xxx444
"Amerika Şirketi Yıkılıyor"
Küresel krizle birlikte iş dünyasından yükselen endişeli mesajların dozajı arttı. Peki, en çok feveran eden isimler kimler? Mustafa Koç'la Arzuhan Doğan Yalçındağ
Rahmi Bey'in oğlu, IMF ile biran önce "stand-by anlaşması" istiyor
Aydın Bey'in kızı da "IMF ile anlaşma sağlansaydı, küresel dalganın sınırlarımıza ulaştığı bugünlerde sağlamda olurduk" diyor. Kaybeden Statüko'nun evlatları, çare olarak IMF'yi işaret ediyorlar: Hangi takımda top koşturdukları malum
Koç ve Yalçındağ, 2006 Mayıs ayının ikinci yarısı ile Haziran ayının ilk yarısı boyunca "Türkiye'de ekonomik kriz çıkartılmaya çalışıldığını" ancak "başarılamadığını" bilmiyor olamazlar! Sözünü ettiğim dönemde, "New York'tan düğmeye basılmıştı" da, mali piyasalarımızdan üç hafta boyunca tam 25 milyar dolar para ayaklanıp gidivermişti; ancak "Körfez sermayesi sürprizi" nedeniyle Sam Amca ile "içimizdeki muhipleri" amaçlarına ulaşamamıştı. 2006'nın 5 Haziran'ında gizlice İstanbul'a gelen Paul Wolfowitz'in Çengelköy-Kordon Restoran'da çok sayıda işadamıyla yaptığı "piyasalarımızı hançerleme zirvesi" deşifre edilmiş ve "iş dünyasını efsunlama girişimi" boşa çıkmıştı.
ABD, tarihinin ikinci büyük ekonomik felaketiyle boğuşuyor; 850 milyar dolarlık kurtarma paketi de derde derman olmuyor, Wall Street'te büyük çöküş yaşanıyor
Başta Avrupa olmak üzere dünyanın dört bir yanını sallayan finansal kriz, 53 borsadaki 50 bine yakın şirketin değeri silip süpürmüş vaziyette
Buna mukabil, "fevkalade kırılgan" bir ekonomiye sahip Türkiye'de bir türlü ekonomik kriz çıkmış değil:
"İçimizdeki İrlandalılar"ı acayip rahatsız eden de bu ya!
ABD'nin "Kurgusal 11 Eylül"ün üzerine inşa ettiği "dünya hegemonyası" planının siyasal ve ekonomik temelleri berhava olmuş durumda
Washington'ın "büyük entrikası" zincirleme hadiseler neticesinde bumerang etkisi meydana getirip; yedi yıl gibi kısa sayılabilecek bir sürede döndü, kendisini vurdu.
Bu süre zarfında, özelde 'Körfez Parası' genelde İslam ülkelerinin sermayesi peyderpey Amerikan piyasalarından çekildi. Özellikle Irak'ın işgalinden sonraki süreçte perde arkasında ABD'den peş peşe siyasal kopuşlar yaşandı. Bu bağlamda Türkiye lokomotiflik yaptı. Washington'ın "geleneksel kankası" Riyad'ın bile Sam Amca'dan zincirlerini koparıyor olması, Ortadoğu'daki bildik dengelerin büyük ölçüde bozulduğunu gösteriyor.
Suudi'lerin "ABD'ye rağmen" önce Türkiye'ye sonra da Rusya'ya yakınlaşması diplomatik ezberleri yerle bir ediyor. Mesela, Suudi Arabistan'ın eski Washington Büyükelçisi son dönemde Rusya'yı niçin altı kez gizlice ziyaret etmiş olabilir, dersiniz?
Küresel kriz İzlanda'yı yerle bir ederken bu ülkenin yardımına "müttefiki" ABD değil; Rusya koşuyor: "NATO üyesi İzlanda Rusya'nın stratejik ortağı mı olacak?" diye Sam Amca makaraya alınıyor!
ABD'nin lokomotifliğini yaptığı işgal güçleri, Irak'tan sonra Afganistan'da da dönülmez akşamın ufkunda:
Ülkedeki İngiliz birliklerinin komutanı "Taliban'ı yenemeyiz" itirafında bulunduktan kısa bir süre sonra ABD Savunma Bakanı Robert Gates "Taliban'la uzlaşabiliriz" diye açıklama yapma ihtiyacı hissetti.
Bir türlü İran'ı vuramıyor, ABD:
Gürcistan olayında Rusya'ya karşı aldığı yarayı müteakip saldırı olasılığı zayıflamışken, finansal krizle birlikte Washington'ın "İran Planı" çok ciddi bir darbe daha yemiş halde
Newsweek'teki "Amerika Şirketi Yıkılıyor" başlıklı yazısıyla, Francis Fukuyama bile "teslim bayrağı"nı çekmiş satırlar sarf ediyor:
"-Ekonomik felaketten en fazla Amerikan markası zarar görecek. Küresel olarak ABD artık eski hegemonik pozisyonunda kalamayacak. ABD'nin küresel ekonomiyi ticaret anlaşmaları, IMF ve Dünya Bankası ile yönlendirme yeteneği zayıflayacak "