APO’nun AKIL HOCALARI VE EFENDİLERİ

”ZOR/Silahlı Mücadele” adlı çıkmaz sokak..

1970-80 yılları arasında demokratik Kürt muhalefetini, devrimci Türkiye solunu ekarte edebilmek ve askeri darbenin zeminini hazırlamak maksadıyla piyasaya sürülen Abdullah Öcalan ve onun yörüngesine sokuşturulan MİT ve Ergenekon elemanlarınca Türkiye’deki görev tamamlanınca Öcalan Suriye’ye kaçırıldı. Orada Ergenekon’un gözetiminde ve Suriye rejiminin her türlü desteğiyle emniyette olacaktı. İlerde Türkiye’de tekrar kendisine ihtiyaç duyulabilirdi.

Suriyeli yerel Kürt muhaberat elemanlarınca ve bir Hatay örgütü(Suriye piyonu) olmaktan öteye geçemeyenDHKP-C/Acilciler örgütü lideri Mihraç Ural’ın referansıyla Esad kardeşlerle tanıştırılan Abdullah Öcalan’a Hafız Esad şu soruyu sordu;”senin amacın nedir, ne yapmak istiyorsun, sana nasıl yardımcı olabiliriz?” diyerek soruları peş peşe sıraladı.

Hafız Esad’ın önünde saygıda kusur etmeyen Abdullah Öcalan el oğuşturarak; ’’Biz Türkiye’de bağımsız ve sosyalist bir Kürdistan kurmak için örgütlendik’’

O dönem Suriye rejimininSSCB ‘ne olan askeri, ekonomik ve kültürel bağımlığını ve Filistin davasına olan desteğini bilen A.Öcalan, konuya bu damardan girmişti.

Bu cevap karşısında Hafız Esad alaylı bir tavırla ’’APO’’ya;’’Bırakın bu ham hayal hedefleri, devlet kurmayı tasarladığın topraklardaki halk ancak şiddetten, zordan anlar. Bak Türkler şiddet/zor kullanarak Kürtleri vatansız ve devletsiz bıraktılar.Eğer sen de Kürtler’e kendini kabul ettirmek istiyorsan, zor kullanacaksın. Kürt coğrafyasının her karış toprağını kanla sulamadıkça, hiç kimse seni ve örgütünü dikkate almaz’’

Esad’ın bu tavsiyesini kabul eden Öcalan, örgütü yeniden toparlamak ve güçlenmek için yanında bulunan iki-üç eli kalem tutan ve edebiyatı güçlü olan militanlara’’Tarihte Zor ve Kürdistan’da Zor’un Rolü’’ adlı kitabı yazdırdı. Esad’dan da pratik alanda yardım istedi.Verilecek yardım karşılığında;

Suriye’deki Kürtleri Suriye devletiyle kaynaştıracak, Türkiye’nin Suriye sınırına yakın askeri hareketliliği ve gücü Suriye muhaberatına rapor edilecek,

Suriye devletinin himayesindeki Filistinli örgütlerle birlikte İsrail’e karşı savaşacaktı. Suriye ve Lübnan alanına çekilecek olan PKK’lı militanlar birer lejyon askeri gibi emrine verildikleri Filistinli örgütün emrine amade olacaklardı.

Her PKK’lı militan’a ayrıca bir Filistin örgütü kimliği verilecek. Suriye’ye geçen hiçbir PKK’lı Türk kimliği taşımayacaktı.

Abdullah Öcalan adı Suriye’de dile getirilmeyip’’Ali’’ adı kullanılacaktı.

A.Öcalan Suriye’nin başkenti ŞAM’ın en lüx ve korumalı semtinde ikamet edecek, can güvenliği muhaberat tarafından sağlanacaktı. Buna karşılık, Öcalan, her seyahat ve seferini muhaberata bildirecekti.

1980 öncesinde Türkiye’de çeşitli şehir eylemleri(suikastlar) gerçekleştirmiş olan PKK’li militanlar ’’Gerilla savaşı’’ konusunda acemi ve bilinçsizdiler. Bu konuda da Suriye rejimi gereken desteği sağladı.

