Uğur CANBOLAT
ANNEMİN GÖZLERİ VE CİLALANMIŞ SÖZLER
HİÇBİR CİLALI SÖZ ANNEMİN GÖZLERİ KADAR ETKİLİ DEĞİLDİR. Efendim bu bir iddia değildir. Test edilmiş, onaylanmıştır.
Bir hüküm haline getirilmiş, kayıt düşülmüş ve tarihe geçmiştir.
Tekrar ediyorum; hiçbir cilalı söz annelerin gözleri kadar etkili değildir.
Dün bir arkadaş geldi ziyaretime… Bir kahve içimi kadar bir süre beraber olduk. Kısa konuştuk.
İş güç, hoş beşten sonra bunu söyledi, gitti.
Az söz mü bu? Hayır.
Çok söz. Hem de çok büyük söz.
Uzun bir söz ayrıca benim açımdan…
Annelerin gözleri başka bakar, başka görür. Kızgınlıklarında bile kadife kundaklara sarılı merhametler vardır.
Bizim için dua vardır.
Hayırdır dilekler vardır.
Bir annenin evladı için “Yavrum seni Allah saklasın” demesinden büyük niyaz olabilir mi?
Bu içli duayı başka kimden işitebiliriz ki?
Bu cümlenin hakkını annelerimizden başka kim verebilir söyleyin hadi.
Ustam da vardı yanımızda kahveye eşlik eden. O ben bu konuya girmeyeyim dedi.
O da annenin gözünün yanına bir söz bırakmadı. Gerekli görmedi.
Sadece “Onların gözü çakmak taşı gibidir. Hayatı aydınlatır.” dedi.
Haksız mı? Değil.
…
Sözün cafcaflısına değil, hakikatlisine itibar etmek gerek. Gerçeği içinde taşımayan söz laftır. Yani boştur.
Sen lafa değil, söze tâlip ol.
Sen dışa değil, içe tâlip ol.
Zarfa değil mazrufa yönel.
Görünenle yetinme, görünmeyenin peçesini arala.
Boncuk olmasın aradığın, inci olsun.
İçim bugün kısa cümleler kurmaktan yana. Aslında uzak durmaya çalıştığım emir kipinde konuşuyor.
Aslını söylemem gerekirse böyle konuşması zaman zaman hoşuma gitmiyor değil. Kendinden kendine seslenişler de emir kipi daha etkili olabiliyor. Dikkatimi canlı tutuyor ve nereden başlamam gerektiğini düşündürtüyor.
Memnunum yani.
Benim buna çok ihtiyacım var.
…
Sohbetlere gittiğimiz olur. Buralarda genellikle büyükler nezaketen sözü ortaya söylerler. Seçme iradesini bize bırakırlar. Emir kipi ile seslenmezler. Ne yazık ki nefislerimiz kendisini bu nasihatlerden azade tutar ve o sözleri başkalarına söylenmiş gibi zihnimizde bir algı oluşturur.
İşte bu korkunçtur.
Tüm sözler heba olur.
Bu nedenle ustam her zaman cilalanmış, gönül alıcı, nefsi ürkütmeyen işlerliği ve yaptırımı olmayan sözler söylemekten uzak durur.
Nettir.
Sahihtir sözü. Cilalı olmasına gerek yoktur. İçinde gerçeği barındırması, yeni bir bilgi, duygu, deneyim içermesi gerekir.
Kullanılabiliyor olmalı.
Geçerli olmayan söz süslü de olsa ona göre söz değildir. Laftır. Bir nevi lakırdı…
Söylenmeyi hak etmezler. Dinlenilmeyi de.
Ne diyelim?
Annelerimizin gözleri gibi olsun sözlerimiz.
Onların yanık gönüllerinden çıkan…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.