Sezai ÇİMEN
28 Şubat Sürecinde, Aslında Ne Oldu ?
Aslında Ne Oldu ?
"Refah Partisi İktidara gelecek ve adil düzen kurulacak , sorun ne? geçiş dönemi sertmi olacak yumuşak mı olacak, tatlı mı olacak, kanlı mı olacak" Prf.Dr. Necmettin Erbakan
"Demokrasiye Balans Ayarı Yaptık" Çevik Bir
"siviller için ayrı,askerler için ayrı demokrasi olmaz" Mesut Yılmaz
" Laikliğe aykırı eylemlerin odağı olduğu gerekçesiye Refaf Partisinin kapatılmasına karar verilmiştir." Vural Savaş
Her şey! 1992 yılında ABD'nin Irak'ı işgaliyle başladı. ABD'nin gelişi PKK'ya Küzey Irak'ta zaman kazandırdı,tanpon bir bölge oluşturdu. Pkk ağır silahlara kavuştu ve Kuzey Irakta çekiç güç marifetiyle teröristlerin sayısı 200 kişiden 5.000 lere çıktı ... Pkk, beş yüz-altı yüz teröristle saldırılar gerçekleştirmeye başladı. öyle zamanlar oldu ki gündüz asker,gece ise pkk bölgeye hakim olmaya başladı... Bu gidişe Doğan Güneş paşa yönetimindeki ordu, nizami harptten,gayri nizami harbe geçerek dur demek istiyordu... pkk nın yol kesme,araç tarama,toplu kurşuna dizmeler bir kabus gibi Ülkemize musallat olmuştu...
Süreç 1994 Ekonomik kriz ve 5 Nisan kararlarıyla devam etti,ekonomi profosörü olan Tansu Çiller ve Murat Karayalçın Hükümeti duvara toslamıştı, acı reçete her zaman olduğu gibi halka kesilmişti
Yerel seçimler yaklaşırken büyük bir kriz patlamıştı...
Halk yaklaşan Yerel seçimlerde yeni bir ümit aramıştı, 27 Mart 1994 akşamı Refah Partisi büyük bir güçle iktidara talip olduğunu göstermişti.
Doğruyol Partisi % 21,53
Anavatan Partisi % 21,07
Refah Partisi % 19,10 , oy almıştı
1994 yılında Doğruyol Partisi koltuğuna oturan çiller büyük talihsizliklerle karşı karşıya kalacağını bilmiyordu, PKK 94 yılında terör olaylarını tırmandırarak Türkiye'yi içte ve dışta kaosa sürükleme peşindeydi. O günlerde pkk terör örgütüyle mücadele tamamen askere devredildi. Ankara'nın tek hedefi Güney Doğuda ki ateşi söndürmekti, top yekün bir mücadele başlatıldı. Bölge halkı iki ateş arasında kalmıştı. Güney Doğu bölgemizde geri dönülmez ve bitirilemez bir kaos meydana gelmişti...
24 Aralık 1995 tarihinde 79 ilde, 83 seçim çevresinde yapılan seçimlerde Refah Partisi % 21,37 oy oranıyla birinci parti çıktı ve 158 Milletvekiliyle meclise girdi.
RP genel başkanı Prf. Dr. Necmettin Erbakan önce ANAP ile koalisyon kurmayı denedi, bu olmayınca, kısa ömürlü bir ANAP-DYP koalisyonu kuruldu.Akabinde 28 Haziran 1996'da Refahyol kuruldu ve 8 Temmuzda güvenoyu aldı. RP'nin İkdidara gelmesiyle laiklik endişesi duyan çevreler her olaydan bir ülke krizi çıkarmaya başladılar... Bunların başlıcaları
- Refah Partisi Ümraniye Müftülüğü görevinden, RP vekili seçilen Hasan Mezarcı'nın M.Kemal Atatürk'e dil uzatması . Görünmeyen eller, her gün yeni bir kaset göstermeye başladı... RP' den atıldı,yargılandı ve hapse atıldı.
- RP'nin Libya ve S.arabistan'dan yardım aldı iddaları
- Bosna için toplanan paraların,parti kasasına aktarıldığı ve partinin kasası olarak dillendirilen Süleyman Mercümek'in repo ve borsada paraları batırdığı iddaları gündemi fazlasıyla işgal etmeye başlamıştı. Mercümek bu iddalarla ilgili yargılandı ve zimmete para geçirmek suçundan en ağır para cezasına çarptırıldı, tam 21 trilyon Türk Lirası
- Başbakan Prf.Dr. Necmettin Erbakan'ın malvarlıkları arasında yer alan 148 kilo altının kaynağının açıklanması istendi...
- Refah Partisi gerilimi düşürmek yerine, dahada sertleşmişti, mecliste yumruklar konuşmaya başlamıştı...
- O dönem Bosna'daki zulmü protesto etmek için Taksim meydanını dolduran binlerce insan "Laik devlet yıkılacak elbet" sloganları , yeşil bayraklar ve arapça yazılı pankartlar, laik kesimde şeriat provası gibi algılandı. Erbakan Hoca RP'nin üstüne gelindikçe şu tarihi cümleyi sarfetti "Refah Partisi İktidara gelecek ve adil düzen kurulacak sorun ne? geçiş dönemi sertmi olacak yumuşak mı, tatlı mı olacak,kanlı mı olacak" sonrası Türkiye'de Kıyamet koptu.
- Libya ziyareti,Kaddafi'nin Kürtlerle ilgili sözleri, İslam birliği ve D8 kurulmak istenmesi.
