xxx444
Abdüllatif Düşerken: Son Bölüm
Türkiye Partisi'ni kuran Abdüllatif Şener'i Cumhuriyet gazetesinin manşetinde görmek için gecikmeyeceğimizi düşünüyordum; öyle de oldu.
Cumhuriyet'in, manşetinden "Eski bakandan ağır sözler" diye verdiği röportajda, Abdüllatif Bey kurucusu olduğu AKP'yi "Bir ülkenin başına gelebilecek en büyük felaket" diye niteliyordu.
"Abdüllatif Şener'e bağlı hava kuvvetlerinin hükümete ait mevzileri durmaksızın bombaladığı" bir röportaj olmuştu.
***
Şener, gayet tabii eleştirecek AKP hükümetini…
Hükümete yönelik haklı eleştirileri de var, Abdüllatif Bey'in; ancak buradaki sorun asla hükümeti bombalaması falan değil…
Şener'in yeni partisiyle hangi çizgide politika yapacağı; demokrasi mücadelesinde hangi istikamette yer alacağı hususudur, temeldeki konu…
Abdüllatif Bey, kuruluşunda dördüncü adamı olduğu ve iki yıl öncesine kadar bakanlığını yaptığı eski partisi için kantarın topuzunu falan hiç hesaba katmadan "en büyük felaket" diyebiliyor…
Gelgelelim…
Şu ana kadar, darbeci Ergenekon örgütü hakkında bırakın böylesine camı çerçeveyi indiren bir tanımlamayı, ufacık bir eleştiri dahi yapmıyor:
Ne iştir?
Abdüllatif Şener'in partisini kurmadan önce Ergenekon Soruşturması'ndan rahatsızlık duyduğunu dile getiren beyanlarını hatırlıyoruz.
Şener'in yeni partisinin veya siyasi projesinin nereden itibaren koşmaya başladığı, son tahlilde de nereye yazılacağı hususlarını tartışmak çok daha açıklayıcı olacaktır.
Abdüllatif Bey'in partisinin tutmayacağı belli de…
Bundan da önemlisi…
'Türkiye Partisi' genel başkanının Statüko'nun değiştiği gerçeğini hâlâ göremiyor olmasıdır!
***
Hatırlarsanız, "Abdüllatif Şener" filmi yaklaşık üç yıl önce Doğan Grubu'nda gösterime girmişti.
Şarap muhabbetinden, "Yeni bir laiklik tanımına gerek yok" şeklindeki "ağızlara laik" kimi demeçlerine kadar bir dizi "hoş görünme ve kabul görme arzusu" içeren çıkışı, Abdüllatif Bey'in Doğan medyasında pohpohlanmasını beraberinde getirmişti.
Şener, AK Parti'nin kapatılacağını öngörüyor, siyasi hesaplarını bu ihtimal üzerine inşa ediyordu:
Parti kurmayı geciktirmesinin asıl nedeni buydu…
Neticede, umduğunu bulamadı.
Şener'in ismi üzerine oynanan ilginç "toto"lar da geçen yaz itibarıyla çöpe gitmiş oldu.
***
Abdüllatif Bey, geçtiğimiz günlerde Türkiye Partisi'ni kurduğunda; Doğan Grubu gazeteleri ilk sayfalarında tek sütundan gördüler, bu haberi…
"Şener güzellemesi"nin yerinde yeller esiyordu…
Abdüllatif Bey ne mi yapıyor, şimdi?
Ses tonunu yükselterek, AKP'yi "Bir ülkenin başına gelebilecek en büyük felaket" diye tarif ederek dikkatleri yeniden üzerine çekmek istiyor…
Bizler de…
'Ergenekon destekçisi' Cumhuriyet gazetesinde "Abdüllatif Düşerken" dizisinin son bölümünü izliyoruz.
Cumhuriyet'in, manşetinden "Eski bakandan ağır sözler" diye verdiği röportajda, Abdüllatif Bey kurucusu olduğu AKP'yi "Bir ülkenin başına gelebilecek en büyük felaket" diye niteliyordu.
"Abdüllatif Şener'e bağlı hava kuvvetlerinin hükümete ait mevzileri durmaksızın bombaladığı" bir röportaj olmuştu.
***
Şener, gayet tabii eleştirecek AKP hükümetini…
Hükümete yönelik haklı eleştirileri de var, Abdüllatif Bey'in; ancak buradaki sorun asla hükümeti bombalaması falan değil…
Şener'in yeni partisiyle hangi çizgide politika yapacağı; demokrasi mücadelesinde hangi istikamette yer alacağı hususudur, temeldeki konu…
Abdüllatif Bey, kuruluşunda dördüncü adamı olduğu ve iki yıl öncesine kadar bakanlığını yaptığı eski partisi için kantarın topuzunu falan hiç hesaba katmadan "en büyük felaket" diyebiliyor…
Gelgelelim…
Şu ana kadar, darbeci Ergenekon örgütü hakkında bırakın böylesine camı çerçeveyi indiren bir tanımlamayı, ufacık bir eleştiri dahi yapmıyor:
Ne iştir?
Abdüllatif Şener'in partisini kurmadan önce Ergenekon Soruşturması'ndan rahatsızlık duyduğunu dile getiren beyanlarını hatırlıyoruz.
Şener'in yeni partisinin veya siyasi projesinin nereden itibaren koşmaya başladığı, son tahlilde de nereye yazılacağı hususlarını tartışmak çok daha açıklayıcı olacaktır.
Abdüllatif Bey'in partisinin tutmayacağı belli de…
Bundan da önemlisi…
'Türkiye Partisi' genel başkanının Statüko'nun değiştiği gerçeğini hâlâ göremiyor olmasıdır!
***
Hatırlarsanız, "Abdüllatif Şener" filmi yaklaşık üç yıl önce Doğan Grubu'nda gösterime girmişti.
Şarap muhabbetinden, "Yeni bir laiklik tanımına gerek yok" şeklindeki "ağızlara laik" kimi demeçlerine kadar bir dizi "hoş görünme ve kabul görme arzusu" içeren çıkışı, Abdüllatif Bey'in Doğan medyasında pohpohlanmasını beraberinde getirmişti.
Şener, AK Parti'nin kapatılacağını öngörüyor, siyasi hesaplarını bu ihtimal üzerine inşa ediyordu:
Parti kurmayı geciktirmesinin asıl nedeni buydu…
Neticede, umduğunu bulamadı.
Şener'in ismi üzerine oynanan ilginç "toto"lar da geçen yaz itibarıyla çöpe gitmiş oldu.
***
Abdüllatif Bey, geçtiğimiz günlerde Türkiye Partisi'ni kurduğunda; Doğan Grubu gazeteleri ilk sayfalarında tek sütundan gördüler, bu haberi…
"Şener güzellemesi"nin yerinde yeller esiyordu…
Abdüllatif Bey ne mi yapıyor, şimdi?
Ses tonunu yükselterek, AKP'yi "Bir ülkenin başına gelebilecek en büyük felaket" diye tarif ederek dikkatleri yeniden üzerine çekmek istiyor…
Bizler de…
'Ergenekon destekçisi' Cumhuriyet gazetesinde "Abdüllatif Düşerken" dizisinin son bölümünü izliyoruz.