Selamün aleykum değerli dostlar özel işlerimden dolayı uzun zamandır yazamıyordum öncelikle onun için herkesten özür dilerim. Bugün size Ortadoğunun en ciddi devleti olan ve devlet geleneği bin yılı geçmiş olan ülkemiz üzerinde oynan oyunlarla ilgili birkaç şeyi delillere dayanarak yazacağım.

Düşünün ülkemizin enerji konusunda ciddi bir dışa bağımlılığı var. Özellikle dış ticaret açığımızın en büyük kalemini enerji alımları oluşturuyor. Bu enerji alanındaki satın almaların dev batılı enerji şirketleri ile komşu ülkelerden farklı şekillerde sağlandığı malum. Eskinin aksine Türkiye son dönemde ciddi şekilde enerji yatırımlarına yöneldi. Bunun anlamı enerji konusunda tam bağımsız olmak hem de büyük miktarda dışa giden maddi kaybın önlenmesidir. İşte ülkemiz bunu yaparken çok ciddi sıkıntılarla karşı karşıya geliyor. Gerek HES projeleri gerek termik santral projeleri ile buna benzer birçok enerji projesi hem yurt içi hem de yurt dışı bazı kesimlerce yoğun şekilde eleştiriliyor. Sadece eleştiriliyor mu? Hayır, maalesef bazen santrallerin bulunduğu bölgede farklı guruplara protesto ettiriliyor. Yetmiyor bazen de maşalar kullanılarak çeşitli provokasyonlar yapılıyor.

Bir örnek verelim. Türkiye’nin bir yerinde büyük bir termik santral yapılıyor ciddi şekilde ülkemizin faydasına olacak ve büyük bir enerji üretimi sağlayacak bir işletme. tam bitmek üzere iken inşaat işlerinde çalışan bir işçi kavga çıkarıyor(Bu tip yerlerde hemen hemen her gün yeni işçiler işe girer ve çıkar büyük çapta iş gücü olduğundan). Kavga çıkaran işçi birkaç gün önce işe girmiştir. İşin garip tarafı sürekli kavga çıkarmak için uğraşmış ama kimse ona bu zevki tattırmamış. Ama kendisi en sonunda çok ileri gidince 6 kişilik bir grupla kavga etmiş dayakta yemiş. Hemen, daha hastaneye gitmeden her yeri aramış medya, vekiller, sivil toplum örgütleri ve iddiası kendisini dövenlerin mezhebinden dolayı dövdükleri. Hesabı herkesi ayaklandırıp gündem yaratma. Ve esas amaç kavgadan dolayı oluşacak gündemde ek olarak termik santralin doğaya verdiği zarar yalanıyla birlikte benzeri farklı sorunlar oluşturup burayı sıkıntıya sokup provoke etme. Tam da Bu yönde gündem oluşmaya başlamışken hesaba katılmayan bir şey ortaya çıkıyor oda onu dövenlerinde aynı mezhebi inanışa sahip olmaları. Tabi adamın bütün tezi çöküyor sonra birde bakıyorlar ki adamın birkaç farklı ülke oturma izini var. İlginç bağlantılar vs. adamın gidip gelmediği ülke kalmamış. Amaç bağcıyı dövmekmiş üzüm yemek değil.

Enerji yatırımlarında buna benzer olaylar oluyor olacakta uyanık olunmalı. Sadece enerji alanında mı? Birkaç gün önce Diyarbakır’daki yakalanan ajanlar, Gezi olayları (Ki iki ağaç bahanesiyle başlamıştı) ve benzer niceleri. Ortadoğu’nun belki de bir iki ciddi ülkesinden biri olan vatanımız birçok kesimi rahatsız ediyor bunu iyi bilelim ona göre önlem alalım ve daha büyük ülke olmak için yediden yetmişe hep beraber çok çalışalım.

                                                                Hikayename                

Değerli dostlar Anadolu’da işimden dolayı çok bulunduğumdan orada yaşanmış küçük ama tatlı Anadolu saflığı ve temizliğini yansıtan hikâyelerden bazen burada yazacaklarım olacak. İnşallah beğenirsiniz.

                                                        Leylekler Ovası

Rahmetli Altındiş Hamdi İskilip’in güzel insanlarından biriymiş. Nasrettin hoca vari espri anlayışı, ibadetlerinden taviz vermemesi ve dine düşkünlüğü bilinen önemli özelliklerinden bazılarıymış. Yaşadığı dönemde herkes onu sever fıkra tarzı anılarını kulaktan kulağa anlatılırmış. Bir gün bunun şakacı tarafını bilen dükkânının çevresindeki esnaftan bazıları bir şaka yapalım demişler. Hamdi amca inançlı dinene düşkün birisiymiş lakin eski dönemlerde malum okul ve medrese eğitimi çok az olduğundan dini bilgiler sınırlı imiş. Esnaf bir sofra kurmuş Hamdi amcayı da o yemeğe davet etmişler. Yemek malum acele hazırlanmış küçük bir sofraymış. Yemek yenilmiş bitene yakında başlamış esnaf Hamdi amcaya yemek duasını sen et sen hoca adamsın sakalın, nur yüzün sen biliyorsundur demeye. Oysa esnaf farkındaymış Hamdi amca şükrü bilir duada eder ama yemek duasını tam usulüne göre öğrenmemiştir. Malum onun döneminde medrese okul eğitimi çok azmış Hamdi amcamda öyle bir eğitim almamış amaç espri yoluyla Hamdi amcaya takılmak. Hamdi amca olayı çözüyor. Amacı anlıyor kendi kendine, hem yemeğe davet edersiniz hem de doğru dürüst bir şeyler hazırlamazsınız işin sonunda birde bana mı takılacaksınız?  Bu düşüncelerle ellerini kaldırır ve onlara hazır zekice cevabı yapıştırı verir el cevap: Erenler ovası leylekler yuvası bu kadarcık yemeğin ancak budur duası der ve tüm esnafı mat edip susturur.

Selam ve duayla

tahirhangul@hotmail.com