Ahmet TÜRKAN
29 ŞUBAT
Batı Çalışma Grubunun Jandarması Emekli Tümgeneral Osman Özbek meydana çıktı. 28 Şubat’ta Zamanın Başbakanı Sayın Erbakan’a küfreden Özbek Paşa, zamanın Genel Kurmay Başkanı tarafından korunmuştu. Malum kaçınılmaz sürecin sonu 28 Şubat’la neticelenmiş ve Başbakan istifa ettirilerek post modern darbe hedefine ulaşmıştı. Islak imzacı Çiçek Albay’da bu gün bir şekilde korunuyor. Osman Özbek’in işlediği suç kendi iç meselemiz denerek kamufle edilmişti. Bir Başbakana edilen küfür nasıl oluyor da TSK’nın iç meselesi oluyor. Aynı Paşa bu gün çıkıyor Cumhurbaşkanı Erbakan’dan daha tehlikeli diyebiliyor. Daha az tehlikeli olan Erbakan’a küfreden biri gizli kapılar arkasında Cumhurbaşkanı için başka neler söylüyordur….. Millet olarak ettiği küfürleri kendisine iade ediyoruz. Saklasın zamanı gelince turşu kurar. Başbakan’a sucukçu, muhasebeci diyen biri, Büyükanıt Paşa’ya da Küçükanıt diyebiliyorsa Sayın Genelkurmay Başkanı’na da söyleyebilecek bir şeyler buluyordur. Evet; Batı çalışmacılarının doğusunu temsil eden emekli paşa hakaret etmeye devam ediyor. Bu gücü nereden buluyor peki….. İnsanlara hakaret etmek için mi TSK’nın en üst makamlarını işgal ettiler…. TSK’nın en üst seviyesi Devletin en üst seviyesine nasıl hakaret edebilir, hatta küfredebilir.…. Bu durum şiddetle cezalandırılmayı gerektirmez mi… Bu İç Hizmet Kanun ve yönetmeliğine göre üste hakaret ve saygısızlık olarak disiplin cezası olabilir, ama işin içinde Başbakan var, peki ama aynı zamanda TCK’yı da ilgilendirmez mi. Peki TCK maddelerine göre yargılanmayı gerektirmez mi… Dininin gereği ibadeti yapan disiplinsiz de küfreden disiplinli mi. Bu anlayış hangi kanuna dayanır. Sayın Genel Kurmay Başkanı Çiçek Albay hakkında gerekenleri yapsaydı, 28 Şubat’ın Genel Kurmay Başkanı, Özbek Paşa hakkında gerekenleri yapsaydı, yaptığı terbiyesizliğin üstüne üstlük terfi ettirmeseydi, bu gün bu zıvanadan çıkmışlıkları dinlemek zorunda kalmayacaktık. Islak imzamı, kopyamı, kağıt parçası mı demeye gerek kalmazdı. Herkes işine bakardı. İsrail’e kaptırdığınız tank paralarının hesabını sorma cesaretiniz olurdu. Bu ihaleye kim onay verdi…… Neden TSK’nın elindeki imkanları kan emicilere kaptırıyorsunuz… Neden TSK bu işleri kendisi yapamıyor…. Neden Türk Sanayicisi bu işlerde göreve çağrılmıyor. Bu işleri yapabilecek pek çok firma bulabilmek mümkün iken, neden milli servetimiz düşmanlarımıza aktarılıyor….. Sayın Özbek siyasette gözün varsa kurarsın bir parti siyaset yaparsın, ama insanlara hakaret etmeden. Yok parti kuramam diyorsan Pamukoğlu Paşanın kurduğu partiye giresin. Kendine bir yer bulursun. Hem anti Amerikancı hem Amerikan sempatizanı olmak gibi gafletlerden de kurtul artık. Deve misin, kuş musun anlayalım…. Asker ne zaman siyasete el atmış ise kaos olmuştur. Osmanlı’nın en kudretli hükümdarı Fatih zamanından tutun, İttihat terakkiye kadar, Cumhuriyet döneminde takriri sükun döneminden tutun, 60,71, 80 ve ne yazık ki 28 Şubat 97 ye kadar, askerler bir türlü siyasete müdahale etme içgüdüsünden kurtulamadılar. Aslında bu işi daha profesyonelce yapabilirsiniz. Harp akademilerini siyaset akademilerine çevirin veya ayrı bölüm açın…. Siyasileri TSK yetiştirsin. Parti yok…. Tüm bakanlıklar içinde bölümler açarsınız. Müsteşarlar da Encümen-i Daniş’ten… Ergenekoncular kendilerine iş arasın… Valilik ve yerel yönetimlerle de takviye ettiniz mi bu iş tamamdır. Neden 5 yılda bir seçim. Neden o kadar sandık. Cumhurbaşkanlığı seçimi de cabası. 367 ile kim uğraşır…. Sırası geleni bakan yaparsınız. Çok sırası geleni de Cumhurbaşkanı…. Gel keyfim gel… Her yıl 30 Ağustos’ta yenilersiniz. İstemediğiniz hiç kimse bakan olamaz. Özelleştirmeleri yasaklarsınız. Çok özel firmaların başlarına da emekli paşaları Yönetim Kururlu Başkanı, Genel müdür veya CEO tayin edersiniz. Ekonomi de paşa-paşa yürür. (Küçük bir not: 28 Şubat’çı Teoman Koman Paşanın Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptığı Banka Batmıştı) 23 Nisan’ları Meclis yerine Genelkurmay’da kutlayıp paşalarımızın çocuklarına da temsili makamlar verip onura edersiniz. Halk memnun, siz memnun, ekonomi rayında, terör bitmiş, AB düz gitmiş. ABD bile sizin önünüzde resmi geçit yapar……. Bu durumda ne Şam’ın şekeri ne Arap’ın yüzü… Acaba böyle olur mu……. Hiç sanmam…. Sadece hayal olur. Bu zihniyetle gidersek de 28 Şubat’lara takılır kalırız….. Bozuk takvim gibi……. Mart yüzü göremeyiz. Ancak 29 Şubat oluruz. Ahmet TÜRKAN - HABERNAME
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.