Acılar da Ölürmüş

''Bir saniyesine dahi hakim olamadığımız dünya için bu kadar fırıldak olmanın alemi yok'' demişti rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu. Ne kadar haklı yerinde bir söz söylemişti böyle.

Kimsesizlerin mezarını nasıl tanırsınız? Diye sorsam. Gözünüzün önüne geldi değil mi resimler?

Dağ başında etrafında kimsecikler olmaz. Unutmuşlardır belki de çok uzaktadır yakınları üstüne örterler toprağı, geçer giderler. Hayat işte budur. Topraktan gelen toprak ile kavuşur.

Bedeni toprak ile buluşan mı cennete gidecek, yoksa buluşmayan mı diye ayrım yapsak öneminin olmadığını göreceksiniz. İnsan sevdiğinin bir mezarı olsun ister sadece, acılarını gayba göndermek için başında oturup dua etmek adına ama öyle bir gecenin sabahı ve gündüzün karanlığı oldu ki geçen sene bugün umutlar yok oldu.

Bir tarafta depremin yıl dönümü gelmesi sonucu binlerin acısını gün yüzüne çıkarma girişimimiz. Diğer tarafta savaşın gölgesin de yaşam mücadelesi veren insanları film izler gibi izlememiz.

Yaptığımız ne soruyorum kendi kendime, kime faydamız var?

Nasıl bir duygu için de yaşıyor bu insan?

Adalet, masum insanların öldürülmesini izlemek mi?

Depremler karşısın da hiçbir şey yapamamak mı?

Sağlam yapıtlar yapılmasını istememek. Doğru bildiğimiz yoldan gidememek mi bilemedim.

Şimdi bunları sorarken bile insanların iç mahkemesinde yargılanırsın.

Türkiye de yaşam nasıl dendiği vakit, acının karşısında durabilme cesareti gösterirsen yaşarsın diyebilirim. Sorgulamadan yaşam. Her an, her dakika başına bir şey gelmesine müsaade edeceksin.

Korana aşısı sonrası insan ölümleri, deprem sonrası yaşanılan acılar ve daha sonra yaşanılacak acıları tahmin etmek düşer bize.

Geriye acılar kalır insana, ölmüş evladının elini bırakmayan baba takılır gözüme, yüreğinde yanan ateş kor olur mu dersin? Elbette olmayacak!

O ateşi yakanlar çok çabuk unutulacak. Deniz kabuğundan yapılan evler, demir koymadan yapılan inşaatlar ve sonrası kader kısmet demek düşer bize.

Müslüman bir ülkede yaşarken insanların bu şekilde ölümleri acı verir insana. Nasıl bir hayatın içinde kulaç atıyoruz bilinmez. Hilekâr, nasıl olunur dersi hangimizin evinde, hangimizin mahalle okulunda öğretiliyor da insanlar böyle hilekâr olmuş.

Okullarda verilen ders olsaydı eğer inanın bu kadar başarılı olamazdı bu insan. Sorumlular cezasını buldu mu acaba dersiniz? Dünya adaletinin tecelli etmesi bile büyük bir şans olmadı mı?

Yarın olacağından habersiz yaşayan insan, kırgınlıklarımızı yarınlara bırakalım. Bugün ne hayal ettiyseniz onun için uğraşın. Bitmeyecek işler yüzünden erteleme hayatı, bir saniyesine hakim olamadığımız dünyanın için de sadece yaşıyoruz. Kimimiz kırgın, kimimiz aç, kimimiz kaybettiklerinin acısı ile yatakların da yatarken uyandılar 06.02.2023 sabahın’a belki o gün kaç insan doğum gününü kutlayacaktı sevdikleriyle…

Acıların acılar ile artmadığı yarınlara uyanmak adına seslenmek istiyorum. Artık kimsenin evi depremlerde yıkılmasın! Hiçkimse anneniz, babasız, kardeşsiz, evlatsız kalmasın! Katiller ağır cezalara çarptırılsın ki bir daha kimse hilekârlığa bulaşmasın.

50 bin küsür kardeşimize rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyorum. Bugün Miraç Kandili, kandilin bugüne denk gelmeside ilginç değil mi? Kandiliniz mübarek dualarınız kabul olsun. Bizlere de Rabbim bu güzel kavuşmaları yaşatsın.(Amin.)

Zilzal Yağmurları

Bu şehre ne oldu Rabbim
Semanın rahlesi açılmış
Ayet ayet dökülüyor Zilzal Yağmurları
Canımın orta yerinde büyüyor kum çığlıkları
Son niyazları toprağın avlusunda asılı kalmışlara bakıyor gözlerim

Sanki Musa’nın asasıyla ayrıldı alnım secdenin Kızıldenizinden
Ruhum bu şehrin acısı kadar çekti Besmelesini
Ellerim ağlayarak dinledi taşların inleten kasidesini
Kalbim bir kan çanağı gibi tutunuyor affının yaprağına
Oğlunun selasını dinleyen bir babanın gözyaşını siliyor sanki
Hüzün Peygamberi

Bu şehre Noldu Rabbim
Dua hendekleri kazılıyor göklerden
Her yakarış cennet zaferi
Sokaklar merhamet kubbelerine sığınan çaresiz kuşlarla dolu
Gözlerini göğe defnediyor çocuklar
Sırtında torunlarıyla gömülüyor Nur yüzlü bir ihtiyar
Bir anne yavrusunun saçlarında eda ediyor
Gözyaşı rekatlarının kazasını
Sonra sana sığınıyor Rabbim
Sonra Rahmet ağaçlarının altında
Fatiha’ların bereketine saklıyor yüreğini

Rabbim Zilzal Suresi çığlık çığlığa bağırırken kulaklarımıza
Bizi küçük öfkelerin vitrinine bakmaktan alıkoy
Bizi ayakta tut
Üzerimize yıkılacak evlerin içinde bile
Sana secde edeceğimiz küçük bir yer bırak

Gece düşerken yere,aynalar patlarken duvarda
Dünya dökülürken üstümüze
Arkamızdan ölümü hayırlı oldu desinler,iyi insandı desinler
Bu zelzele dürüst olmayı öğretecek kadar kalbimizi sarstı Rabbim
Bu zelzele acizliğimizin kollarında can veren nefsimizi
Bir kez daha dağladı

Rabbim
Bedenlerimizi yarıp gececek taşların acısından bizi esirge
Bize bir daha üzerlerine duvarlar yığılmış insanların
Feryatlarını duyurma Rabbim,duyurma

Gaflet uykusu için rüya sırasına girmiş bizlerin yüzüne
O serin hakikat nehirlerini çarp,çarp ki hakikatlerimizle yüzleşelim
Ruhumuzu kibrin taşlarıyla kapatan ellerin kilidini aç
Aç ki cennetin anahtarı olsun tövbelerimiz

Rabbim,gecelerimizden deprem korkusunu al
Bizi Sevr mağarasında Peygamberi saklayan kuşlar gibi hafiflet
Bizi acıyla yürüyen kervanların ağıdından arındır
Bükülen boyunlarımızdan akan mahcubiyetimizi şefkatinle süsle

Toz toprak olmuş bedenlerimizi,kevserinin kudretiyle serinlet
Evlerinin altında,ruhunu sana teslim eylemişlerin günahlarını bağışla
Yakınlarıyla cennetinde buluşmalarını nasip et

Rabbim biz dünyanın yorgunlarıyız
Rabbim bu kuşlar senin
Bu vakit senin yağmurundan sonra gelen dua
Kokusuyla çöküyor içimize
Bu ağaçların döktüğü bir ayet meyvesi yaşartsın gözlerimizi
Ruhumuzun zelzelesinde annelerimizin ettiği dualar
Tutunsun acizliğimizin dallarına

Amin derken yürekleri feryat eden bu acılı insanların şehrindeyim
Bize kabul edeceğin dualar söyle,bu günümüzü dirilt
Bizi öyle bir affet ki,ellerimiz günahın taşlarına bir daha değmesin
O gece bağrımıza düşen ateşi, dualarımızın gölgesinde dindir
Annesini yitirmişlerin yetimliğini meleklerin avutsun Rabbim
Babasını kaybetmişlerin öksüzlüğünü,rüzgarının asaletiyle unuttur

Bize bu acıdan damlayan başka acılar gösterme Rabbim
Bizi gazabından azad et
Bize bu geceyi hatırlatacak başka depremler tattırma
Yüreğinden yürek kopmuşlara dirayet ver
Onlara acılarını biraz olsun dindirecek ilahini dinlet
Kullarının yüzüne doğacak yeni güneşler,yeni çareler
Başlarını sokacak,sırtlarını dayayacak,bacaları Rahmet tüten
Evler nasip et Rabbim

Rabbim bu şehrin acısını
Kalbine gömenlerin yüreğini cennetinle serinlet
Cennetinle serinlet

Dursun Ali Erzincanlı

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum