Lütfi AYHAN
ARAŞTIRMA ŞİRKETLERİ DUALARI ÖLÇEMEZ
Süper lig şöyle olsaydı liglerin tadı olur muydu? 15 sezon üst üste bir takım şampiyon olsa, birinci olamayan takımların kulüp başkanları, teknik direktörleri taraftarları her sezon sonunda, “ Suç bizim değil suç şampiyon takımın. Çünkü, şampiyon takımın oyuncuları fena çalım atıyor, çok koşuyorlar, antrenmanlarını hiç bırakmıyorlar, her maçta değişik taktikleri uyguluyor, taraftarlarını müthiş motive ediyorlar. Başkanları işi gücü bırakmış taraftarlarla iç içe yaşıyor. İki de bir santrafor, kaleci değiştiriyorlar... Bu nedenle suç bizim değil..” dese ve bu mağlubiyetin sebebini kendi kulübünde, kendi teknik direktöründe, kendi taraftarında bulmasa ne deriz? Bu garip savunmayı nasıl karşılarız? İşte Türkiye’deki muhalefet partilerinin ( başta CHP, MHP, HDP olmak üzere Saadet ve diğerlerinin) hali pür melali bu.
Türkiye’de haksız bir siyasi rekabet mi var? İktidar yıllardır iktidarı elinde bulundurmanın avantajını kullanırken, muhalefet ise bir türlü iktidara gelememenin dezavantajlı durumunu mu yaşıyor? Ak Parti ülkemizde 2002 den önce oluşan yangının küllerinden faydalanarak, iktidar koltuğuna bir oturdu pir oturdu. 2002 den önceki koalisyonların kötü mirasından sonra Ak Parti sayesinde oluşan istikrarlı dönemin tadını alan milletin çoğunluğu, 13 yıldır Ak Parti kadrolarını (daha çok da Tayyip Erdoğan’ı) iktidar yapıyor.
Samimiyet Çalışkanlık Ve Tevekkül
Haziran seçimlerinde iç ve dış büyük bir muhalefet ittifakı sayesinde Ak Parti tek başına iktidar olma gücünü kaybetti. lakin birinciliğini devam ettirmişti. Bunun önemli birkaç nedeni vardır:
1 - O eski berbat günleri bilmeyen yeni neslin, eski yaşanmışlıklarla günümüzü kıyas imkanından mahrum olması.
2- Ak Partiye karşı kurulan iç ve dış büyük bir koalisyonun çalışmaları
3- -Usanmışlık, iktidar yorgunluğu…
4- Ak Partili bazı yötecilerin halktan uzaklaşması
5- HDP (PKK) ile yapılan görüşmelerin millet aleyhine sonuç doğurması…
Ak Parti bu seçimde bu eksiklerini gördü tedbirleri aldı. Başta PKK’nın bölgee yaptığı zulümlere direk cephe aldı büyük bir mücadeleye girişti. Fakir halkın temel ihtiyaçları karşılanmadan büyük yatırımların para etmeyeceğini gördü. Buna göre tedbirleri aldı. Gece gündüz çalıştı ve Allah’ında yardımı ile kazandı. Bu son cümle çok önemli çünkü AKP li bir çok yönetici dahil araştırma şirketleri muhalefet partiler bu sonucu tahmin edemediler. Halbu ki araştırma şirketleri bilimin tüm verilerini, tekmil aletlerini kullanmışlar, bu uğurda büyük paralar harcamışlardı. O zaman niye bilemediler? Çünkü manevi yardımları görmek, çünkü aklın, ilmin, maddenin dışındaki şeyleri ölçmek mümkün değil. Bence bu seçimde manevi bir el Türkiye’nin yardımına koştu. Neden? Çünkü Türkiye milyonlarca mazlumun duasını alıyor. Ben bile bu yazıya başlamadan, mahallemize yeni gelen Suriyeli muhacir bir ailenin ihtiyaçlarını, mahallelinin el atması ile giderdim. Afrika’da, Suriye’de, Irakta, Arakanda, Filistin de… Tüm mazlumlar Türkiye’ye (ERDOĞANA) dua ediyorlar. İşte bu duaları araştırma şirketlerinin ölçmesi mümkün değil
Muhalefet Niye Kazanamıyor? Muhalefet Daha Ne Yapsın?
Ak Parti 2001 de kurulmuş bir parti. Hâlbuki CHP Devleti kuran 90 yaşından büyük bir parti. MHP de 1969 da kurulan bir parti. E, yaşları büyük olan bu partiler niçin iktidar olamıyorlar? CHP vatandaşa dönüp şöyle dese haksız mı? Vatandaş sizler bize son 30 yıldır hiç tek başına iktidar vermediniz. Bizi hiç tek başımıza iktidar yapmadınız. Bizi DSP ile, Bizi SHP ile bir tutmayın. Evet, onlarla aynı tabanı paylaşıyoruz ama biz farklıyız. Hele de Kılıçdaroğlu ile birlikte yepyeni politikalar izlemeye başladık. Laiklik, irtica, Atatürk ilkeleri… Gibi soyut şeylerden çıkarak vatandaşın dertlerini önceleyen siyaset gütmeye başladık. Bizi iktidar yapmadığınız halde sürekli “yapamaz, edemez başaramaz “ duygularını üstünüzden atamıyorsunuz. Ha keza MHP de, “ey millet bize de Ak parti gibi tek başına bir iktidar verinde bakın 13 yılda onların yapmakla övündükleri, “…17 km duble yol, şu kadar Hızlı tren hattı, Kıbrıs’a su götürme, Marmaray, 3. Köprü, 3. Hava limanı Eğitime ayrılan 110 milyarlık bütçe, Altay tankı, Atak helikopteri üretimi, imf ye olan 25 milyar dolarlık borcu sıfırlama, Merkez bankasının rezervlerini 35 milyar dolardan 135 milyar dolara yükseltme, Key lerin, Nemaalrın ödenmesi …” gibi çalışmaların kaç katını yaparız. CHP ve MHP nin bu serzenişleri haklı değil mi? Hayır değil. Çünkü
1-Mazileri unutulmuyor.
2- “Biz daha iyi yaparız, biz şöyle uçarız böyle kaçarız” dediklerini yapma imkânları ellerinde var. Nasıl mı? Şöyle, Erdoğan nasıl lider oldu? İstanbul Belediyesinde ki yaptığı çalışmalarla. Refah zamanın da muhalefette olmasına, askeri ve sivil bürokrasi ona karşı mesafeli durmasına rağmen İstanbul’da öyle çalışmalar yaptı ki halkta büyük güven uyandırdı. CHP niçin aynısını yapamıyor? Beşiktaş, Kadıköy, Çankaya, İzmir, Muğla, Hatay, Edirne, Eskişehir, Tekirdağ… Belediyeleri kaç yıldır CHP’nin elinde? Bu belediyelerde CHP hiç farkındalık yaratabiliyor mu? Başkanlar, Erdoğan gibi öyle işlere imza atmaları lazım ki vatandaş da “”Vallahi bravo! Adamlar yapıyor. Bakın İzmir’e, bakın Kadıköy’e. Burada bu işi başaran hükümeti de başarır…” Desin. MHP nin de kendini gösterebileceği belediyeler var. Adana, Mersin, Osmaniye, Isparta, Bartın… Lakin o da CHP gibi farkındalık yaratacak, Ak partili belediyelere fark atacak hiçbir başarı gösteremiyor. HDP li belediyelere zaten hiç bakmayın. (Güneydoğunun hemen hepsi ellerinde) Onların işi gücü ideolojik propaganda. Dünyanın terk ettiği köhnemiş bir rejimin peşinde ömür çürütmekle meşguller. Hizmetle ilgileri yok. Özerklik, öz yönetim, sosyalizm, hendek kazma, PKK ile içli dışlı olma, kaldırım sökme, kamyon yakma, yapılan hizmetlere engel olma… Vatandaş saf mı ki henüz bir belediyede bile doğru dürüst bir başarı elde demeyen partiyi iktidar yapsın. Hâlbuki normalde 13 yıllık bir usanmıştık iktidar değişimini gerektirir. Bu partiler çok ama çok zor tek başlarına iktidar olurlar, daha doğrusu olamazlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.