Belge tartışmaları devam ediyor. Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek imzalı “eylem planı” belge mi, kâğıt parçası mı, henüz anlaşılamadı.

Başbakan partisine ve hükümetine karşı planlar hazırlayan kişilerin peşini hem parti yönetimi olarak hem de Başbakan olarak bırakmayacaklarını ilk günden ilan etti.

Belge konusunu değerlendirirken parti grubunda yaptığı konuşmada “Belge gerçekse vahim, sahte ise daha da vahim” demişti.

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ basın toplantısında gelişmeleri, silahlı kuvvetlere karşı yürütülen “asimetrik harp” olarak tanımladı ve “Türk Silahlı Kuvvetlerinden elinizi çekin“ dedi.

Bir grup yorumcu hükümetin bu bahane ile Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratma çabasında olduğunu iddia ediyor.

Bazılarına göre “belge” tartışmalarını canlı tutmak, ekonomi alanındaki olumsuzlukları konuşmaktan kaçmanın bir yolu.

Albay Dursun Çiçek imzalı “belge” ile birlikte askeri müdahaleler, darbeler konusu bir kez daha gündemimize oturdu.

Hükümete çağrı yaparak "Teklif getirin, değiştirelim" diyen Baykal'ın çağrısını Radikal Gazetesi, ''Nihayet Baykal da darbe karşıtı oldu'' ifadesiyle manşete taşıdı.  Baykal şöyle demişti: ''Eğer Türkiye 12 Eylül'le ilgili hesaplaşma istiyorsa elini tutan var mı? Anayasanın 15. maddesini getirsin değiştiririz. 12 Eylül'ü bıraktık, sonrakileri yargılayacağım diyorsan onu da getir... Askeri darbe isteyenleri tasfiye etmek istiyorsan onu da getir...''

Gazeteci Avni Özgürel tarafından hazırlanan ve Mehtap TV’de yayınlanan “Düşünce Platformu” adlı programa katılan ve belgeli gündemi yorumlayan Emekli Askeri Hâkim ve eski ANAP milletvekili Faik Tarımcıoğlu ilginç değerlendirmeler yaptı.

“Ankara’da Ağustos ayı çok sıcak geçer” hatırlatması yapan Tarımcıoğlu, CHP Genel Başkanı Baykal’ın 12 Eylül darbecilerinin yargılanması ve İlker Başbuğ’un istifası gibi konuları gündeme getirmesine dikkat çekerek, “Birileri bu konunun gündeme gelmesini istemiş olmalı” diyordu.

Devam eden tartışmaların, belgeli gündemlerin arkasında, Ağustos’ta terfi edemeyeceğini anlayan bazı generallerin olabileceğine dikkat çeken Tarımcıoğlu, “Bu hesapların içinde kimlerin olabileceğini anlamak için, Başbuğ’un yerinin boşalması halinde kim nereye gelir? sorusunun cevabına bakmak yeterlidir” dedi.

Türkiye gerildikçe gerilirken, Tarımcıoğlu’nun “terfi” eksenli değerlendirmesi aklımıza, “Pire için yorgan yakmak” deyimini getirdi.

“Laiklik tehlikede!”, “Ekonomi kötüye gidiyor!”, “Mahalle baskısı var!” gibi çığırtkanlıkların en azından bir grup terfi bekleyen askeri zevat için çok da önemi yok anlaşılan.

Öyle anlaşılıyor ki, her yıl Ağustos sıcakları her bölgeden çok Ankara’yı etkiliyor. Sıcaktan etkilenen Ankara ise Türkiye’nin gündemine ağırlığını koyuyor.

Ankara’nın başını sıcaklık çarparsa Türkiye’nin dengesi bozulur.

İçimizden Ağustos sıcaklarına aşırı duyarlık kesbetmiş vatandaşlarımızı tespit edip “çevreye” zarar vermelerini önlememiz gerekiyor.

Koltuk sınırlı, aday fazla. Beklenti içindeki bazı adayların bir bardak soğuk su ile serinlemeleri kaçınılmaz görünüyor.

gumuslale@gmail.com