xxx95
Adalet... Refah... Özgürlük...
Numan Kurtulmuş ASKON toplantısında neyi hatırlatıyor? Davos toplantılarını en ince ayrıntısına kadar takip ettiklerini ifade ettikten sonra, Davos'ta toplanan dünyanın egemenlerinin de sıkıntıda olduklarını hatırlatıyor...
Davos'ta toplananlar ne diyor?
Dünyadaki tezler/imiz yürümüyor... Kapitalizm yürümüyor... Acaba dünyadaki sömürümüzü sürdürebilmek ve vahşi kapitalizmi devam ettirmek için bu tezleri nasıl formatlayabiliriz, nasıl yeni bir formül bulabiliriz?..
Bunu tartışıyorlar; kendilerince bu çıkmazlarına çare ve çözüm arıyorlar...
Bu tartışmalar, Davos'a katılma sevdası ve problemi olanlara ithaf olunur...
Davos'çular kimdi, neydi, ne yapıyorlardı, dünyayı ve insanlığı ne hâle getirdiler?
Numan Kurtulmuş işte bu duruma açıklık getiriyor...
Temelde hakkaniyet duygusuna sahip olmayan, paylaşma duygusu olmayan, iktisadi olarak insanlığı sömürmeyi gelişmenin iktisadi formülü olarak kabul eden ve asla hiçbir şekilde dayanışma, paylaşma duyguları içinde olmayan, dünyaya temerküz duygusu içinde bakan, dünyanın yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle oluşturmuş olduğu paradigmalarla, kurduğu uygarlıklarla, kurduğu tezlerle gelinecek nokta burasıydı...
Onun için buraya geldik...
Bu 'krizler' buzdağının görünen kısmı...
Bu 'krizler'in altında son derece derin, son derece büyük, köklü 'krizler' var...
Mevcut paradigmalarla bu 'krizleri çözme'nin ilmen imkanı yok... Dolayısıyla yerkürede 'yeni bir ses'e, 'yeni bir medeniyet'e, 'yeni bir insan tipi'ne ihtiyaç var...
Çünkü:
1970'lerle başlayan bu süreç...
1980'lerde küreselleşme ve yüksek teknolojiyle birlikte modern kapitalizm 'vahşi kapitalizm'den 'vampir kapitalizm'e doğru evrimleşmiş...
1990'dan sonra dünyaya tek başına hakim olan 'vampir kapitalizm' bütün küresel paradigmalarını ortaya koymuş...
1990'lardan itibaren rakibi kalmamış olan, bütün gücüyle dünyaya abanan bu gücün bizi getirdiği nokta ortada... İnsanlık tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar 'gelir adaletsizliği' var, 'açlık ve sefalet' insanlığın ortak kaderi hâline gelmiş...
***
İşte, insanlık açısından tam da gelinen bu noktada 'çare ve çözümler' gerekiyor...
Saadet Lideri Numan Kurtulmuş 'çare ve çözümler' olarak neleri hatırlatmış?
Özellikle 'Marufun Egemenliği' sloganının ve ana temasının kullanılması ile ilgili çok önemli detayları dile getirmeyi ihmal etmemiş: Bizim de yıllardır ifade etmek istediğimiz işte buydu... Özellikle günümüzde 'maruf' dediğimiz, 'evrensel mutlak doğrular' etrafında dünyanın yeniden şekillenmesi, dünyanın yeniden sorunlarını çözecek bir bakış açısına sahip olması hepimizin, tüm insanlığın beklediği en temel adımlardan birisi...
'Marufun Egemenliği'ni bir slogan olarak, bir fikir olarak ortaya koymak son derece isabetli... Ancak başta siyasilerimiz olmak üzere, üniversitelerimiz, ilim çevrelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız 'marufun ne olduğunu' hayatımıza aktarmak ve bunlar üzerinde araştırmalarını, uygulamalarını ortaya koymak zorunda... Biliyoruz ki, 'evrensel doğru' olarak tercüme edeceğimiz 'maruf', Hz. Adem'den beri tüm insanlığın peşinden koştuğu değerleri ihtiva etmekte... Bunu toplumsal hayatta, siyasette karşılığı üç kelimede özetlenmiş: Adalet, özgürlük ve refah... Hz. Adem'den beri insanlar farklı kültürlere, farklı meşreplere sahip olmalarına rağmen, aslında bu üç temel doğrunun arayışı içinde...
Bu durumda, bugünlük sonuç olarak diyelim ki:
Artık 'ADALET, REFAH VE ÖZGÜRLÜK' isteyenlerin sesi daha gür çıkmalı...