Değerli Dostlarım size vefat eden çok değerli bir insan olan Prof. Dr. Celal Yeniçeri’yi yazmadan evvel kendisiyle tanışmama vesile olan eğitim hayatımı kısaca aktarmak istiyorum.

1979 senesinde birincilikle bitirdiğim Beykoz Tokatköy ilkokulundan sonra nereye gideceğimi benden daha çok takip eden elleri öpülesi ilkokul 5. Sınıf hocam Hatice Toptaş idi. Acaba Kuran Kursuna mı gidecektim, hafız mı olacaktım yoksa yürüme mesafesindeki Ortaçeşme Ortaokuluna mı gidecektim?

Çocukluğumdan beri merakım olan dini eğitimimi mutlaka almak istiyordum. Ancak başta Hatice öğretmenim olmak üzere yakınlarımın da arzusu olan dünyevi eğitimimi de aynı anda anda yapabilmeliydim. İşte tam bu sırada rahmetli babama bir dostu Fatih İmam Hatip Lisesine gidin demiş.

Beykoz’dan 4 saatte ancak gidebildigimiz Fatih Imam Hatip Lisesi Müdürü “siz Anadolu yakasında oturuyorsunuz buraya kaydınızı alamayız, Kadıköy Imam Hatip Lisesi’ne gidin” dedi. Kadıköy İmam Hatip Lisesine gittiğimizde onlar da “Beykoz’da oturduğunuz için Üsküdar İmam Hatip Lisesi’ne gitmelisiniz” dediler. İşin ilginç yani ne biz Üsküdar ve Kadikoy’de İHL olduğunu biliyorduk, ne de Fatih IHL müdürü Uskudar’da İHL olduğunu biliyordu. Tüm Turkiye’yi bilemem ancak o tarihte İstanbul’da sadece 11 İmam Hatip Lisesi vardı.

1979 senesinde başladığım ve sadece iki yıl okuduğum Üsküdar İmam Hatip Lisesi’nde (*) Hüseyin Karadağ en başta olmak üzere çok kıymetli unutulmaz hocalarımız oldu. Erol Bayraktar (namı diğer Kaptan), Ali Altındal, Osman Akyüz (Kurucu Müdür), Huzeyfe Coşkun (İkinci Müdür), Osman Fehmi Dursunoğlu (Eski Üsküdar Müftüsü), Abdullah Yıldız, Münevver Boybas, Fatma Sulluoglu, Kerim Arıcı, merhum Ahmet Soylu, merhum Ahmet Duran, Züleyha Cömert (**), Namık Yalçınkaya (***) hatırımda olan hocalarımız idiler.

Başa dönecek olursak, işte bu güzide öğretmenlerimizden biri de dün vefat eden Prof. Dr. Celal Yeniçeri hocamızdı. Merhum Yeniçeri hocamız 41 yıl evvel dersimize girdiğinde hiç unutamadığım ve tatbik etmeğe çalıştığım bir şey söylemişti. Merhum Hocamız Üsküdarlı idi ve Fatih İmam Hatip Lisesi’ne gidip gelirken Üsküdar’dan Eminönü’ne vapurla gidermiş. 15 dakika gidiş ve 15 dakika dönüşte hergün yarım saat çalışarak Ingilizce öğrendim demişti.

Hocamızın bu müthiş planlı ve boş vaktini muazzam değerlendirmesi birçoğumuza nice ufuklar açmıştı. Bendenizin de hergün tam 2 saatlik otobüs yolculuğu oluyordu. Tokatköy ilk durakta 15A numaralı belediye otobüsüne binip Üsküdar son durakta inerek Toptaşı’nın yolunu tutardım. Bir saatlik otobüs yolculuğumda bütün derslerimi otobüste tamamlardım. Zira o tarihte evimizde elektrik yoktu. Evet umarım Z kuşağından bu yazımı okuyanlar olur. İstanbul Beykoz’daki evimizde fazla değil 40 yıl önce elektrik yoktu. Allah SVT Celal Yeniçeri hocamızdan binlerce kez razı olsun. Kendi tatbik ettiği vapurda çalışma azmini bizlerin de otobüslerde yapmamıza vesile olmuştu.

Merhum Celal Yeniçeri Hocamız daha o yıllarda uzay ile ilgili bilgiler verirdi bizlere. Türkiye Uzay Ajansı hocamızdan istifade etti mi bilmiyorum.

Hocamız mütevazı, kalender ve bir disiplin abidesi idi. Mezunlarımızdan MZG bir gün hocamıza derste aynen şöyle sormuş. “Hoca eğer kızmazsanız bir soru sormak istiyorum. Neden bıyık bırakmıyorsunuz?” Merhum Hocamız da “Evladim hem çıkmıyor hem de saridur” demişler.

Hz. Ali (RA) in en büyük sözlerinden biri de “Men allemeni harfen fegad seyyarani abden” dur. Başta Üsküdar Imam Hatip Lisesi ve Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde yetiştirdiği binlerce öğrencilerinden biri olarak hocamıza yüce Allah’tan rahmetler diliyor, makamı cennet olsun diyor, yazdığı eserleri sadakayı cariyesi olsun diyoruz.

* Daha sonra yatılı imtihanı kazanıp Kırklareli İmam Hatip Lisesi’ne gittim.

** 12 Eylul’den sonra başörtüsü yasağının ilk uygulandığı okul Üsküdar IHL idi ve ilk yasak da muhtereme Züleyha Hocamıza uygulanmıştı.

*** Derslerde başörtüsünün Allah’in emri olduğunu söylerken şimdi nasıl başınızı açın derim diye idarecilikten istifa etmişti.