İbrahim DANACILAR
Abdülhamid Han Bakışı İle Yahudi Siyonizmi!
İsrail Siyonizm’i meselesi Abdülhamit Han ile başlatmakta bir sakınca yoktur ki, herkesin bildiği üzere Yahudi’nin din ve dünya görüşüne nispetle ‘ideolojik planını’ ifade eden Siyonizmsin temsilcisi Teodor Herzlin Abdülhamit Hana gelmiş ve Filistin’de İdeolojisinin ayaklarını basacağı kadar miktar bir toprak istemiştir, karşılığında zaten Yahudi eliyle bozulmuş Osmanlı ekonomisinin tüm dış borçlarını silmeyi teklif etmesine rağmen, Abdülhamit Handan aldığı ret cevabı ile, ‘B Planını’ uygulamaya koyma yoluna dönmüştür…Dediğimiz üzere herkesçe bilinen bu vakıayı basitçe tekrar edip teferruatına girmeyerek, burada Abdülhamit Hana ait bir ferasete dikkat çekmek isterim;
Abdülhamit han, kendisine gelen Herzlin, zamanında Kanuniden yardım talebiyle övgü ile merhamet dilenen Yahudi’den farklı olduğunun tam olarak idrakindeydi. Kanuniden yardım dilenen Yahudi, Yahudiliği henüz ideoloji planına aksettirememiş, Hristiyan zulmü altında fertler planında hayat hakkı bulamamış kişilerdi. Oysa Abdülhamit Han’ın karşısında, ‘Kanuninin ne kadar büyük bir hata ettiğinin ispatçısı olarak, imparatorluğu içten kemiren, diğer yandan tüm Avrupa’yı gayesine sürmekte mahir bir organizasyona sahip ve ideoloji halinde teşekkül etmiş bir Yahudi söz konusuydu. Dolayısıyla mesele alelade bir merhamet meselesi değildi ki, Abdülhamit Hanın merhamet bahsinde Kanuniden bin kat ileri olacağı apaçık ortadadır…
‘B Planının’ hayata geçirilmiş, 1. Dünya savaşına sokulmuş Osmanlı her yerde kan kaybederken, İngilizler nüfuzlarına aldıkları Filistin topraklarında, Yahudilere bir devlet vaat etmişlerdir. Yahudiler, İsrail oğullarına vaat edilmiş topraklar anlayışını, hem İsrail oğulları soyunun ve hem de Museviliğin tahrif edilmiş birer numunesi olmalarına rağmen kendilerinde bir hak olarak daima muhafaza ettiler. Lakin Siyonizm, Balfour Deklarasyonu’nun yayınlandığı zamanlarda dahi, Yahudiler arasında fert planında yeterli yankıyı bulamamış haldeydi. Dolayısıyla 2. Dünya savaşı zamanlarına kadar Yahudiler diğer milli bünyeler arasında, bu bünyelere musallat unsurlar iken, Yahudiliğin din anlayışına bağlı siyaset ve Siyonizm’in Yahudiler arasında yayılması ile ‘vaat edilmiş olanın gerçekleştirilmesine yönelik çalışmalar yoğunluk kazanmıştır…
İsrail devleti Siyonizm’in kaçınılmaz hedefi ve neticesi içerisinde kuşkusuz kurulmuştur. Daha öncesinde, dünyada bir Yahudi devleti kurulmasına dair ‘Uganda planı’ tartışılmış olsa dahi, Kudüs’ün çekiciliği ve Batının Ortadoğu petrollerine dair çıkarlarının Siyonist önderlerce doğru tahlil edilmesi ile, Batının dahi doğrudan desteğini alabilecekleri böylece mevzilerini tahkim edebilecekleri bir Filistin işgali çok daha uygun ve sevimli kabul edilmiştir.
Yahudi Siyonizm’i mizacı sinsiliği kadar gaddarlığı ile de belirginleşir. Yahudiler en başta kendi peygamberlerine kıyacak kadar gaddardırlar. Bu gaddarlığı yüzyıllar boyunca sırtlarından kamçının eksilmemesi sebebiyle sinsiliğinin gölgesinde kalmış olsa da, günümüzde İsrail işgali altındaki Filistinliler üzerinde uyguladıkları vahşet ile ancak açığa çıkabilmiştir… Kanuni’nin ‘’Mikroba merhamet’’ kabilinden hissiliğine dair politikasının ne kadar hatalı olduğu maalesef ki, günümüzde gözler önündedir…
Bugün Ortadoğu ve İslam âleminin ortasına çakılmış bir İsrail çivisi, batının petrol sömürüsü için mükemmel bir zemin yaratmaktadır. Bir yandan Yahudi Siyonizmsinin batı dünyasını sürebildiği son haddine kadar kendi gayesine sürmüş, diğer yandan da Ortadoğu’da ‘aslında İsrail Yahudi ideali ve Siyonist ideolojisiyle kendinden başka hiçbir millet ve dine hayat hakkı tanımayan ve bütün dünya gücüne ulaşmak için tüm dünyayı istismar etmekten çekinmeyen insanlık bünyesine musallat kanserdir…
Elbette ki, Yahudiliğe bir sözümüz yok, bizim derdimiz materyalist, ırkçı siyonizmdir. Anlayışı sakatmı sakat bir anlayıştır. şahsımın yaklaşımı şudur ki İslam, Yahudiliği apaçık düşman ilan eder!.. yahudiye ferdi davranış planında, belli müeyyideler karşılığı hayat hakkı elbette verilir. Ancak bu durum Yahudiliğe ve onun her davranış bozukluklarına karşı mücadele düsturumuzu değiştirmez…
Günümüz ideolojiler çağında, stratejik, siyasi ve politik hareket eden Yahudi locaları yani emperyalist Siyonizm, Yahudilere bugün maalesef İsrail’i vermiştir.
İsrail, ‘kıyamet savaşı’ olarak anılan Armagedon harbinin yaşanacağı toprakları işgal ile elinde bulunduran büyük Ortadoğu düşüncesinin dayanak noktasıdır…
Evangelist vaiz; Jak van impenin dahi verdiği planda Armaged’don muharebesi, neredeyse ‘kutsal İsrail’ ile ‘şerli güçler’ arasında zuhur eden bir mücadeleden ibarettir Demiştir. Onların bu tespiti doğrudur. Armageddonun düğümü İsrail’dir. Bu düğüm ancak İsrail’le çözülecektir…
Daha'da açıcak olursam 3. Dünya savaşının düğümü İsrail’dir. Allah emri ile Allah’ın ordusunun ilk vazifelerinden biri Kudüs’ü İslamlaştırmak olacaktır. Ve şüphesiz ki, İsrail feth edilecektir…
Bizlere düşen ise eğer o güne yetişirsek ki, o günlerin pek’te uzak olduğunu düşünmüyorum. Kendimizi o büyük kumandanın ordusuna hazırlamaktır… Manevi olarak yenilenmemizdir. Çünkü onun ordusu kuşkusuz seçkinlerden olacaktır...
Siyonizm’in en önemli hedefi kendi konjektörlerinde İslam ülkelerinde gençliği ele geçirip bir şekilde elde etmeleridir. Onları dünyanın çeşitli malayani unsurları ile kolay kandırabilirler… İyi bilirler ki, gençler yarının büyükleridir.
Bundan dolayıdır ki; Sevgili ve kıymetli kardeşlerim aklımızı başımıza toplayalım bu oyuna asla ve asla gelmeyelim. Onları sessiz silahlarına karşı bizde sessiz silah geliştirelim ki, oyunlarını onların başına geçirelim…
Pek tabii oturduğumuz yerden bu işler olmuyor! Bir şeyler yapmaya niyet edersek yapabilecek çok şey bulabileceğinizi düşünüyorum…
Ves Selam…
İbrahim DANACILAR
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.