Arazide ve yerleşim yerlerinde yer altına sığınak yapmak için bu konuda usta olan bir Kürd’ü PKK’ya öğretmen olarak atadılar.

1982-83 Beyrut savaşında birçok PKK’lı militanı Filistinlilerle birlikte cepheye gönderdiler. Bunlardan 10-15 tanesi Beyrut savaşında ’’ Enternasyonalist görev’’lerini yerine getirirken öldüler…

Suriye tarafından kendisine verilen ilk (deneme)işi başarıyla tamamlayan PKK’ya ;Suriye denetimindeki Lübnan topraklarında ve aradaki (Bekaa vadisi) tampon bölgede birkaç kamp alanı verildi.

Bu kamplar, resmiyette Filistinli ve Lübnanlı örgütlere ait görünürken, aslında PKK’lı militanların askeri ve siyasi eğitim görmeleri için tahsis edilmişti.

Bu kamplarda; Suriye güdümündeki Radikal Filistinli örgütlerin eğitmenleri askeri dersleri verdiler. Siyasi dersleri ise; PKK içerisindeki APOİST kimseler verdi.

Lübnan Tripoli’deki kampta bize askeri eğitim veren öğretmenlerden; Ebu Haldun ve Ebu Semir, Rusya’da eğitim gördüklerini bizzat söylediler. Bu öğretmenler 4,5 aylık eğitim esnasında; yakın dövüş teknikleri,her türlü piyade silahı, el bombaları, bubi tuzakları, baskın ve pusu, topografya, ve topçuluk üzerine dersler verdiler.

Her eğitim devresinin sonunda da Tatbikatlar yapıldı.

PKK-Suriye ilişkileri bu münhalde yürürken, APO’yu Suriye’ye çıkarmış olan Türk Derin devleti’de boş durmuyordu.APO’yu kontrol altında tutmak için Teslim Töre, Mihri Belli, Taner Akçam,Mihraç Ural vb. Ni bir gölge gibi APO’nun çevresinden ayırmıyordu.Ayrıca; Suriye/ Şam daki Türkiye Başk konsolosluğuna da askeri ataşe olarak kendi elemanlarını kaydırmıştı.Bu askeri ataşe A.Öcalan ile aynı semtte bulunuyordu.

Daha sonra APO ,Suriye’nin ve İran’ın yardımıyla eğitimli/deneyimli gücünün büyük bir bölümünü Kuzey Irak’taki tampon bölgeye taşıdı.Suriye’den sınır geçişlerinde bizaat muhabarat yardımcı oldu.Karadan gidemiyecek olan PKK millitanları ve üst düzey sorumluları da Suriye muhabaratının hazırladığı sahte pasaportlarlaTahran üzerinden Urumiye yakınındaki Zeli kampına ve oradan da peşmergelerin yardımıyla Kuzey Irak’a ;Lolan ve Hakurk alanına gelip yerleştiler.

1984 deki Eruh ve Şemdinli baskınlarıyla Suriye ve Ergenekoncu efendilerinin gözüne giren PKK lideri artık Suriye’de bir diplomat ve ’’halk önderi’’ gibi muamele görmeye başlamıştı.

PKK nın ve APO’nun Türkiye düşmanı(iç ve dış) güçler tarafından kullanıldığını farkeden T.C. Cumhurbaşkanı Turgut Özal çeşitli çareler aradı.Örgütü bu düşman güçlerin kontrolünden çıkarmak için araya; Irak’lı Kürt lider Celal Talabani,Kemal Burkay,Ahmet Türk ve başkaca basın mensuplarını koydu. Ancak; APO’nun iplerini eline alan derin ve karanlık güçler örgütün silahsızlandırılıp siyasi çalışmaya entegre edilmesini istemiyorlardı.Onlar da kendi kanallarından harekete geçmişlerdi. Doğu Perinçek ve Yalçın Küçük’ü mufettiş sıfatıyla Şam’a ve Lübnan’a görevlendiriyorlardı.

Karanlık derin güçlerin görevlileri olan bu ikisi, APO’ya taktiksel ve siyasi alanda akıl hocalığı yaptılar.

(Sonraki gelişmeler ayrı bir kitap veya roman konusu olabilecek türdendir.)

  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum