Suriye sınırındaki mayınlı arazi meselesinde kendilerine ve Türkiye'ye haksızlık edildiğini düşünen Başbakan Erdoğan, bugün AK Parti Meclis Grup Toplantısı'nda yapacağı konuşmada konuya açıklık getireceğini duyurdu.

Çok iyi olur.

Zira konu hakkında bugüne kadar söylediği ve arkadaşlarına söylettiği şeyler kimseyi tatmin etmedi.

Tam tersine, endişeleri derinleştirdi.

Erdoğan, muhalefet partilerinin gösterdiği tepkileri samimiyetsiz ve art niyetli bulabilir… Ya AK Parti taraftarlarının tepkileri?

Konuyla ilgili eleştirel yazılarıma gelen destek mesajlarının çoğu AK Parti taraftarlarına ait; Başbakan'ı seven ve bu konudaki tavrı nedeniyle Başbakan için üzülen kimselere…

Mesajlardan bazılarını aşağıda dikkatinize -bilhassa Başbakan Erdoğan ve AK Parti'nin dikkatine- sunuyorum.

Cengizhan A:

“Başbakanımız Tayyip Erdoğan'ı sevmeme ve genelde her konuda desteklememe rağmen, bu konuda sizinle aynı fikirde olduğumu belirtmeyi … ve her yanlış adımda hükümeti uyarmanın bir görev olduğu bilinci içinde yazılan bu yazıların gerekli yerlere mutlaka ulaşacağından dolayı size müteşekkir olduğumu bilmenizi isterim…”

Burak Z:

“Demokrasi konusunda, AB noktasında (en azından ilk dönemi), Davos çıkışında ve IMF konusunda desteklediğimiz AK Parti'ye ne oldu bilmiyorum. Ya biz mayın konusunda devletin bildiklerini bilmediğimiz için yanlış düşünüyoruz (ben kesinlikle böyle olduğunu düşünmüyorum), ya da hükümet bizi bu konuda yanıltıyor (bence asıl kendi yanılıyor). Muhalefeti söyledikleri, yaptıkları nedeniyle çoğu kez eleştirmiş biri olarak bu konuda haklı görmekteyim. Ama ben Sayın Erdoğan'ın nasıl bu noktaya geldiğini anlayabilmiş değilim. Eğer böyle giderse 2 yıl sonraki seçimlerde oy oranının %30 olabileceği şüpheli. 700 km'ye yakın sınırını yabancı devlete (İsrail veya diğerleri), yabancı şirketlere 44+5 yıllığına kiralamayı düşünen başka bir devlet var mıdır bilmiyorum. Biz Sayn Başbakanın dediği gibi yabancı şirketlere, ekonominin iyileşmesine veya mayınların temizlenmesine karşı değiliz. Bu mayınlar parası verilerek temizlettirilsin (ister ordu, ister şirketler) fakat sonrası temizlenen araziler ya ilk sahibi çiftçilere verilsin ya da organik tarım için kendi şirketlerimiz kullansın. Mayın temizliği için gereken 1 milyar dolar (ben bu kadar yüksek rakam olacağına inanamıyorum) hazineye yük bindirmeyecek şekilde bedelli askerlikten rahatlıkla karşılanabilir, böylelikle 30-40 yaşına gelmiş insanlar ekonomiye destek olmuş olur hem de askerliklerini yapmış olurlar. İstenirse başka kaynakların da bulunabileceğini düşünmekteyim…”

Yusuf Y:

“Erdoğan çoğu zaman güzel işler yapsa da bazen 'bunu neden veya nasıl yaptı?' dediğimiz icraatlar da oluyor. En can alıcı bölgelerde İsraillinin ne işi var?...”

Faruk İ:

“Sayın Başbakan'ın bu konudaki açıklamaları çok talihsiz. Ben şahsen dehşete düştüm. Yani oradaki mayınları temizlemek o kadar zor, öyle mi? Bu konuda anlatılanlar inandırıcı değildir maalesef. 1969-70 yıllarında Mardin'e bağlı Mansuriye köylüleri ve Mardin'e bağlı Gurs köylüleri, ürettikleri tütünleri kaçak yollarla Suriye'ye götürürlerdi. Bu adamlar geceleyin yüklü atlarıyla sınırı geçmek için mayınları tek tek sökerlerdi. Arkasından da kireç dökerlerdi. Geldiklerinde yollarını rahat bulmak için. Ayrıca çıkardıkları mayınları Suriye'de hurdacılara satarlardı. Bu köylüler belki ilkokulu dahi okumamış insanlardı ama mayınları sökebiliyorlardı. Böyle hükümetin anlattığı kadar da zor değilmiş. Hem ben çok iyi hatırlıyorum: Mardin'in Kızıltepe ilçesinin sınıra sıfır köyü olan Köprübaşı Jandarma Karakolu, askerlere futbol sahası yeri için mayınları bizzat kendileri söktüler. Biz çocukça seyrederdik. Yani şimdi şöyle bir iddiada bulunsam belki komik gelir ama bence -bırakın İsrail'i veya uluslar arası bilmem hangi profesyonel firmayı- o köylülere bıraksanız dahi bu mesele çözülür. Ayrıca siz kimin malını kime veriyorsunuz? O mayınlı arazilerin çoğu milletin tapulu arazisi…”

Görüldüğü gibi, Başbakan'ın, sadece muhalefeti değil, AK Parti tabanını da ikna etmeye ihtiyacı var.

Bugün yapacağını duyurduğu konuşma bu ihtiyaca cevap verecek mi?

İnşaallah verir.