunda görev yapıyor. Ben röntgende işlerimi toparladım radyoterapiye gittim. Birkaç radyoterapi kontrol hastasına baktım. Duvardaki takvimdeki o günkü yazı dikkatimi çekti. Takvimin önyüzünde zikrin önemi  ile ilgili bir hadisi şerif vardı. Arkasında Mevlana Celaleddin Rumiden dikkatimi çeken  ARKAMDAN AĞLAMA  başlıklı çok güzel bir şiir vardı:

 

ARKAMDAN AĞLAMA!

Öldüğüm gün tabutum yürüyünce
Bende bu dünya derdi var sanma.
Bana ağlama, "yazık yazık!" "Vah vah!" deme.
Şeytanın tuzağına düşersen vah vahın sırası o zamandır.

Yazık yazık asıl o zaman denir.
Cenâzemi gördüğün zaman "elfirak, elfirak!" deme.
Benim buluşmam asıl o zamandır.
Beni mezara koyunca elvedâ demeğe kalkışma

Mezar Cennet topluluğunun perdesidir.
Mezar hapis görünür amma,
Aslında canın hapisten kurtuluşudur.
Batmayı gördün ya, doğmayı da seyret

Güneşle aya batmadan ne ziyan gelir ki?
Sana batma görünür amma
Aslında o doğmadır, parlamadır.
Yere hangi tohum ekildi de yetişmedi?

Neden insan tohumu için 
Bitmeyecek, yetişmeyecek zannına düşüyorsun?
Hangi kova suya salında da dolu olarak çekilmedi?
Can Yusufun kuyuya düşünce niye ağlarsın?

Bu tarafta ağzını yumdun mu o tarafta aç!
Çünkü artık hay-huyun,
Mekânsızlık aleminin boşluğundadır.

*el firak: Ayrılık

Bu takvim yaprağını hala muhafaza ederim.


 Yani Hocaefendimiz yalnız vaazları ile hayatı ile değil  son anı ve vefatı ile çok büyük bir ders veriyordu. Şeytanın tuzağına düşmememizi  ölümün canın hapisten kurtuluş olduğunu vefat ettiği günde takvim yaprağındaki şiirle ikaz ediyordu. Allahın veli dostları vaazı ile sükutu ile nazarı ile bizzat yaşayarak veya rüya yolu ile veyahutta böyle fevkalade bir tarzda yani keramet ile Müslümanları irşadeder, ikaz eder.  Hoş Hocaefendilerimiz Mehmed Efendi ve Es’ad Efendilerimiz bizi vefatlarından sonra da irşad etmeye devam ediyorlar hem de günde  5-6 defa AKRA FM de kendi seslerinden.   Allah rahmet eylesin lutfu keremiyle muamele eylesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum