Adab-ı Muaşeret

Naim ÖZGÜNER       28.12.2012

Eskilerin adab-ı muaşeret dedikleri görgü kuralları, terbiyeli, kibar, nazik, takdire değer ahlaki davranış biçimleri anlamına da gelmektedir. Görgü ve nezaket kuralları toplumun dününü, bugününü dengeleyen tarihi sürekliliği temine yardımcı olur. İnsanlık alemini en güzel noktalara taşımanın yolu, görgü ve nezaket kurallarından geçmektedir. Şimdi gelin bu nezaket kurallarına kısaca değinelim. 

*Adınızı onurla koruyun                                                                                

*Ekmeğinizi helal dairesindeki çalışmalarınızla kazanın.                                

*Açlıkla gün geçirmeye razı olun, ama asla bilgisizlik, cahillik içinde kalarak gün geçirmeye razı olmayın.                                                                  

*Unutkanlığınız yüzünden adınız görgüsüzlüğe çıkmasın.                      

*Kendinize ait bir akıl defteri tutun. Mühim bilgileri, önem verdiğiniz kişilerin kimlik bilgilerini kaydedin. Ayda birkaç kez o deftere bir göz atın.

*Sizin için küçük şeyler yapanları unutmayın.                                     

*Çocuklarınıza, hizmetçinize, yol verene, yer verene, ikram edene, selam verip saygı gösterene teşekkürlerinizi sunmakta geri durmayın.          

*Toplum içinde, başka insanların bulunduğu yerlerde, oturma ve kalkmalarınıza dikkat edin. Konuşma ve ses tonlarınızla başkalarını rahatsız etmeyin.                                                                                                          

*Amirseniz, yetki dışı amirlik taslamayın. Personelinize sıcak kanlı, güler yüzlü ve güvenilir bir tavır ile yaklaşın. Çomak yutmuş gibi gururlu, enaniyetli tavırlardan kaçının.                                                               

*Bulunduğunuz yerlerde ve toplantılarda insanların dikkatlerini çekecek ve ya dağıtacak mide bulandırıcı, başkalarını tiksindirici, burun karıştırma, kulak kaşıma, balgam çıkarma gibi hallerden uzak durun. Banyo ve lavaboda yapmanız gereken temizlik işlerinizi, başkalarının yanında yapmaya kalkmayın.                                                                                    

*Cebinizde ve ya çantanızda mutlaka temiz bir mendil bulundun. Aksırırken, öksürürken mutlaka ağzınızı kapatın.                                    

*Herkesin içinde rast gele kaşınmayın, gerinmeyin, geğirmeyin, çirkinlik arz etmeyin.                                                                                                        

*İnsana güzel konuşmak yakışır. Konuşmadan önce dinlemesini öğrenin. Allah bir dil verdi, ama iki kulak verdi. Yani az konuş ama çok dinle. Konuşurken “eee-hııı-ııı” gibi asalak sesler çıkarmayın. Evet diyeceğiniz yerde “hı-hı”, buyurun diyeceğiniz yerde “ha-ha” demeyin. Yine konuşurken ikide bir “ondan sonra..anladın mı..tamam mı..iyi dinle bak..” gibi sözleri tekrar tekrar söylemekten kaçının.                                     

*Toplum içinde olun, yalnız olun, ağzınızı açarak sesli olarak esnemeyin. Dişleriniz sayılırcasına ağzınızı açarak sesli olarak esnemenin şeytandan olduğunu Peygamberimiz söylemektedir.                                     

*Görünmeyen yerlerinizin temizliğine dikkat edin. Çirkin ve pis kokmayın. Kirli olmayın. Temiz olmaya özen gösterin. Başkaları değil, durumunuzdan, önce kendiniz rahatsız olmalısınız.                                                         

*Dişlerinizi ve dilinizi, sabah ve akşam olmak üzere günde iki defa fırçalamalısınız. Velev ki misvak kullanıyor olsanız bile. Kaldı ki Müslümanların çoğu, misvak kullanmadığı gibi, dişlerini fırçalamadığı da bir gerçektir.                                                                                                       

*Akşam evinize dönerken eliniz, ağzınız, üstünüz sigara kokuyor bir halde dönmeyiniz. Çocuklarınızı, eşinizi bu halde kucaklamayın ve öpmeyin.

*Sabah evinizden çıkarken kesinlikle dişerinizi fırçalamadan, güzel koku sürmeden çıkmayın. Ağız kokusunun, karşınızdakini rahatsız ettiğini fark edemeyebilirsiniz.                                                                                    

*Hastaneye, doktora muayene için gidiyorsanız, banyonuzu yapın, temizliğinizi sağlayınız, çamaşırlarınızı değiştirin ve öyle gidin.                  

*Önce erkeğin kadını, gencin yaşlıyı, ayakta duranın oturanı, memurun amiri, eve girenin evden çıkanı, şehre girenin şehirden çıkanı, yukarıya çıkanın aşağıya ineni, selamlaması gerektiğini bilin.                                 

*Toplu halde olan insanların yanına vardığınızda nezaket gereği önce kadınlara, sonra çiftlere, sonra da tek başına olan erkeklere selam verin.

*Yaşça büyük olan elini uzatmadan küçük elini uzatmasın. Küçük büyükten önce hal-hatır sormasın. Büyük yerine oturmadan küçük yerine oturmasın. Oturduğunuz da ise sadece kenara ilişin, yoksa koltuğa yayılmayın.

*Sigara kullanıyorsanız, izmaritini sokağa atmayın, söndürerek çöp kutularına atın, bulunduğunuz yerde çöp kutusu yoksa, cebinize koyun. İzmarit, dumanı kadar kirli ve çöp değildir heralde. Çevremizi, sokağımızı, şehrimizi, yollarımızı kirletmeyelim. Cebimizi, evimizi, arabamızın içini çöplük yapmıyorsak, sokağımız neden çöplük haline getiriyoruz. Atalarımız; “Çevremiz çehremizdir” demişlerdir.

*Konuşmasını, dinlemesini, bilen bilgili, tecrübeli, güzel ve doğru ahlaklı, tecrübeli insanlardan kendinize çevre edinin.

*Söylediğiniz söz, doğru olsun. Ama her doğru sözü her yerde söylemek doğru değildir. Söz vardır bilinir söylenmez. Söz vardır ne bilinir ne de söylenir.

*Kimsenin ayıbının peşinde olmayın. Sizin vazifeniz değil. Biz, kendi ayıplarımızla meşgul olalım ve düzeltelim. Atalarımız; “nefsinin bin ayıbına razı olan, dostunun bir ayıbını örtmeli” demişledir.

*Farklı ve karşı fikirlere tahammül etmesini bilelim. Bize göre ters gelen zannettiğimiz fikir ve düşünceleri savunanları, bir kalemde silip atmayalım. Sabırlı, temkinli, geniş düşünceli olalım. Hoşumuza gitmeyen düşünceleri ifade edenleri, öfkelenmeden, sonuna kadar büyük bir sabırla, anlayış ve sukünetle dinleyelim. Konuşma, anlatma ve ifade sırası size gelirse ikna metotlarını kullanarak konuşun.

*Dertli, kederli, sıkıntılı ve stresli zamanlarınızda dertleşebileceğiniz ve içinizi dökebileceğiniz, paylaşabileceğiniz insanları, dostluğuna güvendiğiniz, sır saklayabilen kimselerden seçiniz.

*Ağız kokusuna, ter kokusuna, ayak kokusuna dikkat ediniz. Şahsi temizliğiniz ve kıyafetiniz uyum sağlamalıdır. Bakımlı olmalısınız.

*İnsan çalıştırıyorsanız, maaşını ve SSK primlerini dikkate alın. Kendiniz lüzumsuz, keyfi harcamalar yaparak, masraflarınız çıkarmak için SSK primlerini ödememezlik, maaşta düşüklük yapmayın. Peygamber efendimiz (S.A.V) “Elinizin altında çalıştırdıklarınızın alın teri kurumadan ücretini ödeyin” buyurmaktadır.

*Borcunuza sahip ve sadık olunuz. Taahhüt ettiğiniz tarihte borcunuzu ödeyiniz. Ödeyemeyecekseniz makul sebeplerle alacaklıyı haberdar ediniz ki size duyulan güven kaybolmasın.

*Aşırı derecede gülmeyin, çirkin kahkahalar atmayın. Bağırmayın, sadece seslenin. Anırır gibi kahkahalar atarak gülmek, merkep karakteridir.

*Saç, sakal, bıyık traşınıza özen gösteriniz. Ensenizdeki saçlar, burun ve kulaklarınızda ki tüylere dikkat ediniz. Kendi kendinizi idare edemiyorsanız, eşiniz, oğlunuz, kızınız size yardımcı olabilir. Bıyıklarınız ağzınıza girecek gibi uzatmayınız. Sünnetteki ölçü, üst dudağı kapatmamasıdır. Yanlardan da aşağıya sarkmamasıdır. Babası hayatta olup ta, yardımcı olmayan evlatlara hayret ediyorum.

*Sakal gibi kuvvetli bir sünneti eda ediyorsanız, her halinize çok dikkat etmelisiniz. Çünkü sakallı insan, sakalsızdan daha görünür bir halde olduğundan, dini ve inancı temsil ediyor demektir. Bazı sakallı Müslümanlarda, sakalı olmayan Müslümanları ikinci sınıf insan olarak görmektedir. Yan yana bulunsak, birisi de bir soru soracak olsa, sen sakallı olduğun için sana gelecek ve “hocam” diyerek soru sormaya başlayacak. Beni ise fark etmezler bile. Öyleyse dikkatli olmalısın.

*Ellerimizi daima temiz tutalım. Çünkü insanlarla tokalaşıyoruz. Fakat öyle insanlar görüyoruz ki tuvaletten çıktıktan sonra sabunla yıkamaya tenezzül bile etmiyor.

*Eğer mümkünse, bir rahatsızlığınız da yoksa, tuvaletlerde ayakta bevl etmeyiniz.

*Başkasının evine misafir gittiyseniz, sigara kullanmayınız. Belki de o evde sigara içilmiyordur. Evde oturanları ve çocukları düşününüz. Üç paralık zevkiniz için, yüz liralık zarar vermeyin ve nefret ettirmeyin.

*Kendi evinizde sigara içmeyiniz. Mutfakta, balkonda içiyorum gibi masum bahanelerle kendinizi kandırmayınız.

e-mail: naimozguner81@gmail.com

 

  

Önceki ve Sonraki Yazılar