Fatma Ç. KABADAYI
ARDINDAN’IN ARDINDAN Hasan Gök ile söyleşi…
Hasan Gök 1973 Mersin doğumlu. Evli, iki çocuk babası. Mesleğinin yanında şairliği, şairliğinin yanında hassas kişiliği ve üretkenliği ile tanıdığımız şair arkadaşımız...
Geçen ay okurlarıyla buluşan kitabı ARDINDAN’ın ardından kendisiyle sohbet etmek istedik. Bakalım neler konuşmuşuz?
Hasan Bey, üretken bir şiir sevdalısı olduğunuzu biliyoruz. Gün oluyor iki üç şiir birden yazıyorsunuz. Bu, şiir yazmanın ötesinde şiirle yaşamak diye tabir ettiğimiz bir durum sanırım. Sizi uzaktan tanıyıp da merak edenler adına Hasan Gök kimdir diye sormak istiyorum? Hasan Gök hayatta neyi sever neye kızar? Bize bilinmeyen yönlerinizden bir kaçını anlatır mısınız?
-Öncelikle teşekkür ederim Fatma Hanım. Tespitleriniz güzel… Gerçekten adeta şiirle yaşayan biriyim. Öğretmenler önce kolay sorulardan başlar ama siz en zoruyla başladınız. ‘Hasan Gök kimdir?’ sorunuz benim için cevabı en zor soru. Bir insan kendisini nasıl anlatabilir ki? Hasan Gök genel itibari ile yazmayı, sıra dışı olanı, farklı açılardan hayatı görmeyi ya da görmeye çalışmayı seven, duygusal kişiliğe sahip biri. Yemek yapmayı çok severim. İki şeyi hiç sevmem; yağcılık ve ikiyüzlülük…
“Ardından” isimli şiirinizin hüzünlü bir hikâyesi olduğunu biliyoruz. Bunu okuyucularımızla paylaşmak ister misiniz?
-Ardından şiiri çok sevilen birinin ölümünden sonra yazılan bir şiir… ve… gerisi bende kalsın dersem sizi kırmış olmam değil mi? Affınıza sığınıyorum. Hassasiyetimi anlarsınız.
Elbette.Yanlız bu soruyu cevaplamadığınız için sınav notunuz eksik olacak. Serbest şiir, sizin tarzınız. Heceli şiiri hiç düşündünüz mü?
Aslında ben ilk şiir denemelerimi hece şiiri olarak yapmıştım. Sonraları kendiliğinden tarzımda bir kayma yaşandı. Serbest şiirde kendimi alabildiğine özgür hissediyorum. Özgürlük şiirin ruhunda var sanırım.
Şiirlerinizde sıkça geçen kelimeler var. Bazıları sadece size ait olan, örneğin –rüyadanlık-sevişken- bunlardan en dikkat çekenleri. Tarzınızı bilen biri, bir şiirinizi okuduğunda şiirin size ait olduğuna hemen kanaat getirebilir. Şiirin akışında sizin için önemli olan nedir?
-Evet, şiirlerde kendiliğinden doğaçlama çıkmış kelimelerim var. Kendiliğinden türeyen “sevişken, rüyadanlık gibi birçok kelime… Bunu seviyorum; mısralarımı bana özgü hissetmeme sebep oluyor.
Şiirin akışında benim için önemli olan; - başından sonuna kadar- şair, ya bir ressam edasıyla bir konuyu resmetmeli ya da kısa metraj bir video gibi okuyucunun gözleri önünde olayı yaşatabilmelidir. Ben şiirin yalın, akışkan, yumuşak, iniş çıkışları olan ve bazen dik yamaçlardan düşer gibi vurgulu olduğu mısralarla okuru alıp götüren bir yapıt olarak ortaya çıkmasını isterim.
Edebiyat alanıyla yakından ilgilenen ya da edebiyat alanındaki çalışmalarda tabiri caizse sevemediğiniz ve hoşgörüyle karşılayamadığınız neler var?
Edebiyat adına derin bir enflasyonun derin dehlizlerinde kaybolmuşuz aslında. Olmuş olmamış fark etmiyor.Kalitesiz üretiyoruz tüketilip tüketilmediği umurumuzda değil. ‘Ben yazdım oldu’ diyoruz. Ama olmuyor işte. Kendi kendine gelin güvey olanlara çok bozuluyorum. Rüştünü ispatlamamış birisi çıkıyor ve sosyal medya ortamında isminin başına şair- yazar- senarist ve daha birçok akla zarar statü ekliyor. Soruyorsun ortada eser yok. Yazdıklarının eser olduğunu sanıyor. Ve zatı ciddi edebiyat alanından kimse tanımıyor. Sosyal medyada ismi duyulmuş olan “iyi” diye bir şey yok. Düşünün şimdi ben ismimin başına şair yazsam ne kadar doğru? Demezler mi adama daha “Dur bakalım dün bir bu gün iki” diye. Değil mi?
Ardından isimli eseriniz hem kapak olarak hem de içerik olarak sizi tamamen yansıtmış durumda. Eser nasıl tepkiler aldı?
Ardından kitabım beklediğimin üstünde fakat hak ettiğinin altında bir tepki aldı. Sanırım benim olduğu için ben öyle düşünüyorum. Şaka bir yana şu ana kadar kötü eleştiri yapan olmadı. Ya cesaret edemediler ya da kalp kırmaktan hoşlanmıyorlar J
Şu sıralar üzerinizde çalıştığınız eser hakkında bilgi alabilir miyiz?
Gizli ama söyleyeyim aramızda kalsın. Uzun süredir bir roman üzerinde çalışıyorum. Türk toplumunda derin bir yarayı konu aldım. Hayırlısı.
Edebiyat alanında geleceğe dair ne gibi hayalleriniz var?
Aslında öyle uçarı düşlerim yoktur. Ama yazmaya devam edeceğim. Hayatta bir iz bırakmadan göçüp gitmek istemiyorum. Var olduysak varlığımızın kanıtı olmalı değil mi? Eserlerimiz bizim hayatta var olduğumuzun kanıtları, kalıcı eserler bırakabilmek için hedefime çalışarak ulaşacağıma inanıyorum.
Sayın Hasan Gök, sizce herkes şiir yazabilir mi? Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Her insanın ruhunun derinliklerinde bir şair vardır aslında. Gerisi kelimelerin dansıdır. Ruhunun derinliklerindeki şair ile kelimelerin dansını buluşturduğunda ve özünü katarak sayfaya dokunduğunda şiir olur. Bunu başaran herkes şiir yazabilir.
Vakit ayırdığınız için teşekkür ediyor habername.com ailesi olarak İnşallah önünüz açık olsun, başarınız katlanarak artsın diliyoruz.
-Ben teşekkür ederim, şiir ve edebiyat tutkunluklarına selam olsun diyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.