15 Temmuz uyanış günü

Türkiye’nin son 40 yılında adından sıklıkla söz ettiren FETÖ ihanet örgütünün neler yapabileceği 15 Temmuz’da görüldü. Askeri bir darbe girişimine dünyada ilk defa bir millet silah kullanmadan ve canını ortaya koyarak, bedenini siper ederek karşı koydu.

15 Temmuz Türkiye için çok şeyin miladı oldu. Biz o gece Çanakkale’yi geçilmez yapan ruhun ne olduğunu anladık. O gece, yüreklerine Allah’ın cesaret koyduğu milyonlar şehit olmayı göze alarak ve vatanımızın şer güçlerin eline geçmemesi için sokaklara döküldü, meydanları doldurdu.

O gecenin ve 16 Temmuz sabahının kahramanlarının hikâyeleri bir bir ortaya çıkıyor. Her hikâyeyi gözyaşlarıyla izliyor, Rabbimizin milletimize, ülkemize lütuf ve ikramları için şükrediyoruz.

Rabbimiz çağrısına kulak verilen bir liderle, Recep Tayyip Erdoğan’la bu millete yardım etti. Allah, vatan ve lider sevgisi ve şehadet özlemiyle evlerinden kritik merkezilere koşan güzel insanlarla, çok azının isimlerini öğrenebildiğimiz binlerce koca yürekli kahramanla bu millete merhametini gösterdi.

Zor günlerden geçiyoruz. 15 Temmuz’da büyük acılar yaşadık. Ama meydanlarda her akşam tutulan nöbete katılanların yaşlarını, giyim kuşamlarını, yaşantı biçimlerindeki çeşitliliği görünce, bu ülkenin vatandaşları olarak kalplerimizin vatan, ezan ve bayrak gibi değerlerimizle yaklaştırıldığını görüp hamd ediyoruz.

40 küsur yıl boyunca hem devlet kurumlarına hem de diğer kuruluşlara sinsice sızan ve afyonlanmışcasına kendi halkına, ülkesine ve değerlerine yabancılaşmış bu yapıyı yerleştikleri yerlerden kısa sürede söküp atmak kolay olmayacaktır elbette. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özellikle de 17-25 Aralık 2013 sonrası ısrarlı hatırlatmalarına rağmen FETÖ’nün ne kadar tehlikeli bir ihanet şebekesi olduğunu anlamak istemeyenlerin çoğu için de 15 Temmuz’da yaşananlar yeterince aydınlatıcıdır. Bunca gelişmeye rağmen yıllarca iyi niyetle destek verdikleri bu örgütün büyük tehlike olduğunu göremeyenler için hayatlarının zor bir dönemi başlamış bulunuyor. Dileriz onların uyanması daha fazla gecikmez.

FETÖ’nün nasıl bir organizasyon olduğunu ve örgüt liderinin kişiliğine dair mühim ipuçlarını içeren bir mektubu Star Gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren’in köşesinden (03.08.2016) okuduk. “İçerden bir çığlık” başlıklı yazıda yer verilen mektubun altında “Cemaat abilerinden bir grup” imzası bulunuyor. (http://haber.star.com.tr/yazar/icerden-bir-ciglik/yazi-1130633)

Uzun bir süreden beri Nurettin Veren’in anlattıkları ve yazdıkları, bir süreden beri Prof. Dr. Ahmet Keleş’in, Hüseyin Gülerce’nin ve Latif Erdoğan’ın Fethullah Gülen’le ilgili anlattıklarının önemi ve inandırıcılığı 15 Temmuz sonrası daha da artmış görünüyor.

24 TV’de 3 Ağustos gecesi Ersoy Dede’nin sorularını cevaplayan Hüseyin Gülerce’nin yıllardır birlikte aynı gazetede köşe yazarlığı yaptığı, aynı televizyonda program yaptığı Ali Bulaç’la ilgili olarak ilk defa dile getirdiği hatırayı dinleyince anladık ki Fethullah Gülen’e dair “ilk defa” duyacağımız daha çok konu var. Meğer Fethullah Gülen nüfus müdürlüklerinden istediği kişilerin kimlik bilgilerini edinirmiş. Üstelik bu bilgileri geriye doğru derinleştirir, hedefe koyduğu kişilerin şeceresini 100 yıl geriye doğru götürerek masaya yatırırmış. Gülen, Gülerce’ye Ali Bulaç’ın sabataist olduğu iddiasını ortaya koyan bir belge göstermiş. Ali Bulaç bu örgüte destek verdiği iddiasıyla tutuklanırken, Gülerce onun hakkında örgüt liderinin neler düşündüğünü açıkladı ve “Ali kardeşim artık gör gerçekleri” dedi.

O gece dile getirdiği bir hatırası da şu idi: “Fethullah Gülen bana 20 yıl önce, ‘Türkiye’de iki cins kafa var’ dedi ve Recep Tayyip Erdoğan ve Melih Gökçek’in adını telaffuz etti.” Ersoy Dede Gülerce’ye, “Bu kadar ileri bir öngörüsü var mı ki Gülen’in?” diye sordu. Sonra da Gülerce ve Dede, “Belki de CIA’nın tespitlerini, öngörüsünü seslendiriyordu” yorumunu yaptılar.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Olağanüstü Din Şurası'nda FETÖ’ye dair önemli açıklamalarda bulundu.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan bazı cümlelerin altını bir kez daha çizelim:

"Bu hain örgütün gerçek yüzünü çok daha önceden ortaya dökememiş olmanın üzüntüsü içerisindeyim. Rabbim de milletim de bizi affetsin.”

“Ülkemiz son 3 yıldır önemli gelişmelere sahne oluyor. Silahlı darbe girişimi sürecin en kanlı, en cüretli boyutunu teşkil etmiştir. Bu gelişmelerin odağında yer alan Fethullahçı terör örgütü kendisini eğitim öğretim hizmetinde yer alan bir kuruluş gibi göstermiştir. Bu örgüt 40 yıldır kanserli bir hücre gibi, büyümesi dini değerleri öne çıkaran kimliği sayesinde mümkün olmuştur.

Milletimiz meşrebi ne olursa olsun Allah diyen peygamber diyen en azından böyle gözüken herkesi desteklemiştir. Rahmetli Özal, Demirel, Ecevit, hatta biz bu yapıya destek olduk. Ben de katılmadığım pek çok yönleri olmasına rağmen bunlara yardımcı oldum.

Yurtdışında yürüttükleri eğitim faaliyetlerinin hatırına bunlara müsamaha gösterdik. Hatta ve hatta Allah dedikleri için müsamaha gösterdik. Ortak bir yanımız var dedik. Ama aynı menzile giden farklı yollardan bir yapı gördüğümüz yapının sinsi emellerin örtüsü olduğunu uzun süre göremedik. 2010 yılından itibaren bu tespiti paylaştığım üst kademe yöneticisi oldu. O yıldan itibaren tavrımız değişti. 2012 yılından itibaren bu yapıyla ilgili rezervlerimizi ortaya koyduk.

Çok yakından tanıdığım bazı komutanlara yöneltilen suçların gerekçesi beni ikna etmiyordu. O sıralarda meseleyi kendi arkadaşlarımıza bile anlatmakta güçlük çekiyorduk. Bu örgütün en başına şahsımı, altında Binali Bey, enerji bakanımız, oğlum, birkaç işadamı bu örgütün şemasında görülen isimler oldu. Bunu dahi anlatırken birçok arkadaşlarımız inanmıyordu. Hala inanmayanların olduğunu da biliyorum. Bakıyor ama görmüyor olanların da olduğunu biliyorum. Bu noktadan sonra şüphe dönemi bitti mücadele dönemi başladı.”

Rabbimiz hepimizi FETÖ ve benzeri şer organizasyonların zararlarından korusun.

Dileriz, her geçen gün bütün kurumlardan bu çetenin zihinleri zehirlenmiş mensupları temizlenir, Türkiye daha fazla güçlenmiş olarak mazlum ve mağdur coğrafyalarda yolumuzu bekleyen kardeşlerimize desteğini devam ettirir.

 

recep.kocakk@gmail.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.