- Refahyol dışında ki tüm partiler ve Asker iktidarı devirmek için adeta koalisyon oluşturmuşlardı. Bu oluşuma önderlik eden Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya, Birinci Ordu Komutanı Çevik Bir'in oluşturduğu Batı Çalışma Grubu, İktidarın ensesine çökmüştü...
- Açık açık bu ikdidar gitmelidir açıklamaları yapılıyor,sokaklar garip insanlarla dolduruluyor ve bir senaryo çerçevesinde irticanın hortladığı gösteriliyor,darbeye giden yol hızlandırılmış, merkez medyada bu haberlerin üstüne atlıyor ve günlerce,aylarca bu haberler tv ekranlarını işgal ediyordu. JİTEM oyuncuları Ali Kalkancı,Müslüm Gündüz,Fadime Şahin yeşilçam yıldızlarını sollamıştı...
- 1997' nin ilk haftalarında Şevki Yılmaz'ın konuşmaları ve kasetleri süreci hızlandırması için Hasan Hüseyin Ceylan'ın konuşması gündemi allak bullak etmiş, çözüm şeriat demiş ve ipler tamam kopmuştu. Demirel Erbakan'ı koltuktan indirmek için fırsat kollluyordu. Asker tarafından izin alınmadan, Sulltanbeyliği'ne dikilen Atatürk heykeli, Kayseri Belediye Başkanı Şükrü Karatepe'nin törenlere katılmak konusunda yaptığı konuşma...
- Bu olayların tertip olduğunu bile,bile RP yetkilileri; Taksime, Çankayaya Camii yapılması isteği,Ayasofya'nın ibadete açılması,kurban derilerinin vakıf ve derneklere verilme isteği, Memurlara namaz izni çıkarılma isteği... Laik kesimi ve onun yılmaz bekçisi olduğunu her fırsatta beyan eden TSK yetkililerini harekete geçirmişti.
- 11 Ocak 2007 Erbakan'ın Başbakanlık konutunda iftar davetine katılan tarikat liderleri haberi ve görüntüleri ortalığı toz duman etti.
- DYP'den istifalar başladı, Hüsamettin Cindoruk hükümeti devirmenin formülünü Demirel'in emriyle uygulamaya koyması.
- Yargı mensupları askerden brifing almaya başlaması, demokrasinin rafa kaldırılacağının işaretiydi. Sonrasında Refah Partisine kapatma davaları açılacağı aşikardı. Davayla kalınmayacağı ve yassıada yolu işaret edilmeye başlanmıştı.
- 31 Ocak 2007 Ankara Sincan da yapılan Filistin gecesinde ortaya konan görüntüler, Sincan sokaklarında tankların yürütülmesine kadar varmıştı... ABD'de bulunan Çevik Bir tankların yürütülmesinin gerekçesini "demokrasiye balans ayarı yaptık" diye ifade etmişti.
- Refahyol hükümetinin yıkılması için, 28 Şubat 2007 Cuma 15:10 da başlayan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında uygulanması ve yapılması istenen bir dizi kararla Hükümet köşeye sıkıştırıldı, DYP'de çatlak büyüdü Çiller'in baskısıyla Erbakan istifasını Demirel'e verdi, Demirel ipleri eline geçirince görevi, Tansu Çiller yerine, Askere selam duran Mesut Yılmaz'a verdi ve bu darbede üstüne düşen son görevi yapmış oldu. ( Mesut Yılmaz Başbakan olunca askerin her istediğine onay vermemesi 28 Şubatın ömrünü azaltmıştır.)
- 28 Şubat darbesinin en büyük hedefi olan İBB Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı , görevden almak ve cezalandırmaktı. İstenen delil bulundu, Siirt'te okuduğu şiir nedeniyle görevden alındı ve hapis cezasına çaptırıldı. O gün çok üzülen partililerin bir çoğu "Bu karar Türkiye'nin yarınlarını aydınlatacak bir liderin doğuşuna vesile olmuştur" demektedir.
- REFAH-YOL yerine, ANASOL-D Hükümeti kuruldu. Fakat Askerin işi bitmemişti, 28 Şubatta alınan kararların uygulanması sürecine geçildi.Baskılar arttırıldı, bu işin silahsız bir darbeyle bitmesi bazı kuvvetlerin gazını almamıştı. "Bin yıl sürecek" denen 28 Şubat darbesi 2003 yılına kadar sürmüştür.
- 3 Kasım 2002 yılında yapılan seçimlerde Türk Halkı 28 Şubat sürecine katkı sağlamış,çanak tutmuş tüm partileri ve unsurları sandığa gömmüş ve Ak Partiyi tek başına ikdidar yapmıştır.
- Halkın iktidarının bile, 28 Şubat sürecinde Milletin Kurumlarında ki köklü değişimler nedeniyle uzun yıllar muktedir olamayacağı inancı vardı. Lakin ara seçimlerde Meclise girmeyi Başaran Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde, çalışkan Ak Parti Kadroları bugüne kadar görülmemiş bir çalışmayla Ülkeyi düzlüğe çıkarmayı başarmıştır. (Her iki seçmenden biri böyle düşünüyor)
Bin yıl sürecek denen 28 Şubatın son bulması,Türk milletinin sağ duyulu yaklaşımıyla bertaraf edilmiştir.
Bu ve benzeri süreçlerin bir daha yaşanmaması için, mutlaka millet kendi sivil anayasasını yapmalıdır. Nice DARBESİZ güçlü ve büyük bir Türkiye dileklerimle.
* Ölümünün birinci yıl dönümünde, Prf.Dr. Necmettin Erbakan hocayı rahmetle ve şükranla anıyorum.
Saygılarımla